Zor zamanlarımıza şifa gibi gelecek öneriler
Hayat denilen şahsi zaman dilimi, mezar taşındaki doğum ve ölüm tarihlerinin arasında bulunan çizgi kadardır. O kadar kısa ama o kadar düz ve pürüzsüz değil. Her birimiz neler yaşıyoruz, nelere şahit oluyoruz ya da sabrediyoruz veya ağır kayıpların, hayal kırıklıklarının altında eziliyoruz. Bazen başımızın göğe değdiğini hissedecek kadar mutluyken bazen de yerin en dibini görüyoruz. Ve ne yazık ki zor zamanların etkisini üzerimizden atmak hiç de kolay olmuyor. Zor zamanlarımıza şifa gibi gelecek önerileri sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
En iyi sonuçları çok nadir anlık sonuçlarla elde edersiniz. Eğer sabırlı olursanız potansiyelinizi çok rahat arttırabilirsiniz. Eğer istekleriniz hemen yerine getiriliyorsa ileriye bakmak için hiç bir sebebiniz olmaz. Umut ve gelişim aşamasındaki tüm güzellikleri kaçırırsınız.
Sabır, beklemek değil; inandığınız şey uğruna çalışırken iyi tutumunuzu her zaman koruyabilme yeteneğidir. Bu odaklanabilmek ve güvenli küçük adımlar atmaktır. Değer zaman alır ve yaratmaya olan bağlılık yaratıcısından daha uzun yaşar.
Çok önemli bir şeye ulaşmaya çalıştığınızda bazen başkalarına çabanızı doğrulatmak için fikrini sorarsınız. Ama bu çok da doğru bir şey değil. Ne siz bu hayatta başkalarının beklentileriyle yaşıyorsunuz ne de onlar sizinkilerle. Başarı herkes için farklı bir anlam taşır. Sonuç olarak başarı aslında hayatınızı kendi belirlediğiniz yönde mutlu şekilde geçirmektir.
Etkileyici olmak için gösterişli olmanıza ve önemli olmak için ünlü olmanıza gerek yok. Kimse tarafından onaylanmaya ihtiyacınız yok. Siz zaten değerlisiniz. Sadece kendinize ve ulaşmak istediğiniz şeye güvenin. Duyulmayan başarı duyulan kadar tatlı, gösterişli ve gerçekten uzak olabilir. Başarı sizin onu nasıl tanımladığınızdır, başkalarının değil.
Kötü zamanlarınızda çevrenize bakıp insanların ne kadar mutlu olduğunu söylemek çok kolay ama herkes gerçekten mutlu değil. Pek çok insan kendi içinde mücadele veriyor. Eğer kendinizi insanlara açıp birbirinizle konuşursanız yalnız olmadığınızın fark edersiniz. Çoğu insan aslında sizinle aynı savaşta dövüşüyor, hepiniz bu işte berabersiniz.
Her ne kadar bulunduğunuz durumdan utansanız da unutmayın ki sizinle aynı şekilde hisseden bir sürü insan var. Eğer kendi kendinize yalnız olduğunuzu söylüyorsanız aslında o sizin kendi zihninizin bir yanılgısı. Her zaman yanınızda insanlar var ve onlarla hemen konuşamasanız bile onlar ordalar.
Zorluklarla başa çıkabilmek işte bu nedenle cesaret gerektir. Bazılarının başarısının sırrı, onların bir kenarda oturan kişilerin yaptığı hatayı yapmamasından kaynaklanıyor. Düşen, düşmesine rağmen yine de yola devam etmeyi bilen bu kişileri diğerlerinden ayıran en önemli özellikleri de aslında bu. Herkesin zor zamanlar yaşayabileceğini, maddi problemlerin de, kayıpların da, içsel sıkıntıların da insanlar için olduğunu bilen bu kişiler, zorlukla karşısında yılmamak gerektiğini de kabullenirler.
Çünkü ancak bu şekilde yaşamın tam anlamıyla kucaklanabileceğini, hayatın bir parçası olan zorlukların inkâr edilmesinin hiçbir işe yaramayacağını anlarlar.
Zor zamanların üstesinden gelebilmek için yapmanız gereken ilk şey sorunun nedenini bulmak. "Nedensiz zor zaman mı olur hiç" diye düşünenler olacaktır. Ama var. Daha doğrusu yaşadıklarının nedenini bilmeyen insanlar var.
Etrafımız neden böyle kötü hissettiğini, içindeki büyük kara boşluğun nedenini bilmeyen sayısız insanla dolu. İşte bu sebeple ilk olarak sorununuzun nedenini ya da nedenlerini bulmalısınız. Çünkü neden böyle bir durumda olduğunuzu bilmezseniz, doğal olarak sorununuzu nasıl çözeceğinizi de bilmezsiniz.
Yapmanız gereken şey kalabalıktan sıyrılıp kendinizle yalnız kalmanız. Sonrasında oturup detaylıca düşünün. Ancak burada yapmanız gerek şey kendinize soracağınız sorulara dürüstçe cevap vermeniz. Bunu başardığınız anda yolu yarılamış olacaksınız.