Mart ayında en çok okunan 20 kitap
Birçoğumuzun yol arkadaşı olan kitaplar, geçmişten günümüze bilginin en önemli kaynağıdır. Zamana meydan okuyan ve insanların aklından çıkmayan bu eserler sayesinde insanlar yeni bir dünyaya doğru yelken açar. İşte sizler için Mart ayını en çok okunan 20 kitabını derledik.
"Yabanın sabrı; kararlı, yorulmak nedir bilmez ve inatçıdır. Bir örümceği ağında, bir yılanı yuvasında, bir panteri pusuda saatlerce kıpırtısız tutan, işte bu sabırdır."
Jack London'ın başyapıtları arasında sayılan Vahşetin Çağrısı'nda, St. Bernard ve İskoç çoban köpeği kırması olan Buck'ın hayatta kalma savaşını anlatır. Alaska'da altın arayıcılarına satılan kızak köpeği Buck için yalnızca uyum sağlayanın hayatta kalabileceği bir savaş başlar. Zorluklarla dolu vahşi doğada Buck nasıl hayatta kalacaktır? Hem insanlar hem de diğer köpeklerle giriştiği mücadeleyi kazanabilecek midir?
Ayakta kalmak için içgüdülerine mi ses verecektir yoksa kendini yeniden yaratmanın bir yolunu mu bulacaktır?
"Konuşmak alışkanlıktan başka neydi ki?Sözsüz de anlaşabilirdi insanlar.."
Bir Meksika halk hikâyesinden esinlenilerek yazılan İnci, bir zamanlar İspanya Kralı'na büyük zenginlikler getiren bir koyda yaşayan fakir bir inci avcısının, Kino'nun ve ailesinin hikâyesini anlatır. Kino'nun çocuğunu kurtarmak umuduyla daldığı denizden çıkardığı eşi benzeri görülmemiş inci, yalnızca umut değil yıkım da getirecektir. İncinin özü insanların özüne; Kino'nun kulaklarında çınlayan ve kasabaya yayılan incinin türküsü, ailenin, kötülüğün, umudun ve düşmanlığın türküsüne karışılaşır.
Steinbeck, Kino'nun derinliklerden söküp çıkardığı inci ile içinde yaşadığımız dünyaya ve insanın dramına ışık tutar.
"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum.
Ada 'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım."
Sait Faik, içimize insan sevgisi göstermeye çabalar. Bu çabanın önünde doyumsuz bir sevginin bulunup yitirilmişliği,aşkın şifa bulmazlığı vardı. Yazar, insan sevgisinin ileri bir noktası olarak "Son Kuşlar" kitabını yazdı.
İnce-uzun, sakallı, şövalye romanları okuya okuya sonunda şövalye olmaya özenen Don Kişot, Dulcinea del Toboso'ya aşıktır. Kendi gibi zayıf, çelimsiz Rocinante adlı bir atı vardır. Seyisi ve dostu Sanço Panza ile atışır sık sık. Yeldeğirmenlerine savaş açan bu aşık yaşlı şövalyenin romanı edebiyatta roman türünün başlangıcı sayılır. Birinci bölümü 1605 yılında yayımlanan İspanyol edebiyatının bu başyapıtı, yayımlandığı günden beri pek çok dile çevrildi, defalarca basıldı.
"Okur" olacak kişinin mutlaka okuyacağı kitaplar arasında yer alır Don Kişot. Bir başka deyişle Don Kişot'u okumamış kişi "okur-yazar" sayılmaz.
Fransız yazar Victor Hugo tarafından yazılan Sefiller, ilk olarak 1862 yılında basıldı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde de yer alan kitap aynı zamanda dünyada en çok okunan klasiklerden de biri. Sefiller, insanın elindeki şeylerin kıymetini daha iyi bilmesini sağlıyor.
Hayata umutla sarılmayı, mücadele etmeyi, iyilikseverliği; güzel ve iyi fikirler geliştirerek yaşamayı gösteren Sefiller, kötülükten iyiliğe, adaletsizlikten adalete, sahtelikten gerçeğe, hırstan vicdana, çürümüşlükten hayata, canavarlıktan görev duygusuna, cehennemden cennete uzanan bir maceraya okurlarını sürüklüyor. Victor Hugo'da, bu eşsiz eserinin ön sözünde, "erkeğin yoksulluk yüzünden alçalması, kadının açlık yüzünden düşkünleşmesi, çocuğun cehalet yüzünden yeteneklerini geliştirememesi sorunları çözümlenmedikçe … yeryüzünde cehalet, sefalet bulundukça bu gibi kitaplar faydasız olmayacaktır" diyor. Fransız Devrimi sırasındaki çalkantılar arasında geçen roman, insan sevgisini vurgulaması açısından da önem taşıyor.