Ashab-ı Kehf olayı nedir?
Müslümanların kıssalarında olduğu kadar Hristiyanlık, Yahudilik ve hatta Hint kutsal kitaplarında da yaygın olarak anılan bir olaydır Ashab-ı Kehf. Putperest bir kavmin içinde Allah'ın varlığına ve birliğine inanan bir grup genç, bu inançlarını açıkça dile getirip putperestliğe karşı çıkmış, taşlanarak öldürülmekten veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlardır. Bir mağarada yıllar, belki de yüzyıllarca uyuduktan sonra tekrar uyandırılmışlardır. Peki, Kur'an-ı Kerim'de de zikredilen bu olay ne zaman, nerede gerçekleşmiştir? Ölümden sonra dirilişin bir örneği olan bu olay hakkında Kehf suresinde neler anlatılır? Mağaraya sığınanların gerçek sayısı bilinebilir mi?
Önceki Resimler için Tıklayınız
300 yıla 9 ilâvesi, şemsî takvimle belirtilen sürenin kamerî takvime göre ifadesi olduğu tahmin edilmektedir.
Müfessirlerden bazıları, bu ayetteki ifadenin meseleyi aralarında tartışan grupların sözü olduğu görüşünü benimsemekte, gerçek süreyi sadece Allah'ın bilebileceğini bildiren ayetin de bunu gösterdiğini söylemektedir.
Mağarada "bir gün kadar" uyuduklarını sanan gençler, içlerinden birini gümüş bir para vererek yiyecek almak üzere şehre gönderirler.
Böylece onların durumuna muttali olanlar Allah'ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin mutlaka geleceğini anlarlar, mağaranın bulunduğu yere bir mescid yapmaya karar verirler.
Kur'ân-ı Kerîm, Ashâb-ı Kehf'in sayısı hakkında ihtilâf olduğunu bildirmekte, köpekleriyle beraber dört veya altı olduklarına dair tahminleri, Kehf Suresinin 22'nci ayetinde "karanlığa taş atma" diye nitelendirmektedir.
"Yedi kişiydiler, sekizincisi köpekleri idi" diyenler hakkında aynı ifade kullanılmadığına göre bu görüşün gerçeğe daha yakın olduğu düşünülmüşse de onların sayısını Allah'ın bileceğini belirten ayet, bu konuda fikir yürütmenin bir sonuç vermeyeceğini ortaya koymaktadır.
Kur'an'da mağaranın yeri bildirilmemekte ancak konumunun kuzey-güney istikametinde olduğu belirtilmektedir. Olayın ne zaman vuku bulduğu ve gençlerin adları hakkında da bilgi verilmemektedir.
Hadis kaynaklarında zikredilmeyen Ashâb-ı Kehf kıssası, tarih ve tefsir kitaplarında çeşitli rivayetler şeklinde geniş olarak nakledilmekte olup bu rivayetler ana hatlarıyla Hristiyan kaynaklarındaki tasvirlere uymaktadır.