Arama

Geçmişten günümüze zihin kontrolü

Zihin kontrol deneyleri ile alakalı, Delgado’nun 2001 yılında Cabinet dergisine verdiği röportajda Eşi, Franco’ya uzaktan müdahaleyle işine son verme hayallerini hatırlatınca şöyle cevap veriyor Delgado: “Elektromanyetik ışınımla belli bir mesafeden diktatörü (İspanya, Francisco Franco) kontrol altına alabilirdik. Yale’de, beyni 30 metre mesafeye kadar etkileyebildiğimiz bazı deneyler de yapmıştık.”

Geçmişten günümüze zihin kontrolü
Yayınlanma Tarihi: 8.10.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 08.10.2017 14:34

Kore Savaşı boyunca esir alınan Amerikan askerleri Mançurya yakınlarındaki bir kampta toplanıyordu. Sayıları 7000'i bulan bu askerlere, işbirliği yapmaları için Çinliler tarafından klasik işkence yöntemlerinin yanı sıra beyin yıkama faaliyetlerinde bulunuluyordu. Bu faaliyetler o derece başarılı olmuştur ki çoğu Amerikan askeri düşmanla işbirliği yapmakla kalmamış, gazetelere, televizyonlara kendi ülkelerini, kapitalizmi suçlayıcı demeçler vermiş, bildirilere imza atmışlardır. Tüm bunların Amerikan askerlerine zorla yaptırıldığına inanılırken, asıl şok 1953 yılında, savaş bitip esirlerin ülkelerine dönmelerine izin verildiğinde 21 Amerikan askerinin bunu reddetmesiyle yaşandı. Bu askerlere ne olmuştu?

ARAŞTIRMAK İÇİN BİRİM KURULDU

Soğuk Savaş yıllarıydı ve artık Amerikan devleti komünistlerin gizli bir zihin kontrol yöntemi olduğuna inanıyordu. CIA'de zihin kontrol yöntemlerini araştırmak için birim kuruldu. Yıllar sonra, 1974'te Amerikan kongresinin konuyla ilgili araştırma komisyonunun ifşa ettiği üzere, CIA uzun yıllar boyunca elektroşok, kimyasal (LSD), hipnotizma gibi teknikler kullanarak gizli zihin kontrol deneyleri gerçekleştirmiş ve bunun için bazı üniversite, hastane ve klinikleri fonlamıştı.

Şüphesiz, CIA'nin desteği gizli olsa da araştırmaların hepsi gizli değildi. Yale Üniversitesi'nde görevli İspanyol profesör Jose Delgado deneylerini halka açık alanlarda yapıyor, zihin kontrolünün "medeni dünyanın" geleceği için neden zorunlu olduğunu röportajlarda, sempozyumlarda, kitaplarda anlatıyordu. New York Times'ın ön sayfasına taşıdığı, ilk ses getiren deneyi 1963 yılında bir arenada yapıldı. Delgado, beyninin bazı bölgelerine elektrotlar yerleştirdiği kızgın bir boğanın saldırısını uzaktan kumandayla durduruyor. Delgado'nun stimoceiver adını verdiği bu cihaz radyo dalgaları vasıtasıyla beynin belli bölgelerinin uyarılması prensibiyle çalışıyordu. Stimoceiver, o sıralar uzayda astronotlarla iletişim aracı olarak kullanılan telemetrik cihazının gelişmiş bir versiyonuydu. Aslında kızgın boğa deneyi gösterişi seven Delgado'nun konuyu kamuoyuna mal etme biçimiydi. İstediği tepkiyi almak için beynin hangi bölgesini radyo dalgalarıyla uyarması gerektiğini bir klinikte, Nobel ödüllü psikiyatrist Walter R. Hess'le birlikte hayvanlar, sara ve akıl hastası insanlar üzerinde yıllarca yaptığı deneylerden zaten öğrenmişti.

AMERİKAN BÜYÜKELÇİSİNİ MİKRODALGA IŞINIMIYLA ETKİLEMEK

Delgado, her ne kadar boğa deneyiyle meşhur olmuşsa da, şempanze Paddy ile yaptığı deney çok daha önemlidir. Bu deneyde beyne elektrotlar yerleştirilmemişti. Elektromanyetik alan içerisindeki şempanzenin amigdalasından (beynin başta korku, saldırganlık olmak üzere duyguların denetiminden sorumlu bölgesi) kaynaklanan her etkiye karşı stimoceiver cihazı beynin boz madde denen bölgesine huzursuzluk ve acı hissi yaratan bir karşı sinyal gönderiyordu. Bu negatif geri beslenme sebebiyle birkaç saatlik sinyal tecrübesinden sonra şempanze uysallaşıyor, sessizleşiyordu. İddialara göre 1962 yılında, Ruslar Moskova'daki Amerikan büyükelçisini mikrodalga ışınımıyla etkilemeye çalışmıştı. CIA buna mukabil, Pandora Projesi adını verdiği bir elektromanyetik ışınım programı başlatmış ve Delgado'yu dahil etmişti. Paddy deneyi bu programın sonucuydu.

Zihnin Fizikî Kontrolü: Psiko-Medenileştirilmiş Bir Topluma Doğru. Bu, Delgado'nun 1969 yılında yazdığı kitabın adıdır. İspanyol İç Savaşı'nı ve diktatör Franco tecrübesi yaşamış biri olarak Delgado, fertlerin ve toplumun liberal değerlere göre teknoloji vasıtasıyla ehlileştirilmesine yürekten inanıyordu. Kamuoyundan ve meslektaşlarından gelen şiddetli eleştirilere her seferinde açık yüreklilikle cevap vermişti: "Toplumumuzun siyasi kontrolü için bir psikocerrahi programına ihtiyacımız var. Amaç, zihnin fizikî kontrolü. Verili normlardan sapan herkes cerrahi müdahaleyle düzeltilebilir. Fertler dünyadaki en önemli şeyin kendi varoluşları olduğunu zanneder ama bu sadece şahsi bakış açısıdır. Tarihi perspektiften yoksundur. İnsanın kendi zihnini geliştirmesine hakkı yoktur. Bu tür bir liberal oryantasyonun büyük cazibesi vardır. Biz beyni elektrikle kontrol etmeliyiz. Bir gün ordular ve generaller beynin elektriksel stimülasyonuyla (tahrik) kontrol edilecek." (Delgado'nun 1969'da yazdığı Physical Control of the Mind kitabından)

Zihin kontrol deneyleri günümüzde hangi seviyelere geldi bilmiyoruz, birçok spekülasyon var. Ama Delgado'nun, 2001 yılında Cabinet dergisine verdiği röportajda ağzından kaçırdıkları bize bir ipucu veriyor. Eşi, Franco'ya uzaktan müdahaleyle işine son verme hayallerini hatırlatınca şöyle cevap veriyor Delgado: "Elektromanyetik ışınımla belli bir mesafeden diktatörü kontrol altına alabilirdik. Yale'de, beyni 30 metre mesafeye kadar etkileyebildiğimiz bazı deneyler de yapmıştık."

STAR

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN