6 dil bilen sahabi: Zeyd bin Sabit
Zeyd bin Sabit, Medineli genç bir sahabilerden biriydi. Güçlü bir hafızaya sahip olan Zeyd, Hicret gerçekleşmeden önce 17 sureyi ezberlemişti. Peygamberimiz, Yahudilerle yaptığı görüşmeler ve yazışmalar sırasında kendisine yardımcı olması için Zeyd'in İbranice yazmayı öğrenmesini istemiş; o da kısa sürede bu dili öğrenmişti. 6 dil bilen Zeyd'in, Farsçayı Kisra'nın elçisinden, Rumcayı, Habeşçeyi ve Kıpticeyi Resulullah'ın hizmetçilerinden öğrendiği rivayet edilir. Aynı zamanda vahiy katiplerinden olan Zeyd, Kur'an-ı Kerim'in Mushaf haline getirilmesinde önemli bir görev üstlenmiştir.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yanlış anlatılan hadis ve uygulamaları fark ettiğinde hemen düzeltirdi. Tarlaların kiraya verilmemesi gerektiğine dair Râfi' bin Hadîc'in Resûl-i Ekrem'e izâfe ederek naklettiği bir sözü duyan Zeyd onun hadisi eksik duyduğunu söylemiş ve şu açıklamayı yapmıştır:
"Allah, Râfi' bin Hadîc'e mağfiret etsin. Ben bu hadisi ondan daha iyi biliyorum. Ensardan iki kişi kavga edip Hz. Peygamber'in yanına gelmiş, o da kendilerini dinledikten sonra, 'Eğer durumunuz böyle ise tarlaları kiraya vermeyin' demişti; Râfi' bin Hadîc de onun sadece, 'Tarlaları kiraya vermeyin' sözünü işitmiştir."
Zeyd bin Sâbit ayrıca geniş ferâiz (İslam miras hukuku) bilgisine sahipti. Bu husus onu bi'set döneminde ön plana çıkaran önemli özelliklerdir. Sonraki yıllarda fıkıh alanında belli başlı isimler arasında yer alması Zeyd'in bütün dinî alanlarda kendisini yetiştirdiğini gösterir.
Mesrûk bin Ecda', Zeyd'in ferâiz bilgisini değerlendirirken Âl-i İmrân suresinin 7. ayetindeki "râsihûn" kelimesine telmihte bulunarak onun ilimde derinlik sahiplerinden olduğunu söylemiş ve ferâize dair bazı görüşlerini hocası Abdullah bin Mesûd'un görüşlerine tercih etmiştir.
Şâfiî'nin ferâiz hakkındaki görüşlerinde Zeyd'in etkisi büyük olmuş, Hâkim en-Nîsâbûrî, onun ferâiz konusundaki görüşlerinin bütün sahâbe tarafından kesin kabul edildiğini bildirmiştir.
Bazı çağdaş kaynaklarda Zeyd'in ferâiz konusunda eser verenlerin ilki olduğu belirtilir. Resûl-i Ekrem döneminde fetva veren sahâbîler arasında da zikredilen Zeyd'in bu fetvaları muhtemelen daha çok ferâize dairdir.