İslam'ın dünyaya kazandırdığı çocuk hakları
Evin bereketi, neşesi çocuklar... Meşakkatli bir hayatın ilk adımını attıkları bu dönem büyüklerine muhtaçlığı da meydana getirir. Ancak birçoğumuzun gözünden kaçan bir unsur var. Onlara yardımcı olmak, yollarını açmak bizim görevimizdir. Bu, onların birey olduğunu ve kendilerine tanınmış haklarının bulunduğunu bize unutturmamalıdır. Peygamber Efendimiz ile gündeme gelen çocuk hakları meselesini derinlemesine inceledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Çocuk hakları, İslam'da, tarih olarak Kur'an ve hadisle başlar. Hatta insanlığın gündemine "çocuk hakları" mefhumunu müstakil bir konu olarak İslam getirmiştir, denilebilir. Çünkü bizzat Resûlullah'ın hadislerinde "çocuğun hakkı" diye başlayan ve bir kısım meseleleri beyan eden açık naslar vardır.
Keza, Kur'an-ı Kerim'de de "hak" olarak yorumlanabilecek çocuklarla ilgili birçok ayet de mevcuttur. Öyleyse çocuk haklarıyla ilgili İslami (verileri) iki kısma ayırabiliriz: Kur'an menşeli olanlar, hadis menşeli olanlar. Kur'an-ı Kerim, dinimizin anayasası olması haysiyetiyle, orda yer alan meseleler hangi sahaya girerse girsin daha ehemmiyetlidir, daha hayatidir, daha çok üzerinde durulmaya layıktır.
Kur'an-ı Kerim, bazı ayetlerde müşriklerin kız çocuğu doğduğu zaman yüzleri simsiyah kesilecek şekilde üzüldüklerini belirtir (Nahl / 58-60, Zuhruf / 17). Kur'an'a kızı da de veren Allah'tır (Şura 49), erkek kadın için, kadın da erkek için bir libas durumundadır (Bakara 1 üstelik hangisinin kişiye daha faydalı olacağı bilinemez (Nisa 11).
Resûlullah aleyhisselatü vesselam, kız erkek ayrımı yapmadan, doğan her çocuğu, "teksir-i Sevad-ı İslam'a sebep olduğu için" Cenab-ı Hakk'ın bir lütfu bilerek sürur izhar etmeyi sünnet kılmış, doğumun haftasında akika kurbanı kesmeyi, ayrıca ziyafet vermeyi teşri buyurmuştur. Erkek çocuk için iki koyun ve kız çocuk için de bir koyun olmak üzere akika kurban etmek doğan çocuğun hakkıdır.
Birçok ayette çocukların öldürülmesi yasaklanmakta ve bunu sorumluluğu dile getirilmektedir (En'am 151, İsra 31, En'am 137, 140, 151, Saff 12, Tekvir 8-9, Bakara 49, A'raf 127, İbrahim 6, Kasas 4, Mü'min 25). Kur'an-ı Kerim bu ayetlerin bir kısmında ar düşüncesiyle, bir kısmında fakirlik düşüncesiyle (iktisadi endişeyle), bir kısmında siyası düşünceyle, bir kısmında da mutlak olarak (yani hangi düşünce ile olursa olsun) çocuk öldürmeyi yasaklamaktadır. "Fakirlik korkusuyla
çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de, onları da rızıklandıran biziz." (İsra 31, En'am 151).
Firavunların, Yahudilere uyguladığı ve erkek çocuğu öldürüp, kızları sağ bırakma şeklinde cereyan eden çocuk katliamı örneğinden mükerreren bahsederek siyasi maksatlı çocuk öldürme hadisesini reddeder. Buna temas eden ayet çoktur (Bakara 49, A'raf 127, İbrahim 6, Kasas 4, Mü'min 25). Resûlullah aleyhisselatu vesselamın hadislerinde çocuk öldürme yasağı umumidir: Kafir çocuğu da olsa, savaş sırasında bile öldürülmesi yasaklanmıştır. Hatta askeri sefere çıkan komutanlara verdiği talimatlardan biri kadınların ve çocukların öldürülememesidir.
Çocuk lehine olarak "Hak" kelimesiyle ifade de edilen hususlardan biri de onun rızkıdır. "Çocuğun baba üzerindeki haklarından biri de onu yalnızca temiz şeyler rızıklandırmasıdır."
Rızkın içerisinde her çeşit maddi ihtiyaçlar girer: yiyecek, içecek, giyecek, mesken, ilaç... Bunlara kısaca nafaka da denmektedir. Nafaka, baba üzerine bir vacibedir. Hadis, nafakanın maddeten ve manen olması gereğini savunur.