Fethin sembolü Ayasofya'ya yazılan 10 şiir
İstanbul fethinin sembolü olan Ayasofya, dünden bugüne şairlerimizin yürek yangınını tutuşturmuş, bu yangını dizelere aksettirmiştir. Ayasofya'ya dair yazılmış ilk şiirlerden birinin Taşlıcalı Yahya Bey'e ait olduğunu biliyor muydunuz? Ya da büyük dava adamı Osman Yüksel Serdengeçti'nin Ayasofya'nın bir cami olarak mabedlikten çıkarılıp müzeye dönüştürülmesine tepki olarak Ayasofya şiirini yazdığını? Sizler için, Ayasofya'ya yazılan 10 şiiri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu;
Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u!
Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi,
Türk'ün padişahı, bir gök yarılır gibi
Girdi, "Eğrikapı"dan kır atının üstünde
Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde!
O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın…
"Belde-i Tayyibe"yi fetheden padişahın
Hak yerine getirdi en büyük niyazını;
Kıldı Ayasofya'da ikindi namazını.
İşte o günden beri Türk'ün malı İstanbul,
Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul.
Nâzım Hikmet
Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!
Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi,
Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!...
Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?
Hani minarelerinden göklere yükselen,
Ta maveradan gelen ezanlar?...
Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...
Ayasofya ses vermiyor,
Ayasofya bir hoş,
Ayasofya bomboş!...
Hani nerede?
Şu muhteşem minberde,
Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde,
Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...
Ayasofya! Ayasofya!...Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...
Hani nerede?
Gönüllerden kubbelere,
Kubbelerden gönüllere
Gürül gürül akan Kur'an sesleri?...
Kur'an sesleri dindirilmiş,
Müslümanlar sindirilmiş!...
Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin
İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...
Osman Yüksel Serdengeçti
İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul'dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor.
İlhan Berk
Ayasofya,
Ey muhteşem mabet;
Gel etme,
Bizi terketme!...
Bizler, Fatih'in torunları, yakında putları devirip,
Yine seni camiye çevireceğiz...
Dindaşlarımızla,
Kanlı göz yaşlarımızla,
Abdest alarak secdelere kapanacağız,
Tekbir ve tehlil sadalarıboş kubbelerini yeniden dolduracak
İkinci bir fetih olacak,
Ezanlar bu fethin ilanını,
Ozanlar destanını yazacaklar...
Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...
Bu olacak Ayasofya,
Bu muhakkak olacak...
İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...
Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,
Ayasofya, belki yarından da yakın!...
Osman Yüksel Serdengeçti
"Ebedîleşen fetih mûcizesinde, her nazarda;
Ezelî Muhammedî hikmeti âşikâr görürsün.
Dede'nin ferahfezâsıyla kanatlanan cihanda;
Ayasofya'dan ezan sesleri yükselince hürsün."
Memduh Cumhur vefatından sonra şiirlerinin toplandığı Vuslat adlı kitabındaki bir "Kıt'a"da Ayasofya'yı böyle yad etti: "Ayasofya öyle mahzun, ulu kubbeler duâsız, / Seneler süren bu hasretle minâreler ezansız. / Bize zor gelen tecellî daha çok sürer mi Yârab? / Göğe yükselen niyazlar gibi secdeler mekânsız."
Memduh Cumhur