Hayatını Türk irfanına adayan mütefekkir Cemil Meriç kimdir?
Bir çağın vicdanı olan Cemil Meriç, kendi ifadesiyle "hayatını irfana adamış, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi"ydi. "Düşman bir dünyada dostsuz büyüyen" Cemil Meriç'in yalnızlığı çocukluğundan başlayıp ömrü boyunca devam etti. Kaleme aldığı eserleriyle edebiyat ve düşünce dünyamızda sadece dönemini değil ondan yıllar sonra gelen nesilleri de etkiledi. Peki, modern çağın filozofu Cemil Meriç kimdir? Fikir hayatımıza damga vuran eserleri nelerdir? Vefatının 35. yıl dönümünde Türk edebiyatının mütefekkir yazarı Cemil Meriç'i rahmetle anıyoruz.
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Kültürel kanal olarak dergiye düşen görevin bilincinde olan Meriç, "Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz. Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekalar topluluğunun. Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doğrusu mesajı. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar..." ifadeleriyle dergilerin önemine değindi.
🔸 Doğu-Batı çatışmasını düşüncesinin ana omurgasına yerleştiren, oryantalizmi sömürgeciliğin keşif kolu olarak gören ve "1964 yılında sadece Osmanlıyım" diyen Meriç, "Osmanlı irfandır, Avrupa kültürdür" değerlendirmesiyle "Kültürden İrfana" adlı eserinde şu önerilerde bulundu:
"Hadis-i Şerif, 'Kendini tanıyan Rabbini de tanır' buyuruyor. Önce kendilerini tanımalılar, kendilerini yani ikbal ve idbarlarıyla tarihlerinin bütününü, kendi dillerini, kendi dinlerini, kendi irfanlarını... Sonra insanlığın tarihine eğilmek, Asya ve Avrupa'nın her düşüncesini hiçbir peşin hükme saplanmadan incelemek... Bu çetin yolculukta iki çetin yardımcıya ihtiyaç var. 1) Milli irfan hazinelerini taramaya yetecek zengin ve köklü bir Türkçe (İslam harflerini öğrenmeden böyle bir fethe çıkılabileceğini sanmıyorum) 2) Bir Batı dili, Avrupa'yı, imtiyazlı birkaç züppenin vesayetine ihtiyaç duymadan bizzat tetkik etmek için bir Batı dilini bilmekten başka çare yoktur. Sonra 'ikra (oku)' emr-i celiline uymak..."
🔸 Kızı Ümit Meriç ise daha önce Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda, kitaptan değil kitapsızlıktan korkulması gerektiğini söyleyen ve okumayı "İçimizdeki meçhul alemin kapılarını açan bir anahtar" olarak tanımlayan babasını şu sözlerle anlattı:
"Cemil Meriç'in her günü, eserinin bir sayfasında mündemiçtir. Hiçbir gününü değil, görmediği halde bir dakikasını boş geçirmeyen bir insandır. Ağzından en çok çıkan söz 'Oku evladım' ve arkasından 'Yaz evladım' olmuştur. Onu bir insanlık kahramanı olarak değerlendirmemiz bu açıdan çok önemli. Hepimize, bütün beşeriyete vereceği bir mesaj var. Bunu hiç unutmadan her nefesimizi alıp vermemiz gerekiyor."
🔸 Cemil Meriç, deneme, inceleme dalında "Hind Edebiyatı (Bir Dünyanın Eşiğinde)", "Saint Simon - İlk Sosyolog İlk Sosyalist", "İdeoloji", "Bu Ülke", "Umrandan Uygarlığa", "Mağaradakiler", "Kırk Ambar", "Bir Facianın Hikayesi", "Işık Doğudan Gelir", "Kültürden İrfana", "Jurnal I-II", "Sosyoloji Notları ve Konferanslar" eserlerini kaleme aldı.
🔸 Yazar ayrıca "Onüçlerin Romanı - Altın Gözlü Kız", "Otuzundaki Kadın", "Onüçlerin Romanı - Ferragus", "Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti", "Hernani", "Marion de Lorme", "Ziya Gökalp Türk Milliyetçiliğinin Temelleri", "Köprüden Düşenler", "Dillerin Yapısı ve Gelişmesi (Berke Vardar ile birlikte)" ve "İslam'ın Mirası - Batıyı Büyüleyen İslam" adlı eserlerin çevirisine imza attı.
🔸 Cemil Meriç'in de dediği gibi "İnsanlık büyük bir aile… Biz de bu ailede kendimize düşen şerefli yeri almak zorundayız." Modern çağın filozofu Cemil Meriç, bu büyük insanlık ailesinde en şerefli yeri alarak 33 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Saygı ve rahmetle anıyoruz…