İmam-ı Gazali kitapları
Kelam ve ahlak alimi olan imam Gazali, yaşadığı dönemde girdiği ilmi tartışmalarda, nazik ve nezih bir üslup kullandı; yüksek ilmi, hitabeti, izah etme kabiliyeti ve zekasıyla dikkat çekti. Din adına bıraktığı eserleri ile gelecek nesile ışık tuttu. Peki, Gazali'nin eserleri nelerdir? İmam-ı Gazali kimdir? Kısaca hayatı ve eserleri nelerdir? İşte, İmam Gazali'nin İslam dini ve düşüncesinin hemen her alanı ile ilgili olduğu gibi, tüm insanlığa hitap eden kitapları…
Önceki Resimler için Tıklayınız
İmam Gazâlî'nin İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn adlı eseri, yazıldığı dönemden günümüze kadar hemen her nesil tarafından yeniden çevrildi, tekrar tekrar okundu. İbadetlerin batınî boyutlarını ele alan İhyâ'nın "ibadetler" bölümü, hassas bir çalışmayla derlenerek yeniden tercüme edildi.
Çalışma sırasında tasavvûfî geleneğin oldukça zengin kavram ve düşüncelerini içeren İhyâ metninin daha iyi ve doğru anlaşılabilmesi için, son derece kıymetli bir İhyâ şerhi olan İthâfu's-Sâde'ye sıklıkla müracaat edildi. Böylece okuyucunun daha çok istifade edebileceği bir eser ortaya çıktı. İbadetlerin Ruhu, bu yönüyle diğer İhyâ tercümelerinden farklıdır.
İbadetlerin Ruhu, İhyâ'nın tamamını okuma fırsatı bulamayanlar için, akıcı üslubu ve insanın kalbine hitap eden yönüyle mutlaka okunması gereken bir eser.
İmam Gazali "Helaller ve Haramlar" eserinde dinimizin günlük yaşam içinde uygulamamız gereken kurallarını incelikli ve detaylı bir biçimde bize anlatıyor. Kitabın birinci bölümünde; helali aramanın önemi ve değerleri, fazileti, haramın kötülüğü, helal ve haramın dereceleri anlatılıyor. İkinci bölümünde; şüphelilerin mertebeleri, bunların kaynağı, haram ile helalden bunların ayır edilmesi irdeleniyor.
Üçüncü bölümünde; araştırma, sorgulama, bunların üzerine gitme ve ihmal durumlarının incelenmeleri aynı zamanda bunların helal ve haram sanılma nedenleri araştırılıyor. Dördüncü bölümünde; tövbekar olan kimsenin yapmış olduğu mali zulümlerden arınma meselesi inceleniyor. Beşinci bölümünde devlet büyüklerinin verdikleri maaşlar, hediyeler bunların helal ve haram olma sınırları tartışılıyor. Altıncı bölümünde; devlet büyükleriyle birlikte bulunmak, onlarla oturup kalkmanın kişi üzerindeki etkileri ve hükümleri inceleniyor. Yedinci bölüm olan son bölümde ise; farklı meseleler ve çözümlerine yer veriliyor.
Ebu- Ha-mid Muhammed bin Muhammed el-Gazali, İranlı İslam âlimi, filozofu, mutasavvıfı ve müderrisi. Lâkabları, Hüccet-ül-İslam ve Zeyüddin'dir. Genel olarak El Gazali ve İmam Gazali isimleriyle tanınmıştır.
Gazali Hicri 450 (Miladi 1058) yılında Horasan'ın Tus şehrinde doğmuştur. İlk öğrenimini Tus şehrinde Ahmed b. Muhammed er-Razikâni'den, daha sonra Cürcan şehrine giderek Ebû Nasr el-İsmaili'den eğitim görmüş daha sonra 28 yaşına kadar Nişabur Nizamiye Medresesi'nde ilim öğrenimi görmüş, itikadi düşünce olarak Ebu Hasan Eş'ari'den ve ameli görüş olarak ise Şafii etkilenmiştir.
Hocası İmam-i Harameyn Abdülmelik el-Cüveyni 1085 yılında ölünce Nişabur'dan Büyük Selçuklu Devleti'nin veziri Nizamülmülk'ün yanına gider. Nizamülmülk'ün huzurunda olan bir toplantıda verdiği cevaplarla diğer bilginlerden üstünlüğünü kanıtlayınca 1091 yılında Bağdat'taki Nizamiye Medresesi'nin Baş Müderrisliği'ne tayin edilir. Burada geniş bilgisi ve yetiştirdiği kalabalık öğrenci topluluğuyla kısa sürede ün ve saygınlık kazandı. Bir zaman ders veremeyecek ölçüde ruhsal bunalıma düştü. Bu bunalım Gazali'nin Sufizm'e yönelmesinde etkili oldu.
Tasavvuf alanındaki hocası olan Ebu Ali Farmedi'nin etkisiyle bu alana daha çok önem verdi. Tasavvufa olan ilgisinden ve Hacc'a gitmek istemesinden dolayı medresedeki görevini bırakarak 1095 yılında Bağdat'tan ayrılarak Şam'a gitti. Şam'da iki yıl kaldıktan sonra 1097 yılında Hacc'a gitti. Bu davranışını dinsel gerekleri tam olarak yerine getirememesine bağlayanlar olduğu gibi Nizamül Mülk'ün öldürülmesine duyduğu üzüntünün neden olduğunu öne sürenler de vardır.
Hac görevi sonrasında Şam'a döndü ve buradan Bağdat yoluyla Tus'a geçti. Şam ve Tus'ta bulunduğu sürede tefekkür ve uzlet yaşamı sürdü ve tasavvuf alanında oldukça ileri bir aşamaya geldi. Bağdat'tan ayrılışından on bir yıl sonra 1106 yılında Nizamül Mülk'ün oğlu Fahrül Mülk'ün ricası üzerine Nişabur Nizamiye Medresesinde tekrar eğitim vermeye başladı. Burada kısa süre sonra Tus'a dönerek yaptırdığı Tekke'de müritleriyle birlikte Sûfi yaşamı sürdü. Gazali 1111 yılında doğum yeri olan Tus şehrinde vefat etti.