Kime göre, ne, nedir?
Dijital sistemlerin topladıkları verilerin hayatı belirli amaçlar doğrultusunda yönlendirdiklerini ve buna "algoritma diktatörlüğü" denildiğini biliyor muydunuz? Peki ya, Peyami Safa'nın kitapları şehir olarak tanımladığını ve bir kitabı anlamak için "dikkate layık yerlerde tekrar tekrar dolaşmak" gerektiğini? Ya da Stefan Zweig'a göre "satrancın çekiciliğinin" ne olduğunu? Kime göre, ne, nedir sorularının cevabını derledik.
Hoşlandığımız eserleri mutlaka tekrar okumalıyız. Çünkü ikinci, hatta üçüncü okuyuşumuzda evvelce dikkat etmediğimiz güzellikler buluruz. Kitap bir şehir gibidir. Onu anlamak için turistler gibi içinden otomobille geçmek, hatta sokaklarından bir defa ağır ağır yürüyerek geçmek elvermez... Dikkate layık yerlerde tekrar tekrar dolaşmak, şehrin içinde bir müddet yaşamak lazımdır.
Elisabeth Noelle-Neumann tarafından geliştirilen bir siyaset bilimi ve kitle iletişim teorisidir. Bir kişinin ya da grubun savunduğu fikir, mensubu olduğu toplumun genel-geçer kabul ettiği görüşlere uygun değilse bu kişi toplumdan dışlanma korkusu nedeniyle konuşurken kendini kısıtlar veya fikrini söylemekten vazgeçer. Aynı kişi fikrinin toplum nezdinde yaygınlaşmaya başladığını sezerse bu kez fikrini yüksek sesle söylemeye başlar.
Edep kelimesi e (eline), de (diline) ve b (beline) harflerinden müteşekkildir ve tam manasıyla insanın uyması gereken düsturların remzidir. Erenlerin 'Elin tek, dilin pek, belin berk tut!' demesi de bunun dervişçesidir.