Ben Avrupa'ya giderken kafam önümde gitmiyorum. Çünkü biz çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik...
Hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa bunların tamamını yaptı onlar. Hem de Batı'nın gözü önünde, Batı medeniyeti adına...
Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç böyle demişti.
Bununla da kalmamış, "Bosna'da ölen biziz ama kaybeden sizsiniz..." diye haykırmıştı.
Evet, asıl kaybeden onlardı.
Zira...
Bosna'daki katliam, aynı zamanda, uğrunda yıllar yılı mücadele verdikleri "demokrasi" ve "insan hakları" gibi değerlerin katledilmesinin ifadesiydi.
Bize "çoğulcu demokrasi" üzerine bol bol "ev ödevi" verdiler ama en basit "demokrasi" sınavında yerlerde süründüler.
Mısır halkının iradesini tanklarla çiğneyen Sisi'nin ayaklarının altına kırmızı halılar serdiler.
Hatırlarsanız, önce inkâr etmişlerdi.
Robert Fisk bu durumu şöyle özetlemişti: "Dünya tarihinde ilk kez bir darbe, darbe değil..."
Sonra mı?
Eleman Ertuğrul'dan "Fetullah'ın kapatma liberallerine" kadar malum eşhas, "Demokrasi darbeyle de gelir" demeye başladı.
Aslında bunda da şaşacak bir şey yoktu.
İşgalle götürülen "demokrasi," darbelerle neden gelmesindi?
"Demokrasi" ve "insan hakları" getirme uğruna milyonlarca Iraklının hayatı karartıldı.
İşgalci ABD ve yardakçısı AB, elbirliğiyle "diktatörü" devirip Irak'ı paramparça ettiler.
Bize "insan hakları" konularında "ev ödevleri" veren AB, Irak'ta ABD'nin ilaç ve gıda ambargosu yüzünden on binlerce çocuğun ölümünü seyretti.
Hiç değişmediler!..
Dün Irak'ta nasıl ki ABD'nin kuyruğuna takıldılar, bugün de Venezuela'ya müdahale konusunda hiç vakit kaybetmediler.
Sonra da Trump şöyle, Trump böyle...
ABD hep böyleydi, insanların tercihlerine hiçbir zaman saygılı olmadı.
İstemediği her lidere karşı tavrı da "şeytanlaştırmak" oldu.
İsterse o lider seçimle / sandıkla gelsin fark etmezdi. Değil mi ki ABD çıkarlarına aykırı hareket ediyor, akıbeti "diktatör" ilan edilmekti.
Yaptıkları "sinema" şundan ibaretti:
Önce "her şey seçimden ibaret değil" lakırdıları, sonra "sandık güvenilmez" yaygarası, ardından da fiili işgal...
Efendim, Maduro da hatalıymış...
Ona bakarsanız Trump da "hatalı," onu ne yapacağız?
"ABD Başkanı olarak Trump'ı tanımıyoruz" diyebilecek bir devlet var mı yeryüzünde?
Güçlü olan güçsüze dayatacak, sen de "ama- mama" diye lagaluga edeceksin...
ABD'nin vur dediğine vurmak, adamlık değil.
Salih Tuna-Sabah
