Arama

Prof. Dr. Atilla Arkan
Şubat 18, 2018
Eğitim lideri olarak okul müdürleri: Değişimi yöneten aktörler

MEB YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ

Bilgi, iletişim, yapay zeka ve mobilizasyon teknolojilerine dayalı olarak meslekler, toplumsal yaşam biçimleri ve eğitim gibi alanlarda köklü ve hızlı değişimler gerçekleşmektedir. Değişimin bu hızı da okulların tek bir merkezden değil, her okulun kendi içinden yönetilebilmesini öne çıkarmaktadır. Okullarda değişim ve dönüşümü yönetecek en önemli aktörler ise, eğitim lideri rolleriyle okul müdürleridir. Dolayısıyla gelinen noktada okul yöneticilerinin eğitim ve öğretim süreçlerini öncelemesi, çağa uygun amaç, beceri ve yetkinlikleri belirlemesi, bunları öğretmen ve ara yöneticilere aktarması, bu çerçevede okulu ve ilişkileri yeniden yapılandırması ve etkili öğretim yöntemlerini okul ortamına taşıması çok daha önemli hâle gelmektedir.

Çağa uygun eğitim kalitesine ulaşmak için gereken değişim ve dönüşümün yönetiminde ise var olan yapıyı korumaktan ziyade çağdaş gelişmeler karşısındaki değişimi yönetmek önemlidir. Bu ise mevzuata uymaktan çok farklı özellikleri öne çıkarmaktadır. Mevzuat statik olanı tanımlayıp risk almamayı öğütlerken eğitimde yaşanan değişimler ise dinamizmi öne çıkararak yönetici inisiyatiflerini önemli hâle getirmektedir. Değişen dünyada eğitimin amaçlarını, okul ölçeğinde ve yerel şartlarda yeniden kavrayabilmek, öğretmenleri bu amaçlara yönelik harekete geçirmek, desteklemek ve aralarındaki ilişkileri bu çerçevede yeniden kurabilmek okul yöneticilerinde aranması gereken özelliklerdendir. Okul ölçeğinde dönüşümü yönetmek iyi bir gözlemci olmayı, problemleri yerinde fark edip çözüm getirebilmeyi, öğretmenlerle empati kurarak sorunların çözümünde risk almayı gerektirir.

BAŞARILI ÖĞRETMENLERDEN OKUL LİDERLERİNE

Ülkemizde okullara yönetici seçme ve seçilen yöneticileri birer okul liderine dönüştürmenin bir süreç olarak tasarlanması uygundur. Konu, Türkiye'nin gerçekleri göz önünde bulundurularak incelendiğinde bunun ilk basamağını öğretmenlerin teşkil ettiği görülecektir. Çünkü okul müdürleri öğretmenler arasından seçilmektedir. Başarılı yöneticilerin başarılı öğretmenler arasından seçilebilmesi ve sürecin bu şekilde dizaynı eğitim sisteminin kalitesini artıracaktır. Öncelikle başarılı öğretmenlerin tespiti önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığının veri havuzunda öğretmenlerin başarılarına dair birçok data bulunmaktadır. Örneğin;

  • Sınıf içinde verdiği notlara bakılarak öğrencilerini eğitim öğretimle hangi seviyeye çıkarabildiği,
  • Öğrencilerinin yıllar içinde SBS, TEOG, YGS gibi sınavlarda elde ettikleri başarılara bakılarak öğrencilerinin uzun vadede katettikleri mesafe, dolayısıyla öğretmenin performansı,
  • Öğretmenin hangi sıklıkta izin veya rapor kullanarak derslerine devam etmediği,
  • Öğretmenin, öğrencilerin gelişimi ve daha iyi bir öğretim için uyguladığı sınıf içi ve/veya dışı aktiviteler,
  • Öğretmenlerin katıldıkları konferans, çalıştay, atölye çalışması, hizmet içi eğitim ve benzeri etkinlikler,
  • Öğretmenlerin kendilerini geliştirmek için yaptıkları yüksek lisans ve doktora çalışmaları bu veri havuzuna bakılarak görülebilir.

Tüm bunlar aday seçiminde karar vericilere objektif ölçütler ve bir perspektif sunmaktadır. Bazı ölçütler tek başına karar verme imkanı sunmayabilir. Okullar arasındaki farklılıklar, öğretmenin hastalık gibi özür durumları, okulun bulunduğu bölgenin dezavantajlı olup olmadığı bu ölçütlerin sıhhatini etkileyebilir. Ama adayların mesleğe başladığı andan itibaren biriken bütün verilerin bir arada analiz edilmesi, adaylar hakkında çok ciddi bulgular ve perspektif sunar. Ayrıca bu ölçütlerin yönetici aday seçme sürecinde değerlendirilecek olması, yönetici adayı öğretmenler için de bir motivasyon kaynağı olacak ve onlara kariyer ve başarının yolunu gösterecektir.

