Tarihin en önemli edebiyatçılarından olan Mark Twain, genç yaşta dünyayı gezme hayali kurmuş ve bu hayalini 1866 yılında gerçekleştirmişti. Gezi yazılarını topladığı eserinde, İstanbul'a dair gözlemlerini de aktarmıştı. "Seyahat etmek, önyargı, bağnazlık ve dar kafalılık için ölümcüldür" diyen Twain, zenofobi derecesinde önyargı ile İstanbul'u kaleme almış, yaşadığı hayal kırıklığını "Doğu'yu anlatan gezi kitaplarıyla aldatıldığımı düşündükçe sabah kahvaltısında bir seyyahı yiyesim geliyor" sözüyle anlatmıştı.
Samuel Langhorne Clemens veya bilinen adıyla Mark Twain, 30 Kasım 1835 tarihinde ABD'nin Florida eyaletinde dünyaya geldi.
Babasını küçük yaşta kaybettikten sonra okulunu bırakıp çalışmak zorunda kaldı.
18 yaşındayken dünyayı gezme hayalleri kuran bir delikanlıydı. Bu nedenle önce ülkesinde gezmeye başladı ve çeşitli eyaletlerde bulundu.
Burada çeşitli işlerde çalıştıktan dört sene sonra memleketine döndü ve bir buharlı gemi kaptanı olmak istedi. Kaptanlık sınavına hazırlanırken nehrin her yerini etraflıca öğrenmesi iki sene sürdü.
Bir gece, rüyasında kardeşinin çalıştığı vapurun yandığını görmesi ve bu hadisenin 1858 senesinde aynen yaşanmasının ardından kardeşinin hayatını kaybetmesi onu derinden etkiledi.
Kardeşinin ölümünden kendini sorumlu tutan Twain, bu olaydan sonra parapsikoloji ile ilgilendi.
24 yaşındayken kaptanlık ehliyetini aldıktan sonra, meşhur Amerikan İç Savaşı'na kadar kaptanlık yaptı.
İç Savaş sırasında gönüllü olarak orduya katıldı ve 14 günlük bir eğitim sürecinin ardından ordudan ayrılarak vali olan ağabeyinin yanına gitti. Burada zengin olma hayaliyle maden işine girdi ancak başarılı olamadı.