Kafa karıştıran 20 kelime
Dilimizdeki bazı kelimelerin anlamları birbirine yakın olsa da ince detaylarla birbirlerinden ayrılır. Örneğin ivedi ve acele kelimelerinin ikisinde de çabukluk olsa da acele kelimesinde sabırsızlık gösterme gibi farkı bulunur. Sizler için anlamları birbiriyle karıştırılan kelimeleri derledik.
Giriş Tarihi: 16.05.2019
13:05
Güncelleme Tarihi: 25.05.2019
11:39
YADİGÂR
Bir kimseyi veya olayı hatırlatmak üzere verilen ya da onlardan kalan şey.
Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyârıdır / Evlâd-ı Fâtihân'a onun yadigârıdır (Yahya Kemal)
BERGÜZAR
Yadigâr olarak verilen şey, hediye, armağan, yadigâr olarak kalan şey, hâtıra.
Birkaç hafta sonraki yangında bu kadar yüz yıllık aile bergüzârı da kaynayıp gidecekti. (Safiye Erol)
ŞAMDAN
Üzerine mum dikilen aydınlatma âleti.
Şu bakır şamdana sokulmuş mum titreyerek yanacak (Refik H. Karay)
KANDİL
Sıvı hâlindeki yağa batırılmış bir fitilin yanması suretiyle ışık veren aydınlatma âleti.
Hatice Hanım her gece ona üç kandil yakarmış (Reşat N. Güntekin)
İSTİĞFAR
Allah'tan günahlarının bağışlanmasını isteme, tövbe etme, Allah'tan af dilemek için söylenen "estağfurullah" sözüne ve bu sözle başlayan dualara verilen isim.
Bana söylediği bu yalan için kimbilir şimdi kaç tövbe ve istiğfar çekecek. (Yusuf Z. Ortaç)
İSTİFRAĞ
Kusma, gaseyan etme, kayetme
Ağabey, hani Ada'ya giderken nasıl mîdesi bulandı da affedersin denize istifrağ ettiydi (Burhan Felek).
NADAN
Cahil, bilmez, bilgisiz kimse, sert ve gönül kırıcı, kaba kimse, nobran
Sükût etmek gibi âlemde nâdâna cevâb olmaz (Şefîî)
NALAN
İnleyen, inleyici, sızlayan, figan eden
Gönül bir bütün zâr u nâlânıdır / Ki aşk ehli hep mest ü hayrânıdır (Rûhî-i Bağdâdî)
SOFA
Evlerde oda kapılarının açıldığı ve eskiden ev halkının birlikte oturduğu, yemek yediği genişçe yer, hol; Tekke, zâviye gibi yerlerde sütunlar veya kısa parmaklıklarla ayrılmış olan oturma yeri.
Merdiven bitince önlerine hasır döşeli geniş bir sofa çıktı (Hüseyin R. Gürpınar).
DİVANHANE
Eski Türk evlerinde, saray ve konaklarda büyük sofa, salon.
Melling'e İstanbul'da emanet edilmiş belli başlı eserler, eski Beşiktaş sarayının divanhanesi ve Vâlide Sultan daireleriydi (Ahmet H. Tanpınar).