ABD’ye 122 yıldır anlatmaya çalıştığımız Ermeni meselesi
Her 24 Nisan'da ABD Başkanı'nın 1915 olaylarıyla ilgili ne diyeceğini bekliyoruz. Halbuki Ermeni sorununun geçmişi 1800'lerin sonlarındaki isyanlara dayanıyor. Uzun yıllar bu sorunla uğraşan İkinci Abdülhamid ilk olarak 1897'de ABD elçisine Ermeni meselesinin gerçeklerini anlatmıştı.
Her 24 Nisan'da ABD Başkanı ne diyecek diye bekliyoruz. İkinci Abdülhamid döneminden beri Ermeni meselesini ABD'ye anlatmaya çalışıyoruz. Ermeni meselesi genelde 1915'te başladı zannedilir, ancak ağırlıklı olarak Türkiye'nin ve Avrupa'nın gündeminde yer alması 1878 Berlin Antlaşması'ndan sonradır. Yani 141 yıllık bir geçmişi vardır.
İkinci Abdülhamid, iktidarının büyük bir kısmında Ermeni meselesi ile uğraşmak zorunda kalmıştı fakat bu konuda taviz vermedi. Padişah, meselenin aldığı siyasi boyutun farkındaydı. Bu yüzden içeride Ermeniler'in terör faaliyetlerine yönelik sıkı tedbirler alırken, dışarıda da Batı kamuoyunu bilgilendirme yoluna gitti. Zaman zaman yabancı ülkelerin elçilerini ve gazetecilerini Yıldız Sarayı'na davet edip, Osmanlı Devleti'nin ve kendisinin Ermeni meselesine bakış açısını anlattı. Anlattıklarının da yabancı ülkelerin gazetelerinde yayınlanmasını sağlamaya çalıştı. Bu konuyu Türkiye'nin İkinci Abdülhamid dönemi konusundaki en önemli uzmanlarından Vahdettin Engin'in "Kurtlar Sofrasındaki Osmanlı" isimli kitabından naklediyoruz. Sultanın, Ermeni meselesi hakkında yabancıları aydınlatmaya yönelik faaliyetlerinden biri de Amerika elçisini huzuruna kabul edip, elçiye Ermeni meselesini anlatmasıydı. Amerikan elçisi Terel, İkinci Abdülhamid'le yapmış olduğu bu görüşmeyi daha sonra Kasım 1897'de, Century Magazine gazetesinde yayınladı:
"İçinde bulunduğumuz 1897 Martı'nın 19. günü selamlık törenini seyretmek üzere Yıldız Sarayı'na gittim. Törenden sonra padişahın huzurunda iki saat kadar kaldım ve iltifatlarına mazhar oldum. Padişah hazretleri Osmanlı Devleti'nde Ermeni milletinin mazhar olduğu iyi muameleler konusunda pek çok şeyler söyledi. Bu söylediklerinin Amerikan kamuoyunca da bilinmesini arzu ettiklerini ifade etti.
Sultan Abdülhamid, görüşmemiz sırasında, Ermeni ayaklanması denilen olaylar sırasında yaptığı icraat hakkında İngiliz milletvekili Sir Simith Barten'in gerçeklere uygun bir ifade kullanmasından gayet memnun olduğunu belirtti. Daha sonra, "Hakikatleri Amerikan kamuoyuna sizin bildireceğinizi umarım" dedi ve Ermeniler hakkında bazı bilgiler verdi.
Zat-ı şahaneleri bunları anlattıktan sonra Ermenilerin başına gelenlerin Hristiyan olmalarından kaynaklanmadığını söyledi. Bunu ispat için, gerek atalarının gerekse kendisinin Ermenilere iyi davrandıklarını, onlara tam olarak güvendiklerini ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti: "Babam Sultan Abdülmecid Han Hazretleri Baruthane Nezareti'ni Dadyan isimli bir Ermeni'ye emanet etmişti. Öyle ki kötü barut imal edip de Osmanlı askerine zarar vermek Dadyan'ın elinde idi. Buna rağmen bu kişiye güvenildi ve Dadyan da bu suretle pek çok servet edindi. Oğulyan, Agop, Gümüşgerdan, Balyan ailesi hep Osmanlı'ya hizmet ederek zengin oldular...