Kabirleri İstanbul'da olan bestekarlar
İstanbul'un bir kültür ve sanat merkezi haline gelmesinin ardından musiki nazariyatı sahasındaki çalışmalar çoğunlukla burada devam etti. Sadece İstanbul'da bilinen 50'yi aşkın bestekarımızın kabri bulunuyor. Peki, biz Türk musikisine ait değerlerimizi ne kadar koruyor ve önemsiyoruz? Örneğin; İstiklal Marşı'nın ilk bestecisinin kim olduğunu veya kabrinin nerede olduğunu kaç kişi merak edip araştırdı? Sizler için musiki tarihimiz açısından değerleri büyük olan ve kabirleri İstanbul'da bulunan bestekarlarımızı derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Besteci – 700 beste- Türk musiki sistemini yazan bilgin, albay ve doktordur. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı'nda L adasındadır.
Hakkında kısa bilgi:
Suphi Ezgi 700'den fazla eser bestelemiş, ancak bunlardan sadece durak, peşrev, saz semâisi, oyun havası, taksim, beste, ağır semâi, yürük semâi, marş ve şarkı formundaki 165'ini neşre lâyık görmüştür. Sözleri Tevfik Fikret'e ait olan Vatan Şarkısı adlı eseri Paris Konservatuvarı profesörlerinden Albert Lavignac tarafından armonize edilmiştir (notası için bk. Şehbâl, sy. 64 (1 Temmuz 1328), s. 307). Şarkılarından yirmi sekizini, 1916 yılında Musahibzâde Celâl'in Lâle Devri Opereti için şair Nedîm'in kaside, gazel ve şarkılarından bestelediği eserler teşkil eder. Ayrıca kürdî makamının hüseynî-aşiran perdesindeki şeddini "aşkefzâ", bûseliğin aynı perdedeki şeddini de "ruhnüvâz" adlarıyla müstakil yeni makamlar haline getirmiş ve şeref-i hamîdî makamının adını "şerefnümâ" olarak değiştirmiştir.
Besteci, şair, Mevlevî Şeyhi, Mevlevî Şeyhi Nafiz Dedenin oğlu, Şair Yenişehirli Avni'nin kayınbiraderidir. Mezarı, Eyüp Sultan'da Bahariye Mevlevî Dergâhı bahçesindedir.
Hakkında kısa bilgi:
Hüseyin Fahreddin Dede güzel sesi, hâfızasındaki eserlerin çokluğu ve sağlamlığı yanında iyi bir bestekâr ve neyzen olarak da tanınmıştır. İlk mûsiki bilgilerini mevlevîhânede aldıktan sonra Hamâmîzâde İsmâil Dede'nin talebelerinden Yağlıkçızâde Ahmed Efendi ile Mutafzâde Ahmed Efendi'den, aralarında mi'râciyyenin dügâh ve segâh bahirlerinin de bulunduğu pek çok eser meşketmiş, Mutafzâde'nin vefatından (1883) sonra çalışmalarını Zekâi Dede ile devam ettirmiştir. Bu arada Muzıka-yi Hümâyun flütistlerinden Hacı Râtib Efendi'den Batı müziği, Kozyatağı Rifâî Tekkesi şeyhi Halim Efendi'den Hamparsum notası ve tanbur öğrenmiştir. Bestelediği eserlerin en önemlisi acemaşiran âyinidir. İlk mukabelesi 29 Nisan 1885'te Bahariye Mevlevîhânesi'nde yapılan bu âyin Mevlevî mûsikisinin başta gelen örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Büyük besteci (127 beste), şair. Kız Sanayi Mektebi Müdürü, Haseki Hastanesi Müdürü, Mevlevi'dir. Mezarı, Karacaahmet Mezarlığı'ndadır.
Hakkında kısa bilgi:
Besteci (400 beste), Tanburi, Riyaseti Cumhur İncesaz Heyeti Bşk. (1923), Ankara Radyosu Türk Musikisi şefi (1936), İstanbul Konservatuarı Tasnif Heyeti Bşk. (1950-1965), Mızıka Binbaşısı, Kemençeci Fahire Fersan'ın eşidir. Mezarı, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda 12. adadadır.
Hakkında kısa bilgi:
Son devrin en ünlü mûsikişinasları arasında yer alan Refik Fersan icracılığı, bestekârlığı ve hocalığı ile tanınmıştır. Haftanın belli günlerinde mûsiki toplantılarının yapıldığı Hekimbaşı Behçet Efendi Yalısı'nda Leon Hancıyan, Tanbûrî Cemil, Enderunlu Hâfız Hüsnü, Lavtacı Andon, Neyzen Aziz ve Hakkı Dede, Yeniköylü Hasan Efendi, Rahmi Bey, Lemi Atlı gibi mûsikişinasları tanıma imkânı buldu. Önceleri bir süre ud çalmaya çalıştıysa da daha sonra tanbura döndü. On iki yaşında iken Tanbûrî Cemil Bey'den almaya başladığı tanbur derslerine 1913 yılına kadar devam etti. Bu arada Leon Hancıyan'dan Hamparsum notasını öğrendi, usul ve nazariyat dersleri aldı. Beste denemelerine Mısır'da iken başlamışsa da esas çalışmalarına 1920'den sonra ağırlık vermiştir. Bestelediği ilk sözlü eser güftesi Fuzûlî'ye ait, "Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?" mısraı ile başlayan kürdîlî-hicazkâr şarkı (1909), ilk saz eseri de fahte usulündeki şehnaz-bûselik peşrevidir.
(1851 Teselya - 1929 İstanbul) Besteci, neyzen. İstanbul Konservatuarı kurucusu, albay, Besteci Musa Süreyya'nın babasıdır. Mezarı, Merkezefendi Türbesi bahçesinde oğlunun mezarı yanındadır.
Hakkında kısa bilgi:
Eserleriyle de zamanının önemli bestekârları arasında yer alan Âsım Bey'in ney üflemedeki ilk hocası Neyzen Yûsuf Paşa'nın talebelerinden Hasan Dede'dir. İstanbul'a geldikten sonra ise meşhur neyzen Sâlim Bey'den meşketmiştir. Osmanlı-Rus savaşına katılmak için İstanbul'dan ayrıldığında hocası Sâlim Bey'in yanında kolayca taşıyabilmesi için hediye ettiği giriftle savaş yıllarında meşgul olarak iyi bir giriftzen olmuştur. Savaş dönüşü İstanbul'a geldiğinde Neyzen Yûsuf Paşa, Hacı Ârif Bey, Bolâhenk Nûri Bey, Tanbûrî Ali Efendi, Medenî Aziz Efendi gibi mûsiki üstatları ile arkadaşlık etmiş ve onlardan faydalanmıştır. Türk mûsikisini Avrupa'da tanıtmak maksadıyla Tanbûrî Cemil Bey'le birlikte bir grup kurarak başarılı çalışmalar yapmışlarsa da her ikisinin de hastalanması sebebiyle Avrupa gezisine çıkılamamış ve teşebbüs sonuçsuz kalmıştır. Toplam olarak yirmi yıldan fazla kaldığı Amasya'da birçok talebe yetiştirdiği gibi İstiklâl Marşı'nın bugün okunmayan bestelerinden birinin de bestekârlarındandır. Zamanımıza saz ve sözlü eserlerinden kırk üçünün notası ulaşmıştır.