Filistinli Düşünür Dr. Munir Fasheh: "Bilgeliği geri kazanmadan insanlık için umut yoktur"
Filistinli eğitimci ve düşünür Dr. Munir Fasheh, Batı medeniyetine dair sert eleştirilerde bulundu. Fasheh, "Batı tarzı resmi eğitimin bir hegemonya aracı olduğunu" belirtti. Özellikle Filistin bağlamında, bu sistemin yerel (görünmez) bilgiyi kasıtlı olarak görünmez kıldığını ifade eden düşünür, mevcut okulların çocuklarda "korku, dehşet" oluşturduğunu ve sürekli düşünmekten korkan bireyler yetiştirdiğini vurguladı. Fasheh'e göre, Batı'nın başarıları işgaller ve yıkım üzerine kurulmuştur ve insanlığın çöküşten kurtulmasının tek yolu bilgeliği geri kazanmaktır.
Harvard Üniversitesi'nden doktora derecesi almış bir eğitimci olan Dr. Munir Fasheh, Batı tarzı resmi eğitim sistemine dair eleştirel analizlerini paylaştı. Fasheh, bu sistemin özellikle Filistin bağlamında yerel, yani görünmez bilgiyi nasıl görünmez kıldığını değerlendirerek, komşuluk gibi yerel eğitim modellerinin sömürgeci eğitim modelleri karşısında kurtuluş pratiği sunduğunu ifade etti.
Dr. Fasheh, Batı ve Avrupa medeniyetlerinin etrafındaki ihtişamın, "işgaller, katliamlar ve kendini yeniden üreten her şeyi tahrip etme" üzerine kurulu olduğunu hatırlattı. Amerika ve Avustralya kıtaları dahil olmak üzere, Avrupa'nın bu bölgelerin tüm zenginliklerini aldığını, halklarını yok ettiğini ve bu zenginliklere sahip olduğunu belirtti. Fasheh, bu yıkımın günümüzde genetiği değiştirilmiş tohumlara (örneğin Monsanto'dan sürekli yeniden satın alınması gereken tohumlar) kadar uzandığını ifade etti. "Üç kıtanın tüm zenginliklerini çalmasına rağmen Avrupa'nın hala acı çektiğini" dile getiren düşünür, Batı yaşam tarzının "bilgelik içeren bir yol olmadığını" söyledi.
Okullardaki Korku ve Dehşet Kültürü
Mevcut eğitim sisteminin oluşturduğu psikolojik ortama da dikkat çeken Dr. Fasheh, okula giren çocuğun kendini güvende hissetmediğini belirtti. Çocuğun sürekli "yanlış bir şey söylemekten veya notlarının düşük olmasından" korktuğunu ve bu durumun korku ve dehşete sebep olduğunu ifade etti.
Bu öğrenme veya eğitim modelinin, sürekli olarak düşünmekten ve konuşmaktan korkan insanlar oluşturduğunu söyleyen Fasheh, Batı'nın hiçbir zaman bilgeliği tam olarak bilmediğini, hatta Bağdat'taki Beyt'ül Hikme (Bilgelik Evi) hakkında yazılanların bile çoğunlukla "bilgeliğin ruhundan hiçbir şey vermediğini" ifade etti.
Hegemonyadan Kurtulmak ve Yerel Zenginliği Keşfetmek
Dr. Fasheh, Gramsci'den esinlenerek geliştirdiği bir görüşle, kendisinin de Avrupa-Amerikan kabilesi tarafından "zihinsel ve ahlaki olarak üstün olduklarını" düşündürülerek hegemonyaya uğradığını hissettiğini, bu durumu annesiyle birlikte fark ettiğini aktardı.
Fasheh, bu Batı hayranlığından ve kendini küçümseme durumundan kurtulmak gerektiğini vurguladı. Ancak kurtuluşun yolu, kendi medeniyetlerimizde var olan "şaşırtıcı" zenginliği görmekten geçiyor. Bu zenginliğin ne okullarda ne de üniversitelerde mevcut olmadığını belirten Fasheh, mevcut zorluğun bu zenginliğin yeniden nasıl ortaya çıkacağı olduğunu dile getirdi.
Öğrenme sürecinde yaşanan değişime dikkat çeken Fasheh, gerçeği artık dille değil, gözlerle tanır hale geldiğimizi ifade ederek, "dili gözlerle değiştirmek" terimini kullandı. Bir çocuğun dili gerçek bir ortamda yaşayarak öğrendiğini, oysa formel eğitimin bu gerçekliği sağlamadığını örnekledi.

İnsanlık İçin Tek Umut: Bilgelik
Dr. Munir Fasheh, mevcut tehdidin çok gerçek olduğunu belirterek, "İnsanlık, bilgelik olmadan tamamen çökebilir" uyarısında bulundu. Fasheh, "Bilgeliği geri kazanmadan insanlık için umut yoktur" dedi. Ona göre bilgelik, her bölgenin ve her topluluğun, bulunduğu yerde "nasıl bilgece yaşayacağını kendine sorması" anlamına geliyor.
Fasheh'den Gençlere Çağrı: "Anlam ve Beyan Kaynağı Sizsiniz"
Hegemonya eleştirisinin yanı sıra Dr. Fasheh, günümüz gençliğine yönelik kritik bir çağrıda da bulundu. Gençlerin hayatları boyunca unutmaması gereken mesajın ne olduğu sorusuna Fasheh, bireysel gücün içsel kaynaklara dayandığını belirterek cevap verdi.
Dr. Fasheh, gençlere hitaben en önemli mesajın şu olduğunu vurguladı: "Her insan anlam ve beyan (ifade) kaynağıdır."
Bir kişinin bu kaynağa nasıl dönüşebileceğini de açıklayan Fasheh, bunun yolunun "Tefekkür ve içtihat (gayret/çaba) yoluyla" gerçekleşeceğini söyledi. Düşünür, bu sürecin "çok basit" olduğunu, çünkü tefekkür ve içtihat yeteneklerinin "Cenab-ı Hak'tan gelen yetenekler olarak içimizde mevcut" olduğunu ifade etti.
Dr. Fasheh, bu içsel gücün dış koşullara bağlı olmadığını da ısrarla belirtti: "Bu yetenekler, ne bir yere ne bir göreve ne de başka herhangi bir şeye bağlıdır."
Fasheh, "Tefekkür, içtihat ve anlam ve beyan oluşturmak" kavramlarının, "her gencin yapabileceği ve yapması gerekenleri özetlediğini" sözlerine ekledi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.