Güzel bir ahlaki nitelik: İhlas
İhlas, bir Müslümanın kötü duygulardan, genel olarak gösteriş arzusundan kalbini temizlemesini ve hayırlı işlere iyi niyetle yönelip her durumda yalnızca Allah'ın (CC) rızasını kazanmak için çabalamayı ifade eder. Bu yönüyle ihlas, bir Müslümanın ibadet amacı olarak en yüksek ve birincil olarak gözetmesi gereken niteliktir. Sizler için ihlas kavramını ve önemini açıkladık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔷 Kur'an-ı Kerim'de ihlas kelimesi, hulûs kökü ile hem sözlük anlamıyla hem de terim olarak yer alır. "Muhlisîne lehü'd-dîn" ifadesiyle Allah'a yönelme O'na kulluk etme, O'na güvenme ve O'ndan dilekte bulunma, tevhid inancının saflığını zedelemekten sakınma gibi şirk ve riyaya zıt manada bir anlam taşır.
🔷 İhlaslı bir kul olmak tüm Müslümanların ortak amacı olmalıdır. Kur'an'daki "ibâdullāhi'l-muhlasîn" ifadesi, "Allah'ın yardımına mazhar olup hâlis dindarlığa ve hidayete ulaştırılmış kullar" anlamına gelir ve ihlaslı kulu tanımlar.
🔷 Bizlere ihlaslı bir hayatı nasıl yaşayacağımızı bizzat Kur'an-ı Kerim'deki peygamber kıssaları anlatır. Bunun yanı sıra Peygamber Efendimiz'in (SAV) hayatı da baştan sona ihlaslı insan olma rehberidir.
Peki, ibadetlerimizde önemsememiz gereken hususlara ne kadar hakimiz?
➡ Öncelikle bir mümin için ibadetlerde en üstün ve birincil amaç Allah'ın (CC) hoşnutluğunu kazanmak olmalıdır. (İhlas)
➡ İkincil ibadet amacı, cennet kazancı cehennem korkusu ile yapılan ibadetlerdir. Burada uhrevi bir beklenti vardır.
➡ Üçüncül olarak da dünyevî bir amaç için ibadetlerin yapılmasıdır. Bu itikadi olarak tehlikelidir ve içine riya karışma olasılığı yüksektir.
Yazımıza son verirken, Kur'an-ı Kerim'in bize gösterdiği yoldan örneklerle ihlası özetlemiş olalım.
🔷 "O ezelî ve ebedî hayat sahibidir. O'ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse her türlü şirk ve gösterişten uzak durup ibâdet ve taati yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarın! Bütün övgüler ve yücelikler Âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur."
Mü'min Suresi, 65. ayet tefsiri:
Allah'a nisbet edilen bütün tesirler, yetkiler ve lutuflar öncelikle O'nun hayat sıfatına sahip olmasıyla izah edilebilir. Cansız bir varlıktan (meselâ kendilerine tanrısal nitelik ve işlevler nisbet edilen putlardan) bu fiiller beklenemez.
Mü'min Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayın
🔷 "Öyleyse ey müminler, kâfirlerin hoşuna gitmese de her türlü şirk ve gösterişten uzak durup ibâdet ve taati yalnızca Allah'a (CC) has kılarak O'na yalvarın!"
Mümin Suresi, 14. ayet tefsiri:
Haydi, inkârcıların hoşlarına gitmese de içten bir dindarlıkla yalnız Allah'a bağlanarak O'na dua edin.
Mü'min Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayın
🔷 "De ki: "Bana, her türlü şirk ve gösterişten uzak durup taat ve ibâdeti yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmem emredildi."
Zümer Suresi, 14. ayet tefsiri:
(O putperestlere) de ki: "Ben, kendisine içten bir inanç ve bağlılık göstererek yalnız Allah'a ibadet ederim."
"Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşır. Allah'a sadece sizin ihlâs ve samimiyetiniz ulaşır."
Hac Sûresi 37 ayet tefsiri:
Onların ne etleri Allah'a ulaşır ne de kanları; O'na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O'nu tâzimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele!
Hac Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayınız
"Ey Adem oğulları! Size hem edep yerlerinizi örtecek bir elbise, hem de giyinip süsleneceğiniz bir elbise indirdik. Takvâ elbisesine gelince, en güzel ve en hayırlı elbise işte odur. Bunlar, insanlar düşünüp öğüt alsınlar diye Allah'ın (CC) indirdiği ayetlerdendir."
A'raf Suresi, 26. ayet tefsiri:
Önceki âyetlerde Hz. Âdem hakkında kısa fakat son derece ibretli bilgiler verildikten sonra burada da "Âdem'in çocukları"na yani genel olarak insanlığa hitap edilerek, Allah'ın yarattığı nimetlerin en önemlilerinden olmak üzere, bütün tarih boyunca ve bütün insanlarca hem bedenin korunması hem ahlâkın korunması hem de bir ziynet ve prestij aracı olarak kullanılan elbisenin önemine dikkat çekilmiştir.
A'raf Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayın
"De ki, gönlünüzdeki duyguları saklasanız da, açıklasanız da Allah hepsini bilir."
Âl-i İmrân Suresi, 29 ayet tefsiri:
Önceki âyette yer alan uyarıdan sonra bu âyette, yüce Allah'ın kulların niyetlerini çok iyi bildiği hatırlatılmaktadır. Genel anlamıyla âyet evrendeki hiçbir olayın, hatta eylem haline dönüştürülmemiş hiçbir düşüncenin bile Allah'ın bilgisi dışında kalmayacağını, dolayısıyla insanın bazı işlerini veya niyetlerini başkalarından gizleme becerisine aldanmaması gerektiğini ifade etmektedir.
Âl-i İmrân Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayınız