Arama

Sezai Karakoç’un Lili şiirinin öyküsü

"Edebiyat Yazıları" kitabında, "Sanat tutumum, dünya görüşümün bir bölümünden başka bir şey değildir." diyen Sezai Karakoç, edebiyatımızın öncü şahsiyetleri arasında yer alır. Yine aynı eserinde şiirini, "Benim şiirim, aşk, hürriyet, yaşayış ve ölüm gibi varolmanın dinamitlendiği noktalardaki trajik espriyi, irrasyonele ve absürde bulanmış (MUTLAK) ı zaptetmektir." diyerek tanıtır. Peki, Karakoç'un gönüllerde taht kuran şiirlerinden birinde yer alan "Lili" aslında kimdi? Şiirin ortaya çıkışındaki öyküye dair bilgileri derledik.

  • 2
  • 10
Sinema ve edebiyat ilişkisi
Sinema ve edebiyat ilişkisi

Sinema ve edebiyat tarih boyunca etkileşim içinde olan iki alan. Özellikle hikaye anlatma noktasında edebiyat sinema için oldukça elverişli görülür. Ünlü yönetmen Pier Paola Pasolini, sinema ve şiir arasında bir ortaklık oluşturmak için "sinemada şiir" fikri üzerine eğilerek şiirsel bir sinema anlayışı ortaya koymaya çalışmış. Bu düşüncede film yapmayı aynı zamanda şair olmakla eş değer görmüş. Yani yönetmen Pasolini sinema aracılığıyla da şiir yazılabileceğini iddia eder.

"Şiirsel sinema" ve "sinemada şiir" fikri, edebiyatçılar tarafından fazla ilgiyle karşılanmamış. Şiir sanatının kendisine has olmasına inanan bazı edebiyatçılar bu sebeple "sinemada şiir" anlayışına mesafeli durmuşlar. Sinema ve edebiyat ilişkisinde büyük oranda edebiyatın sinema üzerindeki yansımaları ön planda tutulmuş olsa da sinema, şairler için büyük bir ilham kaynağıdır. Bunun en iyi örneğini Sezai Karakoç'un Lili şiirinde görebiliriz.

Sezai Karakoç'tan alıntılar

  • 3
  • 10
Sezai Karakoç’un “Lili” şiiri
Sezai Karakoç’un “Lili” şiiri

Sezai Karakoç, Lili şiirini 1953 Amerikan yapımı olan ve yönetmenliğini Charles Walters'ın yaptığı ve başrollerinde Leslie Caron, Mel Ferrer ve Jean Perre Aumont'un oynadığı "Lili" adlı filmden ilham alarak yazmış. Şiirin yazılma tarihi ise 1954. Lili şiiri ilk olarak "Liliyar" ismiyle "Şiirler III" kitabında yer alırken, daha sonrasında Sezai Karakoç'un tüm şiirlerini topladığı "Gün Doğmadan" adlı kitabında "Lili"ye dönüştürülmüştür.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 4
  • 10
‘Masumiyet’ timsali Lili
‘Masumiyet’ timsali Lili

Fransa'nın küçük bir kasabasında yaşayan Lili on altı yaşında saf, temiz ve insanlara güveni sonsuz olan bir kızdır. Babasının ölümünün ardından tanıdıklarının yanında çalışmak için şehre taşınır. Şehirde sirkte çalışan Marcus adında bir sihirbazla tanışır ve burada garson olarak çalışmaya başlar. Lili, Marcus'a aşık olur, onu izlemekten doğru düzgün çalışamaz ve ilk akşam işine son verilir. Marcus'un aşkıyla büyülenen Lili, eskiden dansçı olan fakat savaşta sakatlandığı için sirkte kukla oynatmaya mecbur kalmış Pool'un kendisine aşık olduğundan habersizdir.

Sezai Karakoç'un kaleminden en kapsamlı üçleme

"Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
….
Kuklalar titremesin ne yapsın
Adam konuşmasını bilmezse ne yapsın"

  • 6
  • 10
Pool’un perdeler arkasındaki aşkı
Pool’un perdeler arkasındaki aşkı

Pool iyi bir insan olmasına rağmen Lili'nin gözünde sert mizaçlı ve ciddidir. İşten atılınca intihar etmeye karar veren Lili'yi Pool kurtarır. İntihar kararını verdiği esnada perdenin arkasından görülen kukla, Pool'un ta kendisidir. Ve Pool'un oynattığı kukla ile konuşmaya başlayan Lili, sirkteki seyircilerin de ilgisini çeker, yeniden işe alınır. Böylece her akşam Lili, oynatanın Pool olduğundan habersiz bir şekilde seyircilerin karşısında kuklalarla konuşur.

"Altın saçlarını yana atışı yok mu Lilinin
Lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
Lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu

…..

Kuklaların kukla olmadığı besbelli
Lilinin çekip gideceği besbelli
Lilinin dönüp geleceği besbelli"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN