Türk sanat müziği meraklılarının bilmesi gereken terimler
Kökleri Osmanlı coğrafyasındaki müzik türlerine dayanan Klasik Türk müziği veya Türk sanat müziği; zengin kültürümüzü günümüze taşıyan önemli miraslarımızdan biridir. Köklerini geçmişten alan yüksek bir değere sahip olan Türk sanat müziği; eşsiz zenginlikte bir repertuvara sahiptir. Gelenek sahibi bir müzik olmasıyla da öne çıkan Türk sanat müziği; bu yönüyle Batılıların klasik müziği ve Hint müziğiyle birlikte dünyanın üç klasik müzik türünden biri olarak kabul edilir. Türk sanat müziği meraklıları için bilinmesi gereken terimleri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Türk mûsikîsinde beste formundan sonra gelen değişik bir beste tarzıdır. Semainin tarifi bu şekilde olmasına rağmen değişik iki tür semai vardır.
1- Ağır Semai
2- Yürük Semai
Ağır semailer, beste formundan hemen sonra fasıllardaki sıraya göre yer alırlar. On zamanlı ve altı vuruşlu, dörtlük birimle yazılan bir küçük usuldür. Ağır semailer, yapı itibariyle beste formunu andırırlar. Hane, terennüm gibi bölümler bestede olduğu gibi semailerde de bulunur. Fasıldaki sıraya göre (Peşrev, Beste) formlarından sonra sıralanan Ağır semaiden sonra Şarkı formu gelir.
Fasıl icrasında şarkılardan sonra tekrar Semai formuna dönülür. Ancak bu sıradaki Semailer, Ağır Semai adını taşımazlar. Bu tür semailere "Yürük Semai" adı verilir. Yürük Semailer, Yürük Semai adı verilen usûlle ölçülmüşlerdir. Ağır Semailere göre daha hareketli ve canlıdır. Hane ve terennümler Ağır semailerde olduğu gibidir.
Yürük semai icrasından sonra Saz semaisi icra edilir. Bu şekilde fasıl tamamlanmış olur. Türk mûsikisinde Peşrev, Kâr, Beste, Ağır Semai, Şarkı, Yürük semai ve Saz semaisinden meydana gelen fasıllara "Takım" adı verilir.
Saz çalan kişi. Bu tabir sazında ustalaşmış icrâcılar için kullanılır. Her saz çalana sazende denmez.
Bir olayı, tabiattaki herhangi bir hadiseyi veya bir duyguyu müzik diliyle anlatan saz eserlerine "Tasvir" adı verilir. Çok geniş kapsamlı olmasına rağmen, çok az yazılan tasvir türü eserlerin usûlü, ritmi bestekârın arzusuna kalmıştır. Peşrev ve saz semaileri gibi belirli haneleri yoktur. Konunun durumuna göre birden fazla haneleri bulunabilir.
Türk mûsıkîsinde küçük usûllerle ölçülen sözlü, terennümsüz, dört haneli eserlere "Şarkı" adı verilir. Genellikle dört mısralık güftelerden meydana gelen şarkılar, dört hane olarak bestelenir. Birinci hane "Zemin" adını alır. Bu hane esas makam dizisinin seslerinin gösterildiği bölüm olup, şarkılarda giriş bölümünü teşkil eder.
İkinci hane "Nakarat" adını alır. Bu kısımda genellikle yakın makam dizilerine geçkiler bulunur. Nakaratların bitiş kısmında adını taşıdığı makam dizisinin sesleri ile karar bulunur. Üçüncü hane "Meyan" adını alır. Meyanda esas makam dizilerinde dolaşıldığı kadar genellikle tiz perdelerde dolaşılır ve geçkiler yapılır.