Bayram alayı nedir? Osmanlı’nın tören coşkusundaki merasimleri...
Osmanlı'da farklı adetlerle karşılanan ve tören coşkusuyla yaşanıp uğurlanan bayramlara 15 gün önceden hazırlanılırdı. Bayramlarda, en çok önem verilen hadise padişahların bayramlaşma törenleriydi. Osmanlı padişahlarının bayram namazlarını kılmak için saraydan camiye gidiş ve dönüşleri sırasında bayram alayı denilen bir merasim düzenlenirdi.
Bayramlar, insanları iyilik ve mutluluk eksenli tek bir düşünce etrafında birleştiren özel günlerdir. Milli ve yerel olanların yanında Ramazan ve Kurban Bayramı gibi inanç kaynaklı bayramların mesajı bütün insanlığa yönelik olur. Osmanlı'nın, cülus törenlerinden sonra en fazla önem gösterdiği günler, bayram merasimleriydi. En çok önem verilen hadise ise padişahların bayramlaşma törenleriydi.
Osmanlı'da bayramlaşmanın nasıl yapılacağı Fatih Kanunnamesi ile belirlenirdi. Bayramlarda padişah, gidilecek camiyi önceden seçer ve bu genellikle Ayasofya veya Sultan Ahmet camilerinden biri olurdu. Padişahın yaşadığı ve devletin yönetildiği bir merkez olma dolayısıyla sarayda düzenlenen bayram törenlerinin diğer adıyla muayedelerin ayrı bir anlamı ve önemi bulunurdu. Saray hayatının işleyişine hâkim olan ve zaman içinde kanun hükmünü alan teşrifat kaideleri en yoğun şekilde bayram kutlamalarında kendisini göstermektedir.
Osmanlı sarayında geniş katılıma sahip padişah merkezli bayram kutlamaları ayrıntılı bir yapıya sahipti. Günümüz için basit görünen bu ayrıntılar dönem içerisinde çok derin anlamlar ve mesajlar ifade etmekteydi. İmparatorluk ve büyük devlet olma iddiası, büyüklüğü, inceliği, eşsizliği, ulaşılmazlığı ve ihtişamı ifade eden bu ayrıntılarıyla bir bütünlük gösterir. Bu durum geçmişte olduğu gibi günümüzde de geçerlidir.
Fatih Kanunnamesi'nde, sarayda düzenlenecek olan bayram törenlerine kimlerin katılacağı, bayramlaşmada hangi sıranın takip edileceği ortaya konulurdu. Bunun yanında üst düzey devlet görevlilerinin katıldığı ve hiyerarşinin gözetildiği bu törenlerde Topkapı Sarayı'nda divan meydanında kurulan tahtta oturan padişahın elini yahut eteğini öpme hakkına sahip olan rütbe ve mensup sahipleri de açıkça belirtilirdi.