30 yaşına gelmeden muhakkak okumanız gereken Doğu klasikleri
Doğu'nun klasikleri, binlerce yıl boyunca Doğu kültürlerinin zengin birikimini yansıtan önemli eserlerdir. Bu eserler, Doğu'daki İslam medeniyetlerinin ve diğer büyük medeniyetlerin düşünsel, sanatsal ve kültürel mirasını taşırlar. Doğu'nun klasikleri okumak, bu zengin mirasa daha derinlemesine bir bakış açısını sağlar. Doğu klasiklerinden okunması gereken önemli eserleri sizler için hazırladık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Mevlid
🔹 Süleyman Çelebi tarafından yazılan eser, aslen "Vesiletü'n-Necat" adını taşımaktadır. Ancak, halk arasında daha çok "Mevlid" olarak bilinir. Süleyman Çelebi'nin derin bir Peygamber sevgisiyle kaleme aldığı bu eser, döneminde Batınilik gibi sapkın inançlara karşı çıkarak devlet ve toplum düzeninin korunmasına katkı sağlamıştır. Bu eser, milletin inanç birliğini koruma görevini başarıyla yerine getirmiştir.
🔹 Mevlid terimi, doğum zamanı, doğum yeri ve doğum anlamlarını içermektedir. Aynı isimle anılan bir edebiyat türü de mevlid olarak bilinir. Bu edebi tür, genellikle Hz. Peygamber'in hayatını konu alır. Peygamberin doğumu, peygamberliği, mucizeleri ve vefatı gibi önemli olayları işler. Ayrıca, bazı mevlid metinleri Elh-i Beyt ve diğer özel hikayeleri içerebilir. Süleyman Çelebi'nin Mevlid'i, diğer mevlid metinleri arasında edebi değeri, etkisi ve yaygınlığı ile öne çıkar.
Siyasetname
🔹 Nizamülmülk, Selçuklu sultanları Alparslan ve Melikşah döneminde 29 yıl boyunca vezirlik yapmış bir devlet adamıdır. Sultan Melikşah'ın isteği üzerine 1086-1092 yılları arasında Farsça olarak kaleme aldığı Siyasetname, her bir bölümde farklı bir konuyu ele almaktadır ve bu konuları öğretici hikayelerle süslemektedir. Bu eser, zamanın ötesindeki öğütleri ve bilgileri içermesi nedeniyle hala büyük bir güncelliğe sahiptir.
🔹 Nizamülmülk, sadece nasihat vermekle kalmamış, aynı zamanda somut tekliflerde bulunarak siyasetin uygulanabilir yönlerini de ortaya koymuştur. Siyasetname, tarih boyunca yönetimde etkili olmuş ve gelecek nesiller için bir rehber olmuştur. Bu nedenle, Nizamülmülk'ün eseri, sadece Selçuklu döneminin değil, insanlık tarihinin önemli bir eseri olarak kabul edilmektedir.
Şahname
🔹 Şahname, İran'ın destansı tarihini, ilk insanın yaratılışından başlayarak anlatır ve Arap egemenliği altındaki döneme kadar uzanan süreçteki gerçek bilgilere dayalı bir hikaye sunar. Bu epik eser, tarih, mitoloji, kahramanlık ve ahlaki öğretilerle dolu zengin bir içeriğe sahiptir. İran kültürünün kökenlerine, kimliğine ve milli gururuna dair derinlemesine bir bakış sunar.
🔹 Şahname, İran'ın milli destanı ve Fars edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. Aynı zamanda dünya klasikleri arasında benzersiz bir yere sahiptir. Bu büyük eser, Türkçe'ye II. Murad'ın emriyle çevrildi. Tercüme edilen bölüm, eserin ikinci kısmını oluşturur.
Tezkiretü'l Evliya
🔹 Feridüddin Attar, 617 (1220) yılında tamamladığı eserin önsözünde daha geniş bir kitleye hitap edebilmek için Farsça kaleme aldığı eserine "Tezkiretü'l-evliyaʾ" adını verdiğini belirtir. Yazılış sebeplerini maddeler halinde sıralarken, velilerin Kur'an ve Sünnet'i en güzel şekilde açıklayan sözlerinden hem halkın hem alimlerin faydalanmasını sağlamak, insanların kalplerine Allah sevgisinin yerleşmesine vesile olmak amacını öne çıkarır. Attar ayrıca bu eserinden dolayı, "Kişi sevdiğiyle beraber olur" hadisinin tecellisine mazhar olup evliyaların ruhaniyetinden istifade etmeyi ve şefaatlerine ermeyi ümit ettiğini ifade eder.
🔹 Feridüddin Attar'ın yegane mensur eseri olup, vefatından bir sene önce yazılmıştır. "Tezkire," iyi şeyleri anmayı ve güzellikleri hatırlamayı teşvik eden bir kavramdır. Velilerin veciz ve irşad edici sözlerinin, örnek teşkil eden davranışlarının hatırlanıp önce Allah'ın, sonra peygamberlerin, velilerin ve ahiret ahvalinin anılmasını sağlayan bir araç olarak kullanılır.
Mukaddime
🔹 İbn Haldun, "Mukaddime" eseriyle tarih yazıcılığında çığır açmıştır. Mukaddime'de medeniyetlerin yükselişi ve çöküşü hakkında önemli fikirlerini açıklar ve bu durumu açıklarken "umran" kavramını vurgular. Aynı zamanda devletlerin bekasını ele alır ve insan ömrü ile devletlerin ömrü arasındaki ilişkiyi açıklar.
🔹 İbn Haldun'un bu dünya tarihini incelediği eser, ön söz ve giriş mahiyetinde kaleme alınmış ve "Mukaddime" adını taşır. Toplam yedi ciltten oluşan bu eser, tarih ilminin önemine, tarih yazımında kullanılan yöntemlere, tarihçilerin yaptığı hatalara ve sahip oldukları yanlış inançlara, bunların nedenlerine odaklanır. Ayrıca, İbn Haldun kendi tarih anlayışını detaylı bir şekilde açıklar.