Arama

Zekeriya Erdim
Mart 7, 2019
“Efsane öğretmenler” projesi

Bilindiği gibi "efsane" kelimesi; "olağanüstü" olaylar, durumlar, kahramanlar için kullanılır. Alanında "üstün başarılı" olan kimseler de bu sıfatla anılır.

Yetmişli yılların başlarında, Öğretmen Lisesi'nde okurken; "efsane" bir edebiyat öğretmenimiz vardı. Dersine girdiği ve girmediği tüm öğrenciler ona çok ilgi duyuyor ve itibar ediyorlardı.

Biz şiiri, edebiyatı onun şahsında sevmiştik. Aileden ve çevreden gelen farklı telkinlere, hatta tazyiklere rağmen; lise üçte edebiyat sınıfını, üniversitede edebiyat fakültesini o yüzden tercih etmiştik.

Basına yansıyan beyanlardan anlaşıldığına göre, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, "sınava hazırlama" sistemi konusunda, yeni bir "yol haritası" çıkarıldı. Öğrencilere hem dijital ortamlarda hem de sınıf ortamlarında takviye eğitim imkânları sunulacağı bilgisi aktarıldı.

Bu bağlamda "efsane" olarak nitelendirilen öğretmenler, kamera karşısına çıkacakmış. Hazırlanacak "ders videoları" aracılığıyla, başarılı öğretmenlerden, tüm öğrencilerin, ücretsiz olarak istifade etmeleri sağlanacakmış.

Bakanlığın, çoktandır kullanılan bir "Eğitim Bilişim Ağı" (EBA) uygulaması var. Yetkililer, bu ağa bağlı olarak farklı bir "dijital platform" oluşturulacağını, çekilen videoların sınava yönelik konulardan oluşacağını, en iyi eğitim kaynakları ile testlerin ve konu anlatımlarının yer alacağını söylüyorlar.

Şüphesiz, bu, yeni bir adım ve ilave bir hizmet anlamına gelir. Fakat, sihirli bir formül gibi sunmak, anlamak ve algılamak yerine; hangi ihtiyaca, ne ölçüde cevap verip veremeyeceğinin irdelenmesi gerekir.

TESBİTLER

"Efsane öğretmenler" projesinin, öğretim yılı sonunda kapatılacak olan Özel Öğretim Kursları'nın boşluğunu dolduracağı düşünülüyorsa; bu, abartılı bir öngörü olur. Çünkü, sınıf içindeki iklimi oluşturamaz ve faydası sınırlı kalır.

Her şeyden önce, bütün bıranşlarda, ne kadar "efsane" öğretmenimiz var? Yeteri kadar olsa bile; kendilerini "efsane" yapan özellikleri kamera karşısında, ders anlatım videolarına ne kadar yansıtabilecekler ve ne ölçüde kabul görmüş olacaklar?

Ayrıca, öğretmenlik sadece alan bilgisi ve becerisi ile "ders anlatmak"tan ibaret değildir. Dersine girdiği her bir öğrenciye ismiyle hitap etmeyi, hal ve gidişinden haberdar olup nabzını tutmayı, selam verip hatırını sorarak değerli hissettirmeyi, moralini ve motivasyonunu yükselterek iç dinamiklerini harekete geçirmeyi, sorularına cevap verip sorunlarına çözüm üreterek aydınlatmayı yahut yol göstermeyi, hayatına dokunarak hatır (saygınlık) elde etmeyi gerektirir.

Aslında, sektörün içinde bulunan kurslar ile yayınevleri, yıllardır yardımcı kitaplar, testler ve ders videoları oluşturarak öğrencilerin hizmetine sunuyor. Ancak, hiç kimse bunları alarak evinde yahut okulunda çalışmakla yetinmeyip; güvendiği bir kurumda kursa gitme gereği duyuyor.

Sonuç olarak, "efsane öğretmenler" tarafından anlatılacak ders videoları, okul ya da kurs ortamlarının yerini tutmayacaktır. Sınava hazırlık için istifade imkânı sunacak ama başka bir arayışı ortadan kaldırmaya yetmeyecektir.

TEKLİFLER

Madem ki böyle bir gündem oluştu; hamuru biraz daha yoğurup gelştirelim. Altını, üstünü, sağını, solunu iyi doldurup; kalıcı çözümün altyapısını oluşturalım.

Bakanlık, elinin altındaki muazzam potansiyeli harekete geçirip; öğretmenler ve idareciler, öğrenciler ve veliler nezdinde geniş tabanlı bir anket çalışması yapsın. Ortak aklın işaret ettiği özellikleri belirleyerek; "efsane öğretmen"in profilini çıkarsın.

Bunun için, geçmişin tecrübe ve birikimlerinden de istifade edebilirler. Tarihe mal olmuş yerli ve yabancı "model öğretmenler"in hayatlarını inceleyebilirler.

Böylece, "ideal öğretmen"in kıriterleri ortaya çıkmış olur. Kimin "efsane öğretmen" olup olmadığını anlamanın altyapısı oluşur.

Mevcut öğretmenlerin tamamına, ortak bir hedef gösterilir. Kendilerini güncelleyip geliştirerek; belirlenen standartlara uyum sağlama fırsatı verilir.

Öte yandan bu vasıflarda öğretmen ve idareci yetiştirmenin peşine düşeriz. Büyük bir ihtimalle; öğretmen adaylarını, orta öğretim döneminden başlayarak, daha bilgili ve bilinçli seçeriz.

Örgün eğitimde, kalite ve kariyer standardını yükseltmek için "efsane" öğretmenlerin ders videolarını yayınlamak değil; her bir öğretmeni, o tarife ve tanıma uygun olacak şekilde yetiştirmek gerekir. Bunu destekleyip, devam eden bir algıya ve olguya dönüştürmek amacıyla, iyi örneklerin ve öykülerin filimleri, dizileri, belgeselleri yapılabilir.

Bakanlık, kimlerin ve nasıl tesbit edeceklerini bilmediğimiz "efsane öğretmenler"in ders videolarını yayınlayacaksa yayınlasın. Fakat bunu, önemli bir sorunun, köklü ve kalıcı çözümüymüş gibi sunmasın.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN