Lübnan'ın ikinci büyük kenti Trablus, tarihi dokusunu korumaya ve Osmanlı döneminden çok sayıda eseri günümüze taşımaya devam ediyor. Orta Doğu'nun Akdenize bakan şehirlerinden Trablus, Fenikeliler zamanından bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yaptı.
Şehir, Fenikelilerden sonra Perslerin, Romalıların, Emevilerin, Fatimilerin, Haçlıların ve Memlüklerin idaresinde kaldıktan sonra Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı döneminde eski medeniyetlerden kalan yapılara ek yeni mimari eserlerin inşa edildiği şehirde bu yapıtların önemli bir kısmını günümüzde de görmek mümkün. Osmanlı Devleti zamanında Trablusşam olarak adlandırılan kentte hanlar, hamamlar, medreseler, kamu binaları ve çarşılar dahil çok sayıda tarihi eser bulunuyor.
Trablus Tarihi Araştırmacısı ve Soy Bilimci Fuad Trablusi, yaptığı açıklamada, şehrin yaklaşık M.Ö. 700 yılında kurulduğunu belirterek, "Trablus ismini Yunanca Tripoli kelimesinden aldı. Tripoli, bu dilde 'üçlü şehir' anlamına gelmektedir. Burası, Fenikeliler döneminde 3 şehrin birleştirilmesiyle kurulduğu için bu ad verilmiştir. Sonra bu isim Arapçalaştırılarak Trablus'a dönüştü." dedi.