Yöneticilik, müdür yardımcılığı veya başmüdür yardımcılığı adaylarında ise, yöneticilik ile liderlik başarılarına bakılması faydalı olur. Değişimi yönetme ve eğitimin kalitesini artırma bakımından başarılı bir okul yöneticisinde şu vasıflar öne çıkar:

  • İnsan kaynaklarını ve mali kaynakları yönetebilme,
  • Öğretmenlerin başarısını artırmaya yönelik programlar tasarlayabilme,
  • Öğretmenlerin performanslarını izleme ve analiz mekanizmaları,
  • Diğer kurumlardaki iyi uygulama örneklerini, öğretmenlerin de görüşlerini alarak okula taşıyabilme,
  • Okuldaki öğrenme kültürünü geliştirebilme,
  • Öğrenci ve veli profil bilgisine nüfuz edebilme,
  • Okulda, öğrencilere yönelik akademik, sosyal, kültürel, ve sportif faaliyetler düzenleyebilme,
  • Öğrencilerin eğitim ve gelişim süreçlerine yönelik izleme ve analiz mekanizmaları geliştirebilme ve elde edilen bulguların ders öğretmenleriyle ilişkilendirebilme,
  • Öğretmenlerle gerekli görüşmeler sonucu ortak bir kararla, görece geri kalmış öğrencilere telafi programları uygulayabilme,
  • Okul aile birliği, mezunlar derneği ve çeşitli yerel yönetimlerle işbirliği kurabilme.

MEB'in veri tabanında okul yöneticisinin başarısını gösteren tüm bu alanlara dair göstergeler bulunmaktadır. Bu göstergelerin analiz edilerek yönetici seçiminde karar verebilmek için zemin oluşturması, eğitimin kalitesine yapılacak en büyük yatırımlardan biridir. Yönetici olma yolunun, eğitimin kalitesini yükselten bu ölçüt ve uygulamalardan geçtiğini bilen adaylar, doğal olarak kendilerini bu alanlarda geliştirecektir. Mevzuat ve bürokrasi odaklı yönetici seçim mekanizmaları eğitimin kalitesini arttıramamaktadır.

Özellikle öğrenci sayısı fazla ve fizikî kapasitenin büyük olduğu okullarda okul yönetiminin, ilk olarak eğitim, ikinci olarak da idari ve fizikî süreçlerin yönetimi şeklinde iki boyutu öne çıkmaktadır. Bu tür okullarda özellikle idari ve fizikî süreçlerin yönetimi için profesyonel yöneticilerin istihdam edilmesi alternatifi de düşünülebilir. Aksi takdirde okul müdürleri, zamanlarının çoğunu idari ve fizikî sorunları ve bunlara bağlı bürokrasiyi yönetmekle geçirecek, böylece eğitim kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmaları ihmal edecektir.

MEB YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ

Bakanlığın taslağı kamuoyu ile paylaşması ve eğitim paydaşlarının görüşlerini alması, yönetimde şeffaflık ve katılımcılık adına olumludur.

Yönetmelik aday seçimini anlık bir fotoğraf çekimi olarak tasarlamıştır. Bu nedenle öğretmen veya yönetici adaylarının geçmiş başarılarının seçim sürecine etkili bir şekilde katıldığını söylemek zordur. Oysa yönetici seçme, yetiştirme ve eğitim liderine dönüştürmenin bir süreç olarak tasarlanması çok daha faydalıdır. Bu tür bir tasarı için gerekli tüm bulgular MEB'in veri tabanında bulunmaktadır. Verilerin ilişkilendirilip analiz edilmesi, karara destek olacak mukayeseli grafiklerin oluşturulması ve kariyerde yükselme süreçlerinin bu analizlerle desteklenmesi çok büyük bir kazanım olur. Ülkemizin geldiği bilgi işlem donanımı ve 4.0 bilgi teknolojilerinin sunduğu imkanlar açısından bu son derece kolaydır. Yeni yönetmelik ise, bu verilerin analizine atıfta bulunmadan sadece her bir görev için belli tecrübe şartı aramaktadır.

Sunulan genel perspektifi kenarda tutarak yönetmelik hakkında şunlar söylenebilir:

Müdür, Baş müdür yardımcılığı ve müdür yardımcılığı için başvuran adaylar yazılı ve sözlü sınava tabi tutulacaklardır.

Okul yönetici adayları, test usulü ile yazılı sınava tâbi tutulacaktır. Sınavda 100 üzerinden 60 puan alan adaylar başarılı sayılacaklardır. Yazılı sınav konuları ve ağırlıkları şu şekilde olacaktır: Türkçe ve dil bilgisi (%10), genel kültür (%6), Atatürk ilkeleri ve Türk inkılâp tarihi (%5), resmî yazışma kuralları (%4), halkla ilişkiler ve iletişim becerileri (%4), okul yönetimi (%4), yönetimde insan ilişkileri (%4), okul geliştirme (%4), eğitim ve öğretimde etik (%4), Türk idare sistemi ve protokol kuralları (%5) ve ilgili mevzuat (% 50). Aday seçiminde eğitimin kalitesini artırmaya yönelik somut başarılardan ziyade mevzuat konusunda teorik bilgilere ağırlık verilmesi sorunlu gözükmektedir. Adaylar ayrıca yazılı sınav sonuçlarına göre sözlü sınava alınacaklardır.

SÖZLÜ SINAV

Sübjektifliği ve suistimali ortadan kaldırma şartıyla, liderlik becerilerini ölçmede ve buna dayalı yönetici seçiminde nitel veya sözlü değerlendirme önemli ve gereklidir. Çağdaş yönetici seçme sistemlerinde nitel yöntemlerde ciddi bir şekilde kullanılmaktadır. Güçlü ve kaliteli yöneticileri sadece yazılı imtihanla tespit etmenin pek çok zaafları bulunmaktadır. Yönetici seçme sözlü sınavında 1) analitik düşünme ve analiz yapabilme, 2) temsil kabiliyeti, 3) muhakeme gücü ve kavrayış düzeyi, 4) iletişim becerileri, özgüven ve ikna kabiliyetlerinin kriter olarak belirlenmesi olumludur. Fakat yazılı sınavda da %50 ağırlık verilen mevzuata % 40 gibi yine yüksek bir oranda yer verilmesi tartışmalıdır. Sözlü sınavların, objektiflik ve güvenilirliğin artırılması için kayıt altına alınması, itiraz yolunun açık tutulması ve açıkça suistimal yapan jüri üyelerinin tespiti hâlinde onlara yaptırım uygulanması faydalıdır. Sistem kamuoyu nezdinde bu şekilde güvenilirliğini artırabilir. Yine sınavların objektifliğini artırmak için sivil toplum örgütlerinin gözlemci olarak sınava katılabilmeleri gibi seçenekler de düşünülebilir.

Yönetmelik Fen, Sosyal bilimler, Güzel sanatlar, Spor ve İmam Hatip liselerine müdür başyardımcılığı seçim sürecini düzenlemiştir. Fen lisesi baş müdür yardımcısı öncelikle Matematik, Fizik, Kimya veya Biyoloji alan öğretmenlerinden seçilecektir. Sosyal bilim liselerinde ise baş müdür yardımcısı öncelikle Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Coğrafya, Felsefe, Psikoloji veya yabancı dil öğretmenlerinden seçilecektir. Güzel Sanatlar liselerinde ise Görsel Sanatlar/Resim veya Müzik; Spor Liselerinde Beden Eğitimi ve İmam Hatip liselerinde ise İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri alan öğretmenlerinden seçilecektir. Mesleki ve teknik eğitim lise müdür başyardımcıları ise öncelikle atölye ve laboratuvar öğretmenleri arasından seçilecektir. Diğer bir ifadeyle bu okullarda müdür başyardımcılığına görevlendirilebilmek için her bir lisenin öncelikli alanlarındaki öğretmenlere öncelik vermiştir. Bu son derece olumlu bir adımdır. Yine adaylık için en az dört yıl öğretmen olarak görev yapmış olma şartı aranması da olumlu bir husustur.

Son söz olarak okulların zamanın ihtiyaçlarına uygun değişim ve dönüşümü, öğrencilere temel becerilerin kazandırılabilmesi ve böylece eğitim kalitesinin okullarda sürekli artırılabilmesi, sorunların çözümünün merkezden değil yerinden yani okulda olmasını gerektirmektedir. Bu noktada değişimin liderleri olarak okul yöneticileri öne çıkmaktadır. Dolayısıyla yönetici seçme, okul liderine dönüştürme ve okulları etkili bir şekilde çağdaş düzeye çıkarmanın bir süreç olarak düşünülmesi çok faydalıdır. Bu süreci modelleyerek tasarlamak ve etkili sürdürebilmek için gerekli veriler Milli Eğitim Bakanlığımızda fazlasıyla mevcuttur.

Prof. Dr. Atilla Arkan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN