Edebiyatımızın önemli murabba şairleri
Bent adı verilen dört dizelik kıtalardan oluşan şiir türü murabba, divan edebiyatında 15. yüzyılda Ahmed Paşa tarafından kullanıldı. Tanzimat edebiyatında ise Namık Kemal, bu türün başarılı örneklerini verdi. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren de şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazıldı. Sizler için örneklerle, edebiyatımızın önemli murabba şairleri hakkında bilgileri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Nedendir bilsem ey bülbül figanın
Açarsın ellere raz-ı nihanın
Niçin har-ı beladır aşiyanın
Vefa-dar olmadı mı gül-sitanın
Günümüz Türkçesiyle:
Ey bülbül! (Bir bilsem) inleyişlerin ne yüzdendir!
Gizli sırlarını başkalarına açmaktasın.
Ya niçin yuvan, bela dikenidir?
Yoksa gülistanın sevgine vefa göstermedi mi?
Taşlıcalı Yahya ya da Dukaginzâde Yahyâ, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda yaşamış Osmanlı askeri ve divan edebiyatı şairidir. Yaşadığı dönemde Fuzuli'den sonra en büyük mesnevi şairi olarak tanınmıştır. Yahya Bey ana dili Türkçe olmayan pek çok şair içersinde Türkçeyi en güzel kullanan birkaç şairden biridir. Sade ve temiz bir Türkçe kullanmıştır. Beş mesnevi yazarak o dönemin en büyük ideali olan hamse sahibi olmuştur.
Âşık olal'dan ana leyl ü nehâr
Işkum artar eksilir sabr u karâr
Olmasun Yahyâ gibi mahzûn u zâr
Söyle ey bâd-ı sabâ cânânıma
Günümüz Türkçesiyle:
Ona âşık olduğumdan beri gece gündüz aşkım artar
Aşkım artar fakat sabrım ve kararlılığım azalır
O sevgili Yahya gibi hüzünlü ve feryat dolu olmasın
Ey sabah rüzgârı sevgilime bunları söyle
16'ncı yüzyıl divan şairi Fuzuli, edebiyat tarihçileri tarafından divan şiirinin edasını dönüştüren şair olarak nitelendiriliyor. Türkçe sevgisi ve bilinciyle şiir dünyasını yoğuran Fuzuli, nesilden nesile aktarılan ve beşeri aşktan ilahi aşka uzanan tasavvuf yolculuğunun en önemli hikayesi olan Leyla ile Mecnun'un, yüzyıllar boyunca Türkçe okunmasını sağladı. Yalın ve berrak bir Türkçe ile yazdığı şiirler ve eserleri günümüzde de Türkçe konuşulan coğrafyalarda ezberlenip okunmaya devam eden şair, Türkçe'nin yanı sıra Farsça ve Arapça'da da divanlar kaleme aldı.
Divan şiirinin edasını dönüştüren Fuzuli'nin beyitleri ve anlamları
Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgârım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm cânım efendim sevdiğim devletli sultanım.
Günümüz Türkçesiyle:
Senin yüzünden perişan oldum, ama sen perişan halimi sormadın.
Senin aşkın sebebiyle derde düştüm, ama sen derdime çare bulmadın.
Benim hayatım, vakitlerim hep böyle mi geçsin, ne dersin güzel hanım
Gözüm, cânım efendim, sevdiğim, devletli sultanım.