Arama

Her satırda hayatın anlamını sorgulatan 15 kitap

İnsanlar, hiçbir bilgiye sahip olmadan doğar. Yaşamı boyunca birçok bilgi öğrenir. Okulda olduğu kadar hayatta da başarılı olmanın şartlarından biri yine kitaplardır. Kitapların hayatı sorgulayan, irdeleyen tarafına örnek olarak Kafka'nın şöyle bir sözü mevcuttur: "Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?" Sizler için hayatı anlamanıza yardımcı olacak, okumanız gereken 15 kitabı derledik.

  • 1
  • 15
"Yabancı", (1942), Albert Camus
Yabancı, 1942, Albert Camus

Albert Camus'nün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan "Yabancı", aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtıdır. Ölümün egemen olduğu bir "varlık"ın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi "Meursault", bir simge kahraman değildir, "adı" olmayan bir "Yabancı"dır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir.

Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camus'yle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. "Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir," der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 2
  • 15
"Karamazov Kardeşler", (1880), Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Karamazov Kardeşler, 1880, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Dostoyevski'nin yazdığı en önemli romandır. Bu romanı yazarken kullandığı isimler kendi yaşamından aldığı gerçek isimlerdir. Romanın kahramanının adının Alyoşa olması, kitabı yazmaya başlamadan önce ölen üç yaşındaki oğlu Alyoşa'ya bağlanır. Sibirya'daki sürgünü sırasında tanıştığı babasını öldürmek suçundan hükümlü bir mahkûm onun romanında konu edilmiştir. Bu kitap ve konusu sonraki yıllarda Psikanaliz'in kurucusu olarak bilinen Sigmund Freud'ün çalışmalarına da kaynaklık edecektir.

Dostoyevski'nin baba katilliği veya genel anlamda babalık konusu üzerinde durmasının bir diğer nedeni de kendi babasının, fakirlerin tedavi edildiği bir hastanede çalışan sarhoş bir cerrah olmasıdır. Köylüler kendileriyle yeterince ilgilenmediğini düşündükleri bu babayı öldürmüşlerdir.

Roman yayınlandığı zaman pek çok eleştirmen tarafından ağır eleştirilere maruz kaldı. Bunun nedeni o yıllarda Dostoyevski'nin bu romanda kullandığı tekniğin o yıllar için fazla düzensiz ve karışık bulunmasıydı. Modern çağlarda çok kullanılan ve popüler olan bu teknik aslında her şeyin bilinmesine rağmen olay hakkında sadece ipuçları verilmekte ve böylece okuyucudaki merak unsurunu canlı tutmaktadır.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 3
  • 15
"Suç ve Ceza", (1866) Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Suç ve Ceza, 1866 Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Özgürlük yolunda insanın hangi "eşikleri" aşabileceğini, kötülüğün sınırının nerede başladığını sorgulayan, erdemle vicdan arasında sıkışıp kalan iç dünyalara ışık tutan Dostoyevski'nin dahice kurguladığı, bir suçun psikolojik kaydı niteliğindeki eseri…

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 4
  • 15
"Dönüşüm", (1915), Franz Kafka
Dönüşüm, 1915, Franz Kafka

İlk kez 1915'te "Die Weissen Blaetter" adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.

17 Ekim 1912'de Felice Bauer'e gönderdiği mektupta Kafka Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar.

Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa'nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 5
  • 15
"Bulantı", (1938), Jean Paul Sartre
Bulantı, 1938, Jean Paul Sartre

Bulantı, 20. yüzyılın en etkili düşünürlerinden Jean-Paul Sartre'ın ilk romanı. Bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan varoluşçu akımın sözcülüğünü üstlenen Sartre, adını 1938'de yayımlanan bu romanıyla duyurmuştu. Günlük biçiminde yazdığı bu kitabında, romanın kahramanı Roquentin'in dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlatıyordu. Bu tiksinti yalnızca dış dünyaya değil, Roquentin'in kendi bedenine de yönelikti. Kimi eleştirmenler romanı hastalıklı bir durumun, bir tür nevrotik kaçışın ifadesi olarak değerlendirdilerse de, Bulantı, yansıttığı güçlü bireyci ve toplum karşıtı düşüncelerle, sonradan Sartre'ın felsefesinin temellerini oluşturacak birçok konuya yer veren özgün bir yapıttı. "Varoluş"la yüz yüze gelen Roquentin'in geçirdiği değişimi anlatan Bulantı, varoluşçuluğun kült kitaplarından biri oldu.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN