Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Mayıs 16, 2018
Takva mertebesine ulaştıran en büyük vesile: Oruç

Değerli okuyucum.

Yeni bir Ramazan mevsimine girmiş bulunuyoruz. Dün akşam teravih namazı ile başlayan bu mübarek ay, sahura kalkarak niyetlendiğimiz ilk oruç ile başlayıp devam edecek inşaallah bayram sabahına dek… Rabbimiz Teâlâ, zaten mübarek olan bu ayın bereketini hepimize ve tüm İslam âlemine lûtfeylesin.

Ramazan, aylardan bir ay idi… Bir gece vakti Melekler Şâhı "Cibrîl-i Emîn", yeryüzünün en şerefli mekânı, "Beledü'l- Emîn" olan Mekke-i Mükerreme'nin yanıbaşındaki bir dağda inzivaya çekilen Muhammedü'l-Emîn'e, Rabbinden ilk vahyi getirdiği an, o gece "Bin aydan hayırlı" bir hale geldi, Ramazan da mübarek kılınan bir ay olarak Ramazan-ı Şerif oluverdi. Kur'an-ı Kerim, bir geceyi bin aydan daha hayırlı hale getirdiği gibi, o geceyi içinde barındıran ayı da "Onbir ayın Sultanı" eylemişti…

Hicretin ikinci yılında Şaban ayı ortalarında inen ayetler, müminlere yeni bir vazifeyi tebliğ ediyordu. Önceki ümmetlerin yerine getirdiği bir ibadet olan oruