Arama

Besmele anlamı ve okunuşu... Besmelenin sırrı ve faziletleri nelerdir?

Dinimizin en güzel prensiplerinden birisi, her işe besmele ile başlamaktır. Adem Peygamber'in ilk öğrendiği ve Efendimizin de çokça tavsiye ettiği "Bismillahirrahmanirrahim" yani "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" anlamındaki besmele, Kur'an'dan bir ayettir. Kur'an'da 113 defa zikredilmesi fazilet ve öneminin büyüklüğünü gösterir. Peki, besmelenin sırları ve faziletleri nedir? Besmele nasıl okunur? Besmele ile ilgili ayet ve hadisler neler? Besmelenin Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu ve anlamı nedir? İşte besmele hakkında merak edilenler...

Dinimizin en güzel prensiplerinden birisi, her işe besmele ile başlamaktır. Besmele, yani "Bismillâhirrahmanirrahim" ifadesi, "işime, sözüme Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlıyorum" demektir. Kuran'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml Suresi'nin 30. ayetinde de geçmektedir.

Neml suresi 30. ayet

Okunuşu: "İnnehu min suleymâne ve innehu bismillâhir rahmânir rahîm(rahîmi)."
Anlamı: "Mektup Süleyman'dan gelmekte, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla başlamaktadır."

İshak Danış ve Nüvid Candaner'in Kur'an-ı Kerim'den sure ve mealleri ayet ayet seslendirdiği "Mealli Hatim" podcastlerimizi buradan dinleyebilir ve indirebilirsiniz.

  • 3
  • 18
Besmele Arapça - Türkçe okunuşu ve anlamı
Besmele Arapça - Türkçe okunuşu ve anlamı

Kur'an-ı Kerim'de besmele 113 defa tekrarlanır. Fâtiha'da ise sureden sayılan bir ayet olarak kabul edilir. Böylece Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla başlanan sure, diğer tüm surelerden farklı bir özellik sahibidir. Çünkü sure, yine aynı isimlerin tekrarlandığı üçüncü ayetiyle dikkat çekmektedir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır.

Okunuşu: "Bismillahirrahmanirrahîm."
Anlamı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile.."

Kur'an ayında, Kur'an'ın ilk suresi Fatiha'daki sırlar…

  • 4
  • 18
Rahman ve Rahim nedir?
Rahman ve Rahim nedir?

Kur'an dilinde Rahmân sıfat-ismi sadece Allah'a mahsustur, başka hiçbir varlık için kullanılmamıştır. Rahmân "en uzak geçmişe doğru bütün yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lutuf, ihsan, rahmet bahşeden" demektir. Rahmân, rahmetiyle muamele ederken buna mazhar olan varlığın hak etmesine, lâyık olmasına bakmaz, bu sıfatın tecellisi yağmur gibi her şeyin üzerine yağar, güneş gibi her şeyi ısıtır ve aydınlatır.

Rahîm ise "çok merhametli, rahmeti bol" demek olup bu sıfatla kullar da nitelenebilir. Allah'ın Rahîm sıfat-ismi O'nun, daha ziyade kullarının gelecekte elde etmek üzere hak ettikleri, lâyık oldukları sınırsız rahmetini, lütuf ve merhametini ifade etmektedir. "Esirgemek" ve "bağışlamak" bu sonsuz, engin ve etkisi çeşitli rahmetin ancak bir parçası, etkilerinin yalnızca bir çeşididir.

  • 5
  • 18
Kur'an-ı Kerim, surelere besmele ile başlar
Kur’an-ı Kerim, surelere besmele ile başlar

Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerim, surelere besmele ile başlar. İlk nazil olan ayette "Yaratan Rabbinin adıyla oku" Alak, 96/1 buyurulur. Bu da bizim sözlerimize ve işlerimize besmele ile başlamamız gerektiğine işaret eder. Yine Kitabımızda besmeleye, onun önemine ve taşıdığı anlamlara dair çok güzel örnekler vardır. Nuh Peygamber (a.s), kendisine iman edenleri, tufandan kurtarmak için, gemiye besmele ile çağırmış ve şöyle demiştir: "Binin ona. Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Hûd, 11/41.

Mukabele geleneği nasıl başladı?

  • 6
  • 18
Süleyman Peygamber'in besmele ile başlayan mektubu
Süleyman Peygamber’in besmele ile başlayan mektubu

Kur'ân-ı Kerîm'de Süleyman Peygamber'in yazdığı mektubu anlatan bir kıssa vardır ve bu kıssada besmelenin kadim tarihine dair önemli bilgiler yer alır. Kıssa özetle şöyledir:

Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan muazzam bir ordu, büyük bir düzen ve disiplin içinde yola koyulmuşlardı. Karınca vadisini henüz geçmişlerdi ki, ordunun kudretli komutanı Hz. Süleyman, Hüdhüd isimli kuşun orada bulunmadığını fark etti."Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı? " diye sordu etrafındakilere. Ancak kimse onun nerede olduğunu bilmiyordu. Kendisine haber vermeden uzaklaşan bu kuş, Hz. Süleyman'ı çok öfkelendirmişti. "Eğer bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirmezse, ya onu ağır bir şekilde cezalandıracağım ya da kafasını keseceğim." dedi oradakilere.

Neyse ki, çok geçmeden Hüdhüd Hz. Süleyman'ın yanına çıkageldi. Üstelik kendisini affettirecek önemli bir haber getirmişti ona. "Senin bilmediğin bir şey öğrendim. (Yemen taraflarındaki) Sebe'den sana sağlam bir haber getirdim." dedi ve şunları anlattı, Hz. Süleyman'a: "Ben, Sebe' halkına hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm. Onun ve halkının, Allah'ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar." Bunun üzerine Hz. Süleyman, Hüdhüd'e, "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız." dedi ve ona bir mektup vererek, "Benim şu mektubumu götür ve onlara ver, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak." diye emretti.

Hüdhüd mektubu alıp vakit geçirmeden Sebe' kraliçesi Belkıs'a ulaştırdı. Mektubu alan Belkıs, halkının ileri gelenlerini toplayarak onu okumaya başladı. Mektubun ilk cümlesi şöyleydi:

"İnnehû min Süleymâne ve innehû bismillâhirrahmânirrahîm"

(Mektup Süleyman'dandır ve Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta)dır.) Neml, 27/17-30.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN