Mehmet Akif'in yaşamının gizemlerine ışık tutan mektupları
Edebiyatçıların yaşamlarını ve edebi kişiliklerini çoğunlukla ansiklopedik kaynaklar üzerinden öğreniriz. Fakat bu kaynakların bize veremediği birtakım özel bilgiler vardır ki bu boşluğu en güzel biçimde edebiyatçıların kaleme aldığı mektuplar doldurur. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un ölümünden sonra yayımlanan mektuplarında şahsi yaşantısına, çektiği sıkıntılara ve gündelik hayatında gerçekleştirdiği en sıradan eylemlere dahi rastlamamız mümkündür. Söz gelimi, bu mektuplarda kimi zaman İsmet Hanım'a mutfakta yardım eden eş Akif, kimi zaman ise torunuyla beraber çocuklaşan dede Akif karşımıza çıkar. Ölüm yıl dönümü anısına Mehmet Akif'in yaşamının gizli köşelerini aydınlatan mektuplarını derledik…
Önceki Resimler için Tıklayınız
Maddi sıkıntılar çektiğini…
📌Mehmet Akif, hayatı boyunca maddi sıkıntılar çekti. Mektuplarında da yaşadığı bu maddi sıkıntıların izlerine görmek mümkündü.
📌Mehmet Akif'in mektuplarını okurken yaşadığı malî sıkıntının izlerine, kızına ve damadına verdiği öğütte rastlıyoruz.
📌Akif, damadı Ahmed Bey'e yazdığı mektupta 'paranın önemini' şöyle anlatıyor:
"Suad'ın muktesit oluşu çok iyi bir hadise. Dünyada para kadar lüzumlu bir şey daha olmadığı için onu idare ile harc etmek en ziyâde aranılacak bir meseledir. Biz bu hakikati pek geç anladık. Siz vaktiyle anlamışsınız demektir ki, ciddi söylüyorum, şâyân-ı tebrik ve hürmetsiniz. Her ikinize de aferin."
📌Akif Mısır'dayken kendisine yardımcı olacak birini tutmaya maddi olanaksızlıklar yüzünden gücü yetmez.
📌Bu dönemde Akif, "Ben de çay, bulaşık işlerini kemal-i intizam ile görüyorum." diye yazar. Bir başka mektubunda, "Yemeğimi pişiriyorum. Ortalığımı süpürüyorum. Bir evde ne vazife varsa hepsini kendim yapıyorum." diye yazar. Akif bunları yazdığında altmışını geçmiştir.
📌Mısır'da 1935 yılında aileye bir ev tahsis edilir. Mektubundaki "…kira derdi olmaması ne büyük bir saadetmiş." cümlesi Âkif'in yaşadığı maddi sıkıntıları göstermesi bakımından kayda değer.
Dostlarına olan bağlılığını...
📌Akif'in dostlarına gönderdiği mektuplar da çoğunluğu teşkil ediyordu. Bu mektuplarda kimi zaman ciddi siyasi ve edebi meselelere değinirken kimi zaman da nüktedan kişiliğini ortaya koymaktan çekinmezdi.
"Mithat Cemal'in gönderdiği sopa sekalet numunesi! Onun yerine bir şiirini gönderseydi belki daha isabet ederdi."
📌Akif dostu Mahir Bey'e gönderdiği mektubunda elinde bulunan tercüme işinden bahsetmekle beraber uzak kaldığı memleketindeki edebi akımları sormaktan da geri durmuyordu:
"Evlâdım, iki gözüm Mâhir Bey,
Mektubunu aldım, afiyetinden memnun oldum. Böyle ara sıra beni yoklayışın o kadar hoşuma gidiyor ki tasavvur edemezsin.
Fuat Şemsi'yi, hakikat, benim de çok göreceğim geldi. Bu sene Paşa hazretleriyle gelirse ne iyi olur! İnşallah, ona da haftaya, üç beş satırlık bir mektup yazacağım; kafileye katılmanın yolunu göstereceğim. İhvan-ı kiramın hangisini görürsen, selâmımı tebliğden geri durmazsın değil mi? Benim terceme de ağır ağır gidiyor. Bakalım bir kerre şu müsvedde şekli hitam bulsun da, sonra ikinci okuyuş belki daha kolay olur. Ne olduysa bizim şairliğe oldu. Korkuyorum: Aruzu küstüreceğiz! Edebî cereyanlar ne âlemde? Manzum, mensur güzel eser çıkıyor mu? Buna dair de malûmat isterim. Baki kemal-i iştiyak ile gözlerini öperim, iki gözüm evlâdım Mâhir Bey. Biraderlerine de selâmımı söyleyiver. Sıyânet-i Mevlâya emanet ol evlâdım".
📌Akif, özel mektuplarında çoğunlukla samimiydi. Evladım" diye hitap ettiği Asım Şakir'e şöyle takılıyor:
"Serseriliği elden bırakmaz da çalışmazsan, kulaklarına lâyık olduğu tûlü vermek için, her birini sekiz elif miktarı meddedeceğimden emin olmalısın!"
📌Mehmet Akif'in söz konusu mektuplarından İstiklal Marşı şairimizin hayatının belli dönemleri, ailesi ve dostlarıyla olan yakın ilişkilerinin yanında gündelik yaşantısı hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Hatta öyle ki eşi İsmet Hanım'a çay demlemede ve bulaşık yıkamada yardım ettiğini dahi bu satırlardaki samimi anlatımdan öğreniyoruz. Kısacası, Akif'i bütünüyle tanımamızı sağlayan bu mektuplar edebiyat tarihimizdeki en önemli kaynaklar olarak kayıtlara geçti.