Ernest Hemingway'in İstanbul'a geliş amacı neydi?
Amerikan edebiyatının kendine özgü tarzıyla tanınmış romancısı Hemingway'in birçok eseri, başyapıtlar arasında gösterilir. Özellikle 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkileyen yazar, hikayeleriyle tanınmadan önce hayatını gazetecilikten kazanır ve türlü sebeplerle dünyanın çeşitli ülkelerini gezer. Bu dönemde, Toronto'da çalıştığı gazete tarafından İstanbul'a gönderilir. Peki, ajan olarak da çalıştığını bildiğimiz Hemingway'in, Türkiye'ye gönderilme nedeni neydi? Hemingway, Mütareke İstanbul'u dönemiyle ilgili nasıl bir anlam taşıyordu? Ölüm yıl dönümünde Hemingway'in az bilinen hikayesini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Çağımızın önde gelen yazarlarından Ernest Hemingway, 1899'da Chicago yakınlarında doğdu. Babası doktordu. Hemingway ortaokulu bitirdikten sonra, Kansas City Star adlı gazetede çalışmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katıldı. 1918'de İtalyan ordusunda çarpışırken yaralanarak, cepheden ayrıldı ve Paris'e yerleşti. Burada Ezra Pound'dan büyük destek gören Hemingway, önce "Güneş de Doğar ve "Silahlara Veda" adlı romanlarını yazdı. Silahlara Veda, yazara büyük ün sağladı.
Bunu avcılık serüvenlerini anlatan "Afrika'nın Yeşil Tepeleri" izledi. Dönemin birçok sanatçısı gibi İspanya İç Savaşı'na da katılan Heminhway, 1940'ta bu savaşı anlatan güçlü romanı "Çanlar Kimin İçin Çalıyor?''u yayımladı. Bu roman çok geçmeden sinemaya uyarlandı. 1952'de yazdığı "İhtiyar Balıkçı" büyük yazarın ününe ün kattı. Bu başarısını 1953'te Nobel Edebiyat Ödülü izledi. 1961'de av tüfeğiyle vurularak ölen yazarın intihar mı ettiği, yoksa kazaya mı uğradığı kesin olarak öğrenilemedi. Afrika'nın Yeşil Tepeleri, yaşanmış bir safarinin öyküsüdür; Ernest Hemingway'in başından geçen serüvenleri anlatışındaki ustalığın bir ürünüdür. Hemingway, Avrupa'da bulunduğu yıllarda sık sık Afrika'ya avlanmaya gitmiştir. Kendi ülkesinde de balıkçılıkla birlikte, avlanmanın her türüne ilgi duymuş; çoğunlukla avlanabileceği yerlerde yaşamış; daha sonra da bunları birbirinden güzel öykülerle anlatmıştır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Ormanda, çamların iğne yapraklarıyla kaplanmış kahverengi toprağa yüzükoyun uzanmış; çenesini, kavuşturduğu kollarına dayamıştı. Çam ağaçlarının tepelerinde, yükseklerde bir yel estirip duruyordu. Uzandığı yerden hafif bir eğimle inen dağın yamacı, aşağılarda alabildiğine dikleşiyordu. Geçit boyunca dolana dolana giden yolun yağlı karasını bile görebiliyordu yattığı yerden. Yolun kıyısında bir ırmak vardı; geçidin aşağısında, akarsuyun yanı başındaki hızarı; büğetten, yaz güneşi altında dökülen apak suları da görebiliyordu.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Güneş de Doğar, Ernest Hemingway'in ilk, ancak en ünlü kitaplarından biridir. Roman çok büyük ilgi görmüş, sinemaya da aktarılmıştır. Hemingway, savaşı değişik boyutlarıyla ele alan bir yazardır. Bu romanda da olduğu gibi, savaşın insan üzerindeki etkisini, insandan neler alıp götürdüğünü bütün doğallığıyla yansıtan bir ustadır.
Bu açıdan bakınca, Hemingway'in ününün ve yazdıklarının evrenselleşmesi doğaldır. Güneş de Doğar'daki kişiler, savaş sonrası değer yargıları yiten, değişen yaşamları üç aşağı beş yukarı birbirine benzeyen insanlardır. Romanın baş kişileriyse, bu çöküntüyü olanca derinliğiyle yaşarlar. Hemingway yaşamı, ister av, ister savaş alanında, isterse arenada, nerede olursa olsun düş kırıklıklarıyla dolu bir savaş gibi algılar. Yaşadıklarına gözlemlerini de katınca, her biri ötekinden güzel, inandırıcı ve dünyanın dört bir yanındaki okuyucuya seslenen dev yapıtlar ortaya çıkarır. Güneş de Doğar'da Hemingway, aşklarındaki, yaşamlarındaki düş kırıklıklarını eğlenerek, bohem hayati yaşayarak, başka mutluluklar arayarak unutmaya çalışan insanları anlatır. Çağdaş Amerikan yazının güzel örneklerinden olan Güneş de Doğar, yayınevimizin sürdürdüğü Hemingway Bütün Dizisi'nin de unutulmayacak başyapıtlarından biridir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Akıntı Adaları, Nobel Edebiyat Ödüllü Hemingway'in, yazarlığının en olgun döneminin ürünlerinden biridir. Hemingway'in bizzat yaşadığı ve duygusal yönü ağır basan serüvenlerden yola çıkılarak yazılmış olan roman, yazarın son kitaplarından biridir. Üç bölümlük bu romanda yazar, hareketli ve karmaşık bir serüvenler zinciriyle okuru adeta bağlıyor. Kısa, yalın cümleler kullanan, özgün sert tarzı ile bilinen ve "tragedya yazarlarının sonuncusu" olarak tanımlanan yazarın insanı sarsan anlatım yeteneğiyle roman okumanın tadına varacaksınız.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Ya Hep Ya Hiç, ailesini ekonomik olarak ayakta tutabilmek için Küba ve West Adası arasında kaçakçılık yapmak zorunda kalan dürüst bir adam olan Harry Morgan'ın hüzünlü hikâyesidir. Yaşam onu, bölgeye akın eden zengin ve sefahat düşkünü yatçıların dünyasına götürür ve alışılmadık bir rol oynamasına neden olur. Son derece gerçekçi ancak yine de Hemingway'in eserleri arasında en incelikle işlenmiş ve etkileyici ilişkilerle bezenmiş örneklerden olan Ya Hep Ya Hiç, sizleri bekliyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…