Arama

Ömer Seyfettin askerlikten neden ihraç edildi?

Edebiyat tarihimizdeki pek çok şair ve yazar farklı mesleklere sahiptir. Kalemlerinden başka hayatlarını idame ettirdikleri farklı alanlarda söz sahibi olmuşlardır. Bunlardan bir tanesi de Milli edebiyatımızın önemli temsilcilerinden Ömer Seyfettin'dir. Ömer Seyfettin, askerlikten iki defa ayrılmıştı. Ancak ikisi de bazı yanlışlarla anılageldi. İlk ayrılışının tarihi, ikinci ayrılışının ise sebebi yanlış biliniyor. Osmanlı arşivlerindeki bilgilere göre edebiyatımızın önemli yazarlarından Ömer Seyfettin'in askerlik hayatına ışık tutacak doğru bilgileri sizler için derledik.

  • 1
  • 7
ALİ CANİP YÖNTEM VE TAHİR ALANGU TARİHİ
ALİ CANİP YÖNTEM VE TAHİR ALANGU TARİHİ

Ömer Seyfettin'in 1910'da askerlikten istifa ederek Selanik'e gittiği yolundaki bilginin ilk kaynağı Ali Canip Yöntem idi ve dört sefer tekrarlanmıştı. Kaynak, Ömer Seyfettin hakkındaki bilinenlerin çoğunu kendisine borçlu bulunduğumuz biri olunca doğruluğu kontrol edilmeden bu bilgi pek çok kimse tarafından tekrarlanmıştı. Fakat yalnızca Tahir Alangu bu hususa dikkat çekerek onun askerlikten istifa edip Selanik'e gidiş tarihini bulmaya çalıştı.

Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem'e Yeni Lisan için 15 Kanun-ı sani 1326 (28 Ocak 1911) tarihli çağrı mektubunu, bugün Bulgaristan'da olan Razlık kasabasına bağlı Yakoritköyü sınır karakolundan yazmıştı. Yani bu tarihte hala askerdi ve ilk istifası bu tarihten sonra olmalıydı. Alangu'nun tahmini de bu noktadır. Hâlbuki Ömer Seyfettin'in 1910 askerlikten istifa ederek Selanik'e gittiği tarih için daha yaklaşık bir zaman dilimin verme imkanına sahibiz.

  • 2
  • 7
İLK AYRILIŞ 1911 TEMMUZUNUN BAŞLANGICINDA OLDU
İLK AYRILIŞ 1911 TEMMUZUNUN BAŞLANGICINDA OLDU

Ali Canip Yöntem, söz konusu bilgiyi her seferinde, en az 10 yıl önceye ait hatıra olarak vermişti. Hafızası Ali Canip'i yanıltmıştı. Çünkü doğru bilgiyi de yine onun bir mektubundan öğreniyoruz. Söz konusu mektup, Ömer Seyfettin'in istifasından sadece bir ay sonraya aitti. Ali Canip, Ahmet Haşim'e hitaben Servet-i Fünun 'da yayımlanan bir açık mektubunda diyor ki:

"Bundan birkaç ay evvel zaman Bulgaristan hududunda bulunan arkadaşım Ömer Seyfettin'den bir mektup almıştım, diyordu ki : Lisanımızdaki ecnebi kaidelerini atsak ve bunun için beraber çalışsak…..
...
Bir ay evvel Ömer Selanik'e geldi.(…)

Selanik 26 Temmuz 1327 (8 Ağustos 1911)"

Bu ifadelerden açıkça anlaşılıyor ki: Ömer Seyfettin'in Yakorit'teki askerlik görevinden istifa ederek Selanik'e gidişi, 1911 Temmuzunun başlangıcıdır.

  • 3
  • 7
İKİNCİ AYRILIŞIN SEBEBİ NEYDİ?
İKİNCİ AYRILIŞIN SEBEBİ NEYDİ?

Ömer Seyfettin askerlikten istifa etmesine etmiştir ama yaklaşık 14 ay sonra Balkan Savaşı baş gösterince tekrar askere çağrılmıştı, Garp Ordusu 39.Alay 3.Tabur 2.Bölük Mülazım-ı evveli olarak gönderilmişti. Bir müddet sonra 8 Ekim 1912'de başlayan savaşı ve Naflion'daki esirlik döneminde yaşadıklarını 27 Eylül 1328 (10 Ekim 1912 ) tarihinde başlayıp 15 Teşrin-i Sani 1329'da (28 Ekim 1913) biten günlüğünden öğrenebiliyoruz.

Naflion'dayken annesiyle ve Ali Canip'le mektuplaşabilmektedir.''26 Haziran 1329 (9 Temmuz 1913 ) Naflion'' kaydıyla gönderdiği mektubunda şu ilginç cümleler bulunuyor:

''Hem Canipciğim, biliyor musun, artık askerlikten çıktım, fakat asla memur olmak istemem.(…) Muharebeden evvel ben Ziya Bey'e yazmış, askerlikten istifa ettirilerek Diyarbekir gazetesine muharrir gönderilmekliğimi rica etmiştim. Bu ricamda hala musırrım. Tekrar et."

Anlaşılıyor ki Ömer Seyfettin Balkan Savaşı'ından önce, Selanik'teyken askerlikten ayrılıp Diyarbekir gazetesine yazar olarak gönderilmesi için Ziya Gökalp'ın tavassutunu istemiş ise de bu talep karşılan(a)mamış. Mektubun yazıldığı tarihte ise artık kendini asker saymamakta ve bu durumdan kadim dostu, sırdaşı Ali Canip'in haberi yoktu.

Fakat daha ilginci, yukarıda sözü edilen mektubundan dört buçuk ay sonra 14 Teşrinsani 1329 (27 Kasım 1913) Nafliyon'dan yine Ali Canip'e gönderdiği bir başka mektubunda ''Eğer askerlikten çıkarsam asla memur olmayacağım.'' demektedir. Şu halde önceki mektubunda bulunan ''artık askerlikten çıktım." ifadesi bir tasarlamadan ibarettir. Akla gelen ilk soru şudur:

Ömer Seyfettin yeni bir geçim kapısı bulmadan, üstelik esirlik günleri devam ederken zihninde askerlikten çıkmayı niçin kesinleştirmişti?

  • 4
  • 7
BELGELER NE DİYOR?
BELGELER NE DİYOR?

Bu soruya verilebilecek cevap, Osmanlı Arşivindeki belgelerde gizlidir. Bu belgelerden anlaşıldığına göre, Ömer Seyfettin hakkında Müdde-i Umumi (Başsavcı) Muavini Salih Bey tarafından siyasetle uğraştığı iddiasıyla soruşturma açılmış, yedi üyeli Divan-ı Harb-i Örfi 1 Şubat 1914 tarihinde onun askerlikten ihracına oy birliğiyle karar vermişlerdi.

Belge 1,Divan-ı Harbi Örfi,Aded,814,298.

"Siyasetle iştigal ettiği iddiasıyla maznun-ı ileyh olan Kadıköyü'nde Mısırlıoğlunda Süleyman Bey Sokağı'nda 1 numaralı hanede mukim Atik Yokorit hudut bölüğü Mülazım-ı evveli ve muahharen yine Atik On Üçüncü Nizamiye Fırkası Otuz dokuzuncu Alayın Üçüncü Taburunun Üçüncü Bölüğü Mülazım-ı evveli Ömer Seyfettin Efendi bin Ömer hakkında Müdde-i Umumi Muavini Salih Bey huzuruyla icra kılınan tahkikat ve muhakeme neticesinde mumaileyhin İttihat ve Terakki Cemiyetinde kitabet ve matbuatta muharrirlik etmekte olduğu kendisinin imzası tahtında vermiş olduğu istidaname müfadı ve muhakemeten vaki olan itirafıyla anlaşılmış ve şu hali mensubin-i askeriyenin siyasetle iştigallerinin men'ine dair olan madde-i muvakkate-i kanun hükmünü müstelzim cünha ef'alinden bulunmuş olduğundan muavin-i mumaileyhin bu babdaki dava ve mütaalası üzerinde icabı lede't-tezekkür maznun-ı mumaileyh Ömer Seyfettin Efendi'nin asker olduğu halde memnuniyet-i kanuniye hilafına olarak siyasetle iştigalinden naşi salifü'zikr madde-i mahsusa-i kanuniye hükmüne tevfikan nisbet-i askeriyesinin kat'ına 18 Kânunsani 329 tarihinde ittifakla karar verildi.

(19 Kanun-ı sani 329)"

  • 5
  • 7
SİYASETLE İLGİLENMESİ ÜZERİNE İHRAÇ EDİLDİ
SİYASETLE İLGİLENMESİ ÜZERİNE İHRAÇ EDİLDİ

Devrin Harbiye Nazırı Enver Paşa bu kararı 17 Şubat 1914'te 956 sayılı bir yazıyla Padişah'a sunulmak üzere bir İrade-i Seniyye layihasıyla birlikte Sadaret'e göndererek uygulanması konusunda yetki talep eder.

"Mülazım-ı evvel Ömer Seyfettin Efendi'nin nisbet-i askeriyesinin kat'ına dair Maruz-ı çaker-i kemineleridir ki otuz dokuzuncu alayın Üçüncü Taburunun Üçüncü Bölüğü Mülazım-ı evveli Ömer Seyfettin Efendi'nin siyasetle iştigal etmesinden dolayı nisbet-i askeriyesinin kat'ı hakkında Divan-ı Harb-i Örfiden ita olunan mazbata ol babda tanzim olunan İrade-i Seniyye layihasıyla maan ve leffen takdim kılınmakla iktizasının ifa ve keyfiyetin emr ü ferman hazret-i veliyyü'l emrindir.

(21 Rebiyülevvel 332 ve 4 Şubat 329)"

Harbiye Nazırı Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Enver Sadaret'in 25 Şubat 1914 tarih ve 975 sayılı cevabi yazısında, Divan-ı Harb-i Örfi kararının Padişah Sultan V. Mehmet Reşat'a sunulup tasdikinin alındığı belirtilerek gereğinin yapılması Ömer Seyfettin'in askerlikten ihracı istenmiştir.

Sadaretin yazısında atıfta bulunulan 22 Şubat 1914 tarih ve 3493 sayılı İrade-i Seniyye ise şudur:

"Otuz dokuzuncu Alayın Üçüncü Bölüğü Mülazım-ı evveli Ömer Seyfettin Efendi'nin siyasetle iştigal etmesinden dolayı nisbet-i askeriyesinin kat'ı hakkında Divan-ı Harb-i Örfice verilen karar tasdik olunmuştur. Bu irade-i seniyyenin icrasına Harbiye Nazırı memurdur.

(26 Rebiyülevvel 332 /9 Şubat 329)"

  • 6
  • 7
İKİNCİ KEZ AYRILIŞI KENDİ İRADESİYLE OLMADI
İKİNCİ KEZ AYRILIŞI KENDİ İRADESİYLE OLMADI

Bu belgelerden anlaşılıyor ki Ömer Seyfettin'in ordudan ikinci kez ayrılışı, kendi iradesiyle değildi, bir ihraçtı. Belki de hakkında verilecek kararı tahmin ettiği için henüz esirken istifa etmeyi tasarlamış olmalıydı. Ancak bu konudaki bilgilerde yine de epeyce boşluk var. Mesela ihraçla sonuçlanacak sürecin ne zaman başladığı bilinmiyor. Balkanlar'da savaşın yaklaştığı anlaşılınca tekrar askere alındığını biliniyor ama tam olarak hangi tarihte yeniden asker sayıldığı bilinmiyor.

Hayat dergisinde yayımlanan ve daha sonra Tahir Alangu'nun tekrarladığı metninde, Balkan Harbi günlüğünün baş tarafları muhtemelen eksik. Günlüğün yayımlanan kısmı "27 Eylül 1328/10 Ekim 1912)-Selanik'' kaydıyla ve ''Dün Karaburun'dan geldik. Galiba bu gece şimendifere bineceğiz. Karadağ ilan-ı harp etti. Bulgaristan ve Sırbistan henüz susuyorlar'' cümleleriyle başladığına göre bu tarihten bir müddet önce Garp Ordusu'na katılmış olmalı.7 Kanunisani 1328/20 Ocak 1913'te esir düştüğünü de yine bu günlükte belirtmiştir. Öyle ise hakkında Divan-ı Harb-i Örfi'de dava açılması bu tarihler arasında olmalı. Çünkü esirliği sırasında muhakeme edildiği düşünülemez.

  • 7
  • 7
ÖMER SEYFETTİN’İN SİYASETLE İŞTİGALİ
ÖMER SEYFETTİN’İN SİYASETLE İŞTİGALİ

Bu zaman dilimi, orduda İttihatçı-İhtilafçı çekişmesinin en uç noktalara vardığı dönemdi. Ömer Seyfettin'in de mensubu bulunduğu 3.Ordu'dan bazı subay ve erlerin Manastır'da isyan edip dağa çıktığı, Mebusan Meclisi'nde Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından dile getirilmişti. Mahmut Şevket Paşa ve halefi Hurşit Paşa askerin siyasetle ilişkisini kesmek için köktenci tedbirlere yönelmişlerdi. Gazi Muhtar Paşa'nın ''Büyük Kabine''si 25 Eylül 1328/8 Ekim 1912'de ''Mensubin-i Askeriyenin siyasetle iştigalini men'ine dair ceza kanununa Müzeyyel Kanun-ı Muvakkat''ile askerlerin gizli veya açık hiçbir derneğe katılamayacakları, iç ve dış politikaya müdahil olamayacakları hükme bağlanmıştır. Hatta bu kadarla yetinilmeyip daha sonra askerlere seçme ve seçilme yasağı bile getirilmiştir. Ömer Seyfettin hakkında İttihat ve Terakki Fırkası taraftarlığı ve ''siyasetle iştigal'' iddiasıyla dava açılmasını da bu siyasi ortam çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

Divan-ı Harb-i Örfi kararında belirtildiğine göre ''siyasetle iştigal'' iddiasını Ömer Seyfettin de kabul etmiştir. O halde hakkında verilecek hükmü bildiği için Ali Canip'e 26 Haziran 1329/9 Temmuz 1913 tarihinde ''Biliyor musun, artık askerlikten çıktım.' ' diye yazabilmektedir. Bu tarihten itibaren yaklaşık yedi ay sonra, hakkındaki askerlikten ihraç hükmü kesinleştiği sıralarda Ömer Seyfettin İttihat ve Terakki Fırkası çizgisine yakınlığıyla bilinen Türk Yurdu, Zeka dergileri ve Tanin gazetesinin yazarları arasındadır.

Onun ihracı için davayı başkaları başlatmış olsa da 1914'e kadar hep savunduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin o dönemdeki iki kudretli isminden biri olan Enver Paşa (üstelik İttihatçılığın en revaçta olduğu bir dönemde) uygulamak zorunda kalmıştır. Ömer Seyfettin, isnat olunan suçu kabullendiğine göre her halde Nevres gibi:

Kendi elimle yâre kesip verdiğim kalem
Fetva-yı hun-ı na-hakımı yazdı ibtida
dememiştir…Fakat bu açıkça kaderin cilvesidir.

(Türk Edebiyatı dergisi)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN