Arama

Prof. Dr. Mücahit Öztürk
Eylül 20, 2017

Okulların açıldığı ilk gün herhangi bir ilkokula gitseniz sınıfa girmemek için direnen, annesine yapışarak ağlayan ya da annesini sıraya oturtmuş elini tutan çocuklara rastlarsınız. Yuva, anaokulu ya da ilkokul 1. Sınıf olsun okula yeni başlayan, evinden ilk kez ayrılan bir çocukta bu görüntüler aile ve öğretmen tarafından pek yadırganmaz. Asıl sorun, günler geçmesine rağmen çocuğun, annesinin sınıftan ya da okuldan ayrılmasına izin vermemesiyle ortaya çıkar.

İşte neden ne olursa olsun çocuğun yaşamının bir döneminde ısrarla okula gitmek istememe ve gitmeme durumuna "okul fobisi" ya da başka bir tanımlama ile "okul reddi" diyoruz. Okul fobisinin genellikle nedeni anneden ya da bağlandığı kişiden çocuğun ayrılamamasıdır. Bu durum "ayrılma kaygısı" olarak tanımlanır.

Ayrılma kaygısı olan bir çocuk, evinden ve annesinden ayrı kaldığında yineleyici şekilde aşırı sıkıntı hissi yaşar, fazlaca huzursuz olur. Böyle bir çocuk özellikle ayrılığın ilk günlerinde çok zorluk çeker. Her sabah okula gitmemek için bahaneler uydurur.

Okula gitmek istemeyen çocuk zorlamalar karşısında devamlı huysuzlaşır, ağlar, sabah kalktığında başı ağrır, midesi bulanır ya da kusar. Bu şikâyetler okul günü sabahı belirgindir, tatil günlerinde ise hemen hemen hiç yoktur. Okula gitmeyip evde kalan çocuk, ertesi gün okula gideceğini söylese de bunu pek başaramaz. Çocuk okula gitmek istemeyişinin nedenini genellikle izah edemez. Bazen ise öğretmenden korktuğunu, annesini çok özlediğini söyler ya da başarısız olma korkusundan bahseder.

Diğer yandan okuluna düzenli olarak devam eden, uyumlu ve derslerinde başarılı bir çocukta da günün birinde okula karşı isteksizlik ve bunun sonucu okula gitmeme görülebilir. Okula sorunsuz devam eden bir çocukta yaşanan bazı olaylar, okul fobisinin gelişmesinde tetikleyici rol alabilirler. Bunlardan bazıları; herhangi bir hastalık veya tatil nedeni ile okuldan uzak kalma, anne baba arasındaki sorunlar, aileden birinin ölümü veya hastalığı, okulda arkadaş ilişkilerinin bozulmasıdır. Ayrıca okul veya öğretmen değişikliği, yeni bir kardeş dünyaya gelmesi, okulda sıkıntı ve gerginlik yaratacak bir olayın varlığı ile çocuğun cinsel, duygusal ya da fiziksel tacize uğraması da okul fobisi oluşması için risk faktörleridir.

Her sabah kalktığında okula gitmemek için direnen, türlü neden ve bahaneler ileri süren, üstüne gidildikçe sıkıntısı artan, bağıran, ağlayan bir çocukla baş edebilmek hayli zordur. Bu durumun çözümünde en can alıcı nokta, aile, öğretmen ve tedavi ekibi arasında sağlanacak iş birliği ve uyumdur. Birinci hedef en kısa sürede çocuğun okula geri dönmesini sağlamaktır. Evde geçen her gün okula dönüşü olumsuz etkiler. Özellikle okula yeni başlayan çocuklarda böyle bir sorunla karşılaşıldığında "evde kalsın yatışsın" ya da "bu yıl daha küçük önümüzdeki yıl gider" gibi söz ve yaklaşımlar süreci çıkmaza sokar.

Bu süreçte anne ve baba sabırlı, kararlı ve tutarlı olmalıdır. Her türlü suçlama, korkutma, şiddet ve ceza uygulamaları zararlıdır ve istenmeyen sonuçlar doğurur. Bunun yerine uygun bir dille çocuğa; bu problemin kendisi gibi birçok çocukta görüldüğü ve zorlansa da okula mutlaka gitmesi gerektiği, zamanla korkusunun kalmayacağı anlatılmalıdır. Aynı zamanda öğretmen ve okul idarecileri bilgilendirilmelidir. Çünkü okul fobisi olan bir çocuğun öğretmeninden ilgi ve sevgi dolu yaklaşıma ihtiyacı vardır. Bunun aksine karşılaşacağı her türlü olumsuz tutum ve davranış yeni sorunların oluşmasına katkı sağlar.

Çocuğun okula karşı olan bu direnci bazı anne, baba ve öğretmenler tarafından yanlış olarak şımarıklık, ilgiyi üzerine çekme çabası ve sorumluluktan kaçma gibi değerlendirilir. Bundan dolayı olaya sert ve tavizsiz biçimde müdahale edilir. Oysa öğretmen ve okul idarecileri çocuğa anlayışla ve sabırla yaklaşmalıdırlar. Çözümde iki temel şeye ihtiyacımız vardır; sabır ve doğru yaklaşım. Artık uğraşamıyorum bahanesiyle çocuğu okula göndermemek ve tedaviyi yarıda bırakmak, sonradan oluşacak sorunları engellemez aksine çözümü daha da güçleştirir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN