Arama

Unutulmaya yüz tutmuş az bilinen deyimler

Türkçenin atardamarı haline gelen deyimler, dilimizi anlamak ve özümsemek için en önemli araçlardan biridir. Sözlerimizin ifade gücünü artırmaya ve anlatmak istediklerimizi zenginleştirmeye yarayan bu kelime öbeklerinin her birisinin arkasında, hikmet dolu hikayeler vardır. Günlük hayatta konuşmalarınızın anlaşılabilirliğini artıracak, unutulmaya yüz tutmuş az bilinen deyimleri sizler için derledik.

  • 3
  • 10
Derdini Marko Paşa'ya Anlat
Derdini Marko Paşa’ya Anlat

Sultan Abdülaziz döneminde Marko Paşa adında çok ünlü Rum bir doktor yaşardı. İnsanlar hasta olmasalar bile gelip dertlerini anlatır, ihtiyaç duydukları hususlarda fikirlerini danışırlardı. Kimseye hayır diyemeyen ve sırt çeviremeyen bu hekime yüzlerce kişi gelmeye başladı. Bu durumun çekilmez olmasına karşın acilen bir çözüm bulması gerektiğini düşünen Paşa, sonunda bir çare buldu.

"Ben en iyisi bunları dinliyormuş gibi davranayım ama bir cevap vermeyeyim. Böyle davranırsam belki vazgeçerler" diye düşündü.

İstanbul'un anlam kattığı deyimler ve muhteşem öyküleri

◼ İnsanlar derdini anlatmaya geldiğinde anlamış gibi davranır, sonunda ise "Anladım, anladım ama ne?" yanıtını verirdi.

◼ Zamanla istedikleri cevabı alamayan hastalar Paşa'ya gelmeyi bıraktılar.

◼ Marko Paşa'nın bu hikâyesi ise "Derdini Marko Paşaya Anlat" deyimi olarak literatürümüze geçti.

Maddelerle tarihteki evlilik gelenekleri

  • 5
  • 10
İpe Un Sermek
İpe Un Sermek

◼ Nasreddin Hoca'nın bir komşusu vardı. Her gün kapısına gelir, ödünç bir eşya veyahut bir araç gerecini isterdi.

Aldığı eşyaları geri getirmekte ihmalkâr davranan bu komşu, Hoca'ya da unutturmayı başarırdı. Böylece aldığı hiçbir eşyayı geri vermez, kendi eşyası gibi kullanırdı.

Yine bir gün bir eşyasını ödünç almaya giden komşu, Nasreddin Hoca'ya; "Hocam, bana ip ver de oduna gideyim" der.

Edebiyatımızda "dedim-dedi" geleneğini yaşatmış ozanlar

Hoca da;

- Kusura bakma komşu, bizim hanım ipe un sermiş, onun için veremeyeceğim, der.

Komşusu güler;

- Aman Hoca hiç öyle şey olur mu, ipe un serildiğini de senden duyuyorum!

Hoca hiç istifini bozmadan;

- Canım, ne var bunda; vermeye gönlüm olmayınca serilir elbet! yanıtını verir.

◼ Böylece bu nükte, "bir işe gönlü olmayanların" kullandığı bir deyim olarak literatürümüze geçer.

Kurallarıyla sınırları belirlenmiş gelenek

  • 7
  • 10
Çizmeden Yukarı Çıkmak
Çizmeden Yukarı Çıkmak

19. yüzyılda Fransız ressam Delacroix, Paris'te bir sergi açar. Sergiyi gezerken ziyaretçilerden birinin büyük şövalye tablosunun önünde durduğunu ve onaylamayan ifadelerle kafasını salladığını görür.

Ressam ziyaretçinin yanına gider ve sorar:

-Bu şövalye tablosu çok ilginizi çekti, sanırım.

-Evet, ilgimi çekti fakat çizmenin kıvrımlarında hatalar var.

-Peki, bunu nasıl anladınız?

- Ben kunduracıyım, çizme dikerim, der.

Fransa dünyayı nasıl sömürdü?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN