Arama

Veysel Kurt
Temmuz 12, 2019
S-400'ler geldi, bundan sonra ne olacak?

Türkiye ile ABD arasında potansiyel bir kriz alanı olarak değerlendirilen S-400 hava savunma sistemi Türkiye'ye geldi. Savunma Bakanlığı 12 Temmuz günü itibariyle S-400'lerin ilk kısmının Ankara'ya ulaştığını duyurdu.

Peki bundan sonra ne olacak ? ABD ile Türkiye arasında fırtınalar mı kopacak ?

Maalesef hem ABD hem de Türkiye'de bu senaryonun gerçekleşmesini bekleyen kesimler var. Özellikle ABD'de bunun için çalışan güç odakları da mevcut.

Amerikan siyasetinde bu tarz lobi faaliyetleri ve söylemsel tavırlar normal. Buna karşın bizim dikkat kesilmemiz gereken iki konu var. Birincisi ABD yönetiminden gelecek tepkiler ikincisi de Türkiye'nin tavrı.

ABD cenahına bakıldığında kurumlar arasında birçok konuda olduğu gibi Türkiye ve S-400'ler konusunda da bir eşgüdümden bahsetmek mümkün değil.

Kongre üyelerinin bir kısmı ve Pentagon Türkiye'ye karşı açık bir tavır içinde. Bunu Pentagon'un eski Patronu Shanahan'ın mevkidaşı Hulusi Akar'a gönderdiği mektuptan anlıyoruz.

Bazı Kongre üyelerinin ABD basınına verdiği demeçler ve yazdığı yazılarda da benzer bir tavra rastlıyoruz. Bu örnekler ABD yönetimini Türkiye'ye karşı en sert pozisyonu takınmaya zorluyor.

Trump'ın daha farklı bir yaklaşıma sahip olduğunu ise G-20 zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesinde dile getirdiği ifadelerden anlıyoruz. Trump açıkça bu konuda Türkiye'nin haklı olduğunu dile getirmiş ve belki de Patriot alımını da içeren yeni bir uzlaşma formülünün sinyallerini vermişti.

ABD içindeki bu dağınıklık Türkiye'ye bir hareket alanı kazandırırken daha fazla aktörle muhatap olması gerektiğini de gösteriyor.

Fakat en nihayetinde ABD içindeki farklı sesler içinde boğulmamaya ve yönetimin tavrına odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Meşhur CAATSA yaptırımlarının devreye girme şartı Rusya'dan alınması öngörülen şey ne ise onun teslimatının yapılmasıdır. Teslimat da yapıldığına göre ABD yönetiminden bir çıkış olmasını bekleyeceğiz.

Mesele Trump'ın bu çıkışının hangi seviyede olacağıdır.

Trump yönetiminin hangi gerekçe ile olursa olsun Türkiye'ye karşı takınacağı tavır, aynı zamanda Türkiye'nin vereceği karşılığın dozunu da belirlemiş olacak.

G-20'deki tavrı meseleyi yumuşak bir çerçevede halletmenin peşinde olduğuna dair bir gösterge. Ancak ABD'de yaklaşan seçimlerle ilgili hesapları ve Kongreden gelecek baskıya karşı nasıl karşı koyacağı da önemli. Bu açıdan bakıldığında sert bir çıkış yapması da sürpriz değil.

Tam da bu noktada meselenin ikinci boyutuna geliyoruz. Trump'ın çıkışı ne olursa Türkiye'nin bir panik havasına bürünmemesi gerekiyor.

Bu bağlamda birçok yazı, analiz ve demeçlere rastlamak mümkün.

Halbuki ABD'nin olası çıkışlarının maliyetini düşürmenin en etkin yolu paniğe kapılmamak ve doğru karşı hamleyi yapmaktır.

Daha da önemlisi S-400'lerin Türkiye'nin güvenliği açısından nasıl bir yer tuttuğunu ve caydırıcılıklarının birkaç yıl içinde Türkiye'ye kazandıracaklarını akılda tutmak gerek.

Bunun için de Doğu Akdeniz, Suriye krizinde gelinen nokta ve ABD-İran gerilimindeki belirsizliğe bakmak yeterli.

Veysel Kurt

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN