Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • İslam
  • Prof. Dr. Mehmet Emin Ay'ın Edebali Cami sohbeti: Kur'an'ın lezzetini aldığınız zaman bırakamazsınız

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay'ın Edebali Cami sohbeti: Kur'an'ın lezzetini aldığınız zaman bırakamazsınız

Efendimiz'in (SAV) her biri inci değerinde olan sözleri olan hadis-i şerifler Müslümanlar için yol gösterici birer kandil hükmündedir. Bu minvalde hadis meclislerine, sohbetlerine katılmak ve bu ortamın devamını sağlamak önemli bir sosyal sorumluluğu temsil eder. Fikriyat yazarı Prof. Dr. Mehmet Ay, hadis-i şerif sohbetlerine 2007 yılından bu yana Bursa Edebali Camii'nde devam ediyor. Her sene kasım ve mayıs ayları arasında yapılan "Hadis Sohbetleri" pazar günleri sabah namazından sonra gerçekleşir.

Edebali Cami İmam Hatibi Mehmet Yazar'ın emek mahsulü çalışmaları ile bu sene on altıncı yılına giren sohbetlerin ardından Bursa'nın dört bir yanından gelen cemaate çorba ikramı yapılıyor.

Fikriyat ekibi olarak 16. yılında olan "Hadis Sohbetleri"nin bu yıl ilk oturumuna katılarak bu manevi ortamın havasını teneffüs ettik. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay'ın sohbetini sizlerle paylaşıyoruz.

İslam'ın dayanağı olan dört hadis-i şerif

Mevlamız hem konuşana hem dinleyenlere hem şu anda bizleri dünyanın farklı yerlerinde bu sohbetlere kulak verip izleyenlere her birimiz için inşallah istifadeli eylesin. Onlara da buradan gönülden selamlarımızı gönderiyoruz.

Bismillahirrahmanirrahim

"Elif. Lâm. Mîm. Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh huden lil muttekîn"

Rabbimiz bazı surelerin ilk başlangıç ayetini "elif, lam, mim, hamim, elif, lam, ra" gibi harflerle başlatır. Aziz kardeşlerim! Bunlara "Huruf-u mukattaa" denir. Böyle bir ismi var. Sırrını bilmiyoruz bazıları efendim "ta-ha" gibi mesela ey Habibim uzun süreler ayakta kalıyorsun. O sebeple ayakların şişiyor bunu Hz. Aişe validemiz (RANHA) bize aktarıyor. Böyle hitabı o ki "ma enzelna aleykel kur'ane li teşka" "Ey uzun süre ayakta kalan kişi" manasınadır. Biz sana Kur'an-ı bir meşakkat olsun diye indirmedik, niye kendine bu kadar eziyet ediyorsun? Diye ayet-i kerime devam ediyor. O yüzden "ta-ha" bu manaya gelir, diyorlar.

"Nun velkalemi ve ma yesturun"

Bu hususta bilgiler var ama Kur'an-ı Kerim sırlar hazinesi, bilmiyoruz. Lakin Resulullah Efendimiz (SAV) buyuruyor ki:

"Kur'an-ı okuyan her bir mümine Allah (CC) bir harfine on sevap verir." Onun garanti olarak yazılan amelidir biiznillah. Yeter ki gönlü de Kur'an ile birlikte olunca, buna gayret ederek okuyunca bu gerçekleşir. Buna gayret etsin gözleri Kur'an-ı takip ederken, dili ayeti okurken, kalbi başka yerlerde dolaşmasın.

Bu çok önemli bir şeydir. Çünkü Mevlamız kalbimize bakıyor ve nazar ediyor. O esnada onun için Kur'an okumaya başlarken, "Ey Habibim Kur'an okumaya başlarken Kur'an okurken bile Allah'a (CC) sığın." bu ayeti kerime gereği, her Kur'an okuyucu "Euzu billahi mineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim" diye başlar, başlamalıdır. Neden? Çünkü "kalpleriniz bütünleştiği zaman Kur'an-ı okuyunuz" buyuran Resulullah Efendimiz (SAV), dilimiz ayeti telaffuz edip gözümüz satırlarda dolaşırken kalbimizin başka taraflara akmamasını istiyor. Çünkü Cenab-ı Hakk'a karşı mümin saygıda kusur etmiş olur. Aynen şuna benzetiliyor aziz kardeşlerim! Biri ile konuşuyorsunuz ama elinizde çağımızın derdi, müptela olunan şey, imtihanı, sınavı, belası telefon. Siz onunla meşgulsünüz. Arada bir başınızı kaldırıp "he öyle mi" falan diyorsunuz. Karşınızdaki insan "beni dinlemiyor" vehmine kapılır, üzülür. Ona siz vakit ayırmıyorsunuz demektir. Bu durum nasıl nahoş bir durum ise kalbimiz başka yerlerde dolaşırken gözümüzün ayeti takip ettiği, dilimizin de okuduğu durumlara düşmemizi istemiyor Resulullah (SAV) Efendimiz...

En büyük muallimimiz, öğretmenimiz onun için istiyor ki bu kalp ona versin kendisini. O zaman Kur'an'ın lezzetini aldığımız zaman bırakamazsınız. Sayfalarca okumak ister, her gün okumak ister. Uzun süre okuyordu Efendimiz (SAV) ve ayaklarının şişliğinin farkında olmuyordu. Yudum yudum lezzetini aldığı için. İşte bu Resulullah Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz buyuruyor ki:

"Her harfine Allah (CC) on sevap yazar."

Bakınız diyor "elif, lam, mim" bir harf değildir. Elif bir harftir, lam bir harftir, mim bir harftir, diye açıklıyor. Harflerine on sevap verir. Elif, lam, mim dediğiniz zaman üç harf. Sevabı otuz olarak bileceksiniz. "Zalikel kitabu"daki bütün harflerin sayısınca verir, bu şuurla okunduğu zaman. Rabbimiz Teâla Kur'an-ı Kerim'i cümlemize bu şuurla okumayı nasip etsin.Okuyuculara, okuyucular olarak hepimize, dinleyicilere bu şuurla dinlemeyi nasip etsin. Çünkü bizim sevaba çok ihtiyacımız var. Mahşer günü hiç ummadığımız yerden sevaplarımızın eksildiğini görecek insanoğlu. Buna çok üzülecek. Onun için sevaba çok ihtiyacımız var, diyor Rasulullah Efendimiz (SAV), bizi uyarıyor. İşte Mevlamız, "elif, lam, mim" onca malum olan bir manaya geliyor. Sonrasında "zalikel kitab"...

Bu kitap diyor, Kur'an-ı Kerim'i kastederek "la raybe fih" onda hiçbir şüphe yok. Onda hiçbir çelişki yok. Bir dediği diğerini bozmayan bir sayfalar içinde, mushaf-ı şerif diyoruz. Altı bin küsur ayet-i kerimeyi Rabbimiz Teâla, Peygamber-i Zişan Efendimizin (SAV) kalbine indirdiği, ona okuttuğu "sana biz okutacağız ey habibim", "Senukri-u keffelâ tensâ" "sana biz okutacağız ve asla unutmayacaksın", unutmamak hafızların, Cenab-ı Hakkın büyük bir mucizesine mazhariyetidir.

Aziz kardeşlerim! Bu ayeti kerimeleri hıfzeder ve bize böyle tane tane, inci misali sunup verirler, okurlar. İşte bu ayetler birbiriyle çelişkisi olmayan, bu Kur'an içinde hiçbir şüphe bulunmayan bir kitaptır. Kitabu'l mübindir. Açık net bir kitap ve "hüden lil muttakin" muttakiler için hidayet rehberidir buyuruyor Rabbimiz Teâla.

Sonra bu muttaki kelimesini kısaca ifade edelim. Sohbetlerimize devam eden kardeşlerimiz hatırlayacaklardır. Onlar için tekrar olduğunu düşünmesinler. Çünkü tekrara da ihtiyacımız var. Hatırlamaya ve hatırlatılmaya da ihtiyacımız var. Bu hatırlatmalar insanoğlunun muhtaç olduğu husustur. Çünkü biz nisyan ile malul olan bir zihin yapısına sahibiz. Yani unutmaya hazırız.

Onun için hatırlatma kabilinden söylüyorum efendim. Takva sahibi olmak demek, gönlünde Allah'a (CC) kul olmanın şuurunu taşıyor olmak demektir. Allah'a (CC) kul olma şuuruyla yaşamak demektir.

Ya Rabbi ben senin kulunum, bundan ben çok memnunum. Sen de benim Rabbimsin sen de benden razı ol amellerim de diye hep bu niyeti, bu duayı ve niyazı içinde taşımak demektir, takva sahibi olmak.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN