Dini konularda merak edilen 5 soru 5 cevap
Müslümanların hayatlarının şekillenmesinde en önemli etkiyi Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadisleri sağlar. Bu nedenle müminler, yüce kitabımızın emirleri ve Allah Resulü'nün sünnetleri ışığında hareket eder. Peki, nazarın İslami bakımından gerçekliği var mıdır? Organ nakli caiz midir? Namaz ibadetinde Kur'an-ı Kerim neden Türkçe okunamaz? Gelin en çok merak edilen 5 dini soru ve cevabına daha yakından bakalım.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Nazardan korunmak için boncuk asmak gibi uygulamalar batıldır, uygun değildir.
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Her kim akşam olunca Ha-mim el-Mü'min süresini baştan, 3'üncü (ayet dâhil) ayetine kadar ve Ayete'l-Kürsi'yi okuyacak olursa bu iki Kur'an kıraati sayesinde sabaha kadar muhafaza olunur. Kim de aynı şeyleri sabahleyin okursa onlar sayesinde akşama kadar muhafaza edilirler."
(x) Vav Radyo'daki "Kur'an'ın Gölgesinde" programında kıymetli bilgiler veren eğitimci yazar Ali Rıza Temel sizler için cevapladı:
Sünnet, Peygamber Efendimizin sözleri, fiilleri ve tasvipleri yani onaylarıdır. Müslümanlar için oldukça önemlidir. Nitekim sünnet İslam'ın temel kaynaklarından biridir.
İslam'ın iki temel kaynağı vardır. İlki Peygamber Efendimize Cebrail vasıtasıyla indirilen Kur'an-ı Kerim'dir. Müslümanların başvuracağı temel kaynaktır.
İkinci olarak Resulullah'ın (sav) sünneti gelmektedir. Sünnetin ilahi bir kaynak olduğu Kur'an-ı Kerim'de bildirilmektedir. Peygamber Efendimizin söz ve davranışlarının örnek alınmasını bizzat yüce Allah, Ahzâb suresi 21. ayetinde buyurmaktadır "İçinizden Allah'ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah'ta güzel bir örneklik vardır."
Peygamber Efendimizin gönderiliş sebeplerinden biri de insanlara örnek olmaktır. Müslümanlar, O'nun sünnetlerini bilerek ve yerine getirerek örnek almış olur.
O'nun ahlakı en üstün düzeydeydi. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav) Kur'an-ı Kerim ile ahlaklandı. Nitekim "Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi güzel kıldı." buyurmuştur.
Hz. Aişe'ye Hz. Peygamber'in yüce ahlakı sorulduğunda şöyle cevap vermişti "Siz Kur'an okumuyor musunuz? O'nun ahlakı Kur'an ahlakıydı. Kur'an hangi ilkeleri yap diyorsa O (sav) onları yapıyordu, hangi ilkelerden kaçın diyorsa onlardan kaçınıyordu."
Resulullah'ı (sav) sevmek ve örnek almak Allah'ın bir emridir. Aynı zamanda Allah'ın sevgisini kazanmamıza vesiledir. Al-i İmran 31. ayetinde şöyle buyruluyor. "De ki: "Allah'ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder."
Buradan da anlaşılacağı üzere Allah'ın sevgisini kazanmanın yolu, Peygamber Efendimize tabi olmaktan geçer. Bu da sünnetleri bilmek ve yaşamak ile olur. Allah Resulü'nün gündelik yaşamında nasıl davranıyorsa öyle davranmak ve örnek almak bu anlamda önemlidir.
(x) Vav Radyo'da yayınlanan soru-cevapları dinlemek için tıklayın
Yüce kitabımız, hem lafzı hem de manasıyla Cenab-ı Allah'tan gelmiştir, Allah kelamıdır.
Kur'an, Cenab-ı Hakk'ın Peygamber Efendimize (sav) Cebrail aracılığı ile indirdiği manaya delalet eden sözlerdir. Sadece mana olarak değil, Resûlullah'ın (sav) kalbine lafızları ile indirilmiştir. Onun için ibadetleri yaparken Arapça, aslı olan Kur'an-ı Kerim okunur. Tercümesiyle ibadet yapılmaz. Zaten Kur'an-ı Kerim'de yüce kitabımız tarif edilirken Arapça olduğu ifade edilmiştir. "Şüphesiz O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Rûhu'l-emin (Cebrail), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi." (Şuarâ suresi, 192-195), "Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur'an indirdik." (Zümer suresi, 28. ayet)
İbadet maksadıyla yaptığımız amellerin geçerli olması için mutlaka Kur'an-ı Kerim'in aslını yani Allah'tan gelen şekliyle, Arapça olarak okunmalıdır. Fakat meali okumak içeriğinin anlaşılmasını Müslümanların öğüt, buyruk ve yasaklarını öğrenmesini sağlar. Bundan dolayı Kur'an-ı Kerim'i anlamak ve içeriğini öğrenmek için tercümesinin okunmasında sakınca yoktur.
İslam, evrenseldir. Bundan dolayı da değişik dilleri konuşan bütün Müslümanların ibadette ortak bir dili kullanmaları onun evrensel oluşunun bir gereğidir. Herkesin konuştuğu dil ile ibadet yapmaya kalkışması, Peygamber Efendimizin (sav) öğretilerine ters düşeceği gibi içinden çıkılmaz birtakım tartışmalara da yol açar.
(x) Vav Radyo'nun "Günlük Hayatta İslam" programında kıymetli bilgiler veren Dr. Hüseyin Kayapınar sizler için cevapladı: