Tezhib sanatı ve bilinmesi gereken terimler
Eski bir süsleme sanatı olan ve Arapçada "altınlama, yaldızlama" anlamına gelen tezhibin geçmişi Uygurlara kadar uzanır. En eski örnekleri, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları ilk devirlerden itibaren görülmüş; Osmanlı zamanında ise önemli bir gelişim süreci içerisine girmiştir. Daha çok el yazması kitapların sayfalarını ve hat levhalarının kenarlarını süslemede kullanılan tezhib sanatı ile ilgili terimleri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yazma kitaplarda genellikle temellük kaydının tezhipli olarak yer aldığı, esas metnin başladığı yaprağın arka yüzü.
Arapça zahr sözcüğü "arka, sırt" demektir; zahriye ise, "bir kâğıdın arka tarafına yazılan yazı, şerh" anlamını taşır. Yazma eserlerde, kitabın başladığı ilk sayfanın arka yüzüne zahriye denmektedir.
Baysungur devrine ait zahriye tezhibi (TSMK, Revan Köşkü, nr. 862)
Kitaplar genellikle birinci yaprağın yüzünden başlamaktadır. Buna göre bu sayfanın yüzü zahriyedir. Burada bazen kitabın adı, müellifi, meşhurların hükmü, kitaba sahip olan kişi veya kişiler (temellük kaydı) , kitabın satın alındığı tarih, bir ya da bir kaç beyit, vakıf kaydı vb. yazılarla mühürler bulunur. Bazen de zahriye boş bırakılmıştır.