İslam'ın dünyaya kazandırdığı çocuk hakları
Evin bereketi, neşesi çocuklar... Meşakkatli bir hayatın ilk adımını attıkları bu dönem büyüklerine muhtaçlığı da meydana getirir. Ancak birçoğumuzun gözünden kaçan bir unsur var. Onlara yardımcı olmak, yollarını açmak bizim görevimizdir. Bu, onların birey olduğunu ve kendilerine tanınmış haklarının bulunduğunu bize unutturmamalıdır. Peygamber Efendimiz ile gündeme gelen çocuk hakları meselesini derinlemesine inceledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Öyle ki 8-12 yaşlarındaki bir çocuğun işlediği bir cinayetin cezası idam ise çocuk idam edilmişti. Konuyu tahlil eden hukukçular, bu halin 19. asrın sonuna kadar bütün Avrupa devletleri ve Amerika'da aynen tatbik edildiğini belirtti. Son zamanlarda gazetelerde çıkan bazı haberlerden anladığımız kadarıyla, ABD'nin bazı eyaletlerinde kanunlar, günümüzde bile çocukların idamına hükmedebilmektir.
Batı dünyasında çocuk mevzusunda gelişen fikirler 1899 yılında, Amerika'nın İllinois eyaletinde müstakil çocuk mahkemeleri şeklinde kristalize olur. Bu durum oradan Avrupa'ya sıçrar. 1908'de İngiltere ve Almanya'da 1912'de Fransa ve Belçika'da 1914'de İtalya'da Çocuk Mahkemeleri kurulur. Çıkarılan kanunlarla çocuklar belli yaşına kadar suçsuz sayılmış, belli yaşlara kadar da suçu hafifletilmiştir. Suçsuzluk yaş sınırı kimisinde 8, kimisinde 9, 10. 11, 12, 13, 14 ve hatta 16'dır. Çoğunlukla 18 yaşına kadar da ceza hafifletilmesi esas alınmıştır.
Çocuk meselesindeki bir gelişmeyi 1919'da Washington'da toplanan Milletlerarası İş Konferansı takip eder. Burada çocukların çalışma şartları bazı prensiplere bağlanmıştır. Diğer bir gelişme olarak 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler 'de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi zikredilebilir. Zira bunun bazı maddelerini (20'nci, 25'inci ve 26'ncı maddeler) çocuklar ile ilgilidir. Ardından 1959 yılı 20 Kasım'ında Birleşmiş Milletler 'in Genel Kurulu'nda Çocuk Beyannamesi adı altında 10 maddelik bir beyanname metni kabul edilmiştir.
I.Madde: Beyannamede tespit edilen haklar, hiçbir ayrım yapılmadan bütün dünya çocuklarına tatbik edilmelidir.
II.Madde: Çocuk, normal bir gelişmeye erişmiş olabilmek için, hususi bir himayeye sahip olmalıdır. III.Madde: Çocuk bir isim ve milliyet hakkına sahiptir.
IV.Madde: Sosyal güvenliğe erişmiş olmalı, doğum öncesi ve sonrası maddi yardımlarla desteklenmelidir.
V.Madde: Özürlüler hususi alaka ve yardım görmelidir.
VI.Madde: Çocuk şefkate muhtaçtır, onu imkan nispetinde annesi terbiye etmelidir.
VII.Madde: Çocuk parasız ve mecburi bir temel eğitim hakkına sahiptir.
VIII.Madde: Çocuk bütün durumlara da himaye ve yardıma ilk mazhar olanlar arasında yer almalıdır. IX.Madda: Çocuk ihmal, istismar ve gaddarlığa karşı korunmalıdır.
X.Madde: Çocuk ırk, dini tefrikadan korunmalıdır.
Çocuk hakları, İslam'da, tarih olarak Kur'an ve hadisle başlar. Hatta insanlığın gündemine "çocuk hakları" mefhumunu müstakil bir konu olarak İslam getirmiştir, denilebilir. Çünkü bizzat Resûlullah'ın hadislerinde "çocuğun hakkı" diye başlayan ve bir kısım meseleleri beyan eden açık naslar vardır.
Keza, Kur'an-ı Kerim'de de "hak" olarak yorumlanabilecek çocuklarla ilgili birçok ayet de mevcuttur. Öyleyse çocuk haklarıyla ilgili İslami (verileri) iki kısma ayırabiliriz: Kur'an menşeli olanlar, hadis menşeli olanlar. Kur'an-ı Kerim, dinimizin anayasası olması haysiyetiyle, orda yer alan meseleler hangi sahaya girerse girsin daha ehemmiyetlidir, daha hayatidir, daha çok üzerinde durulmaya layıktır.