Sherlock Holmes'un ardındaki sır perdesi
Sir Arthur Conan Doyle tarafından edebiyata armağan edilen Britanyalı hayalî dedektif kahraman Sherlock Holmes, polisiye edebiyatının önemli ilk kişiliklerinden birisidir. Eser, yayınlandığı zamanlarda gazetelerde basılır ve polisiyenin halk arasında yaygınlaşmasına yardımcı olur. Günümüze kadar etkisini kaybetmeyen Sherlock Holmes, birçok aktör tarafından da beyaz perdeye aktarılır fakat Holmes'un çözdüğü sırların arka planında gizlenen olaylar da vardır. Sizler için, Sherlock Holmes hakkında doğru bildiğimiz yanlışları derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Holmes'un her zaman başında şapkası ve ağzında piposuyla dolaştığı algısı o kadar yaygındır ki bu imaj karakterin sembolü haline gelmiştir. Fakat bu doğru değildir. Bu iki sembol Sherlock Holmes'un tiyatro oyunu için eklenmiş ama hiçbir zaman günlük kıyafetinin bir parçası olamamıştır.
Popüler kültürde Watson ve Holmes orta yaşlarında iki adam olarak düşünülür. Bu adamlar günden güne yaşlanır ve daha deneyimli hale gelir. Fakat elbette bu da yanlıştır. Dr. Watson savaşta görev yapmış, yetenekli bir doktordur. Holmes'un da kendine has bir tanınırlığı vardır. Fakat aslında ikisi de oldukça gençtir. Maceralarının büyük bir bölümünü yirmili yaşlarında yaşarlar. Yaşları birbirine yakındır. Bu kadar genç yaşta nasıl böyle bir başarıya sahip oldukları sorusunun cevabı da nettir: Çünkü ikisi de çok zeki.
Bu düşünce için tamamen yanlış diyemeyiz çünkü dedektifimiz çoğu olayı inanılmaz bir hızla çözer. Emeklilik konusunda ise, gerçekten de erken emekli olmak ister ama hükümetten bir teklif alır ve bir Alman ajanını araştırması istenir. Böylelikle Holmes son işine başlar.
Sinema ve televizyon sektörü, seyircinin ilgisini artırmak için Sherlock'un hayatına biraz aşk katmayı düşündü. Bu sebeple Irene Adler, birçok sahnede karşımıza çıktı. Fakat bu da tamamen yanlıştı. Irene Adler adı sadece "A Scandal in Bohemia" öyküsünde geçer ve Sherlock'a dediği tek şey, "İyi geceler, Sherlock Holmes," olur. Sherlock daha sonraları Adler'den söz eder ama bunun nedeni, kendisinden her konuda daha iyi olan bu kadına duyduğu saygıdır. Irene Adler'in zekasına hayrandır ama ona karşı duygusal bir şeyler hissetmez. Zaten yazar Arthur Conan Doyle da Sherlock'tan "bir hesap makinesi gibi, insan dışı" diye söz eder.
Hepimizin benimsediği bu yaygın düşüncenin aksine, Moriarty, Sherlock'un tam olarak düşmanı sayılmaz. Moriarty'nin adı tek bir öyküde geçer, "The Final Problem." Bunun dışında "The Valley of Fear" öyküsünde kısaca söz edilir. Sherlock Holmes'le karşı karşıya gelmesi konusunda ise pek fazla bilgi yoktur. Aslında Arthur Conan Doyle, Sherlock karakterinden sıkılır ve farklı şeyler yazmak ister. Böylece Moriarty ve Holmes arasında bir çatışma başlatarak Sherlock'u öldürmeyi amaçlar. Fakat kitabın takipçileri buna büyük tepki gösterince pek istemese de başkahramanı hikâyeye geri getirir.