Mutlaka okumanız gereken 222 kitap
Çağının tanığı olmanın kabullenmekten değil, yüzleşmekten geçtiğini her eylemiyle bir kez daha anlatan George Orwell'ın, gerçek isminin Eric Arthur Blair olduğunu biliyor muydunuz? Ya da kod adı, 'Agent Argo' olan ünlü yazar Ernest Hemingway'in, bir ajan olarak çalıştığını? Sizler için mutlaka okunması gereken 222 kitabı derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
"İlkokula girişimin ikinci veya üçüncü haftasında bize dünyanın yuvarlaklığını öğreten hanım hocamız, İslam bilginlerinin dünyanın bir öküzün boynuzunda taşındığına inandıklarını anlatıyordu. Ben zavallı çocuk, 30 yıl kadar sonra, Müslümanların ekvatorun uzunluğunu daha 9. yüzyılda birkaç metotla 40.000 km. kadar ölçebildiklerini öğreneceğimi nasıl bilebilirdim?"
İslam'ın ilk ortaya çıktığı yıllarda Arap Müslümanlar ancak parmakla ya da kafada hesaplamayı biliyorlardı. Okuyup yazma bilenlerin sayısı çok azdı. İslam ilk otuz veya kırk yıllarında o devrin meskûn yerlerinin büyük bir kısmını hükmü altına almış, bilim merkezlerini ele geçirmişti. Oradaki bilim temsilcilerine ister Müslüman olsunlar ister olmasınlar büyük tolerans göstermiş, değer vermiş, hocalıklarını kabul etmişti. Bilime ve öğrenmeye karşı çok kısa bir zamanda çok canlı bir atmosfer ve bir susama ortaya çıkmıştı.
Şüphesiz Müslümanlar diğer kültür dünyalarından, bahusus Yunanlılardan aldıkları bilimleri geliştirdiler, yeni bilimler ortaya koydular ve gelecek kuşakların kuracağı bazı bilimlerin yollarını döşediler.
Bir sınır beyliğiyken İslam dünyasının en güçlü devletine dönüştü Osmanlı İmparatoruğu, XVII. yüzyılda Avrupa'dan yana dönen dengeyle birlikte 1920'lere dek süren bağımlılığı başladı. Kuşku yok ki bu serüvenin en görkemli dönemi 1300 ve 1600 yılları arasındaki Klâsik Çağ oldu.
Yaşayan en büyük Osmanlı tarihçisi Halil İnalcık, 1973'te ilk kez İngilizce yayımlanışının ardından çevrildiği tüm dünya dillerinde geniş yankılar uyandıran bu incelemede, benzersiz bir dönemin olası en bütüncül ve en yetkin betimlerinden birini sunuyor. Osmanlı'nın siyasi ve kurumsal yapılarının derinlemesine çözümlemelerini, din ve ticaret ilişkileri, yönetim ve toplumsal yapılanma üzerine kapsamlı açıklamalar ve eksiksiz bir Osmanlı kronolojisi izliyor.
Yayımlanışından yıllar sonra İnalcık'ın katkılarıyla Türkçe'ye kazandırılan bu başyapıt, hem Osmanlı tarihiyle ilgilenenler hem de uzmanlar için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır.
Fuad Köprülü, 1934 yılında Sorbonne Üniversitesinde Fransızca olarak art arda üç konferans verdi. Büyük ilgi uyandıran bu konferanslar 1935 yılında Les Origines de l'Empire Ottoman adıyla kitaplaştırıldı. Türkçesi ancak 1959 yılında Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu adıyla yayımlandı. Köprülü'nün temel derdi Osmanlı'nın "400 çadırlık bir aşiretten çıktığı" yönündeki romantik görüşler yerine, Orta Asya, Anadolu Selçukluları, Kayı Aşireti arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaktı. Bu doğrultuda Gibbons, Marquart, Wittek ve Zeki Velidi Togan'ın teorilerini tartışmaya açar; daha sonra Eberhard ve Faruk Sümer'in de dahil olduğu bu tartışmalar sonucu elinizdeki "mükemmel" kitap son halini aldı.
Bu soruya çok az insan Mehmet Akif Ersoy kadar doğru cevap verebilirdi. Tünel, Ersoy'un abluka altındaki Gazze'de gazetecilik yaparken yaşadığı zorlu sürecin ve bu sürece eşlik eden zihinsel çabanın ürünüdür. Kederli, fakat umudunu yitirmemiş bir coğrafyanın topoğrafyasında Ersoy, sloganların Gazze'den duyulmadığı, hamasetin ölen çocukları kurtarmadığı gerçeğini bir tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Dünyayla bağı kesilen Gazze'ye Gazzelilerle beraber bir tünelden giriyor; onlarla birlikte açlığı, ölümü ve ölenlerin ardından hayatı sürdürme mücadelesini yaşıyor. Üstelik tüm bu duygusal ve fiziksel yüke rağmen, gerçeklikle yüzleşmekten vazgeçmiyor. Meseleye soğukkanlılıkla yaklaşıyor ve vaziyeti net bir şekilde ortaya koyuyor.
"Filistin için kaygılı olan herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimileri diplomasi yürütüyor kimileri insani yardım gönderiyor. Ben ise savaş muhabirliğim boyunca sadece bu toprakların, her saniye tonlarca demir parçası altında yaşama tutunmaya çalışan halklarının gözlerindeki sitemi, yüzlerindeki acıyı anlatmaya çabaladım. Anlatabildiklerim ve Tünel'de okuyacaklarınız, onların dünyasının küçücük bir detayı."
'Tarihçilerin Şeyhi' Prof. Dr. Halil İnalcık'ın hayatı ilk kez kitaplaştı. Kendisiyle yapılan uzun konuşmalarla, tarihe adanan ve bir dönemi anlatan, fotoğraflarla zenginleşen 614 sayfalık, bir çırpıda okunan akıcı kitap sizleri bekliyor.