Ecel hakkında ayetler
Her insan için takdir edilen yaşam müddeti ve bu müddetin bitişi manasına gelen ecel, Kur'an-ı Kerim de pek çok kez geçer. Hak Teala ayet-i kerimelerde her ümmetin bir eceli, her insanın bir eceli olduğunu vurgular. Peki yaşam süreci olarak ifade edilen ecel tabiri ayetlerde nasıl geçer? Sizler için Kur'an-ı Kerim'de geçen ecel ayetlerini bir araya getirdik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Sizi (özel) bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını (ecel) takdir eden ancak O'dur. O'nun katında bir ecel daha vardır. Siz hâlâ şüphe ediyorsunuz."
En'am Suresi 2. Ayet
En'am Suresi 2. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
En'am Suresi 2. Ayet Tefsiri
Varlığının başlangıcından sonuna kadar insanın da yüce Allah'ın yaratma, takdir ve tasarrufunda bulunduğu ifade edilmek üzere "Sizi bir çamurdan yaratan O'dur" buyurulduktan sonra iki ayrı "ecel"den söz edilmektedir. Müfessirler insanın "çamurdan" yaratılmasına iki değişik yorum getirmişlerdir:
"Geceleyin sizi öldüren, gündüzün de neler yaptığınızı bilen; sonra belirlenmiş eceliniz tamamlansın diye (her) sabah sizi dirilten O'dur. Sonra dönüşünüz yine O'nadır. Sonunda O, yaptıklarınızı size haber verecektir."
En'am Suresi 60. Ayet
En'am Suresi 60. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Tefsirin devamını okumak için tıkla
Bu ve bundan sonraki âyetler, sûrenin genel muhtevasına uygun olarak yüce Allah'ın varlığını ve birliğini, kudret ve ilminin mükemmelliğini gösteren yeni deliller ve örnekler ortaya koymaktadır. "Geceleyin öldürme"den maksat, insanın uykuya daldırılması, "diriltme"den maksat da uykudan uyandırılmasıdır.
"Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler."
A'râf Suresi 34. Ayet
A'râf Suresi 34. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
A'râf Suresi 34. Ayet Tefsiri
Sûrede, bu âyetle başlayıp 53. âyette son bulacak genişçe bir âhiret tasviri yer almaktadır. İbn Âşûr'a göre sûrenin buraya kadarki bölümünün öncelikli muhatabı Mekke putperestleri olduğu için bu âyetteki "her bir ümmet"ten de özellikle Hz. Peygamber'i ve hak dini yalanlayan topluluklar kastedilmiş olup âyet bunlara karşı bir uyarı ve tehdit anlamı taşımaktadır.
"Göklerin ve yerin egemenliği üzerinde, Allah'ın yarattığı her bir nesne üzerinde ve kendi ecellerinin yaklaşmış olabileceği hususunda hiç kafa yormadılar mı? Ona değilse hangi söze inanacaklar?"
A'râf Suresi 185. Ayet
A'râf Suresi 185. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
A'râf Suresi 185. Ayet Tefsiri
"Egemenlik" diye çevirdiğimiz melekût kelimesi, yüce Allah'ın gökler üzerindeki mutlak yönetimini, hükümranlığını ifade eder (ayrıca bk. En'âm 6/75). Bir önceki âyette Hz. Peygamber'in risâletinin hak olduğu, onun üstün kişiliği kanıt gösterilerek ifade edilirken burada da insanların, yüce Allah'ın evren üzerindeki mükemmel yönetimine bakıp düşünerek bundan Hz. Peygamber'in öğretisinin gerçek olduğuna dair deliller çıkarmaları istenmektedir.
"De ki: "Allah dilemedikçe ben kendime bile ne bir zarar ne de fayda vermeye muktedirim. Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir an geri kalır ne de bir an ileri gidebilirler."
Yunus Suresi 49. Ayet
Yunus Suresi 49. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Yunus Suresi 49. Ayet Tefsiri
Hz. Peygamber, âhiretle ilgili âyetleri putperestlere okuyarak onları uhrevî sorumluluk ve diğer âhiret halleriyle, cehennem azabıyla uyardıkça, "Ne zamanmış bu söylediklerin, şunu bir gerçekleştirsen de görsek!" gibi alaylı sözlerle inanmadıklarını ima ederler, gerçekten doğruysa onu gerçekleştirmesini ister, ancak o zaman inanacaklarını söylerlerdi. 49. âyette bu isteğe karşı Resûlullah'ın nasıl bir cevap vermesi gerektiği bildiriliyor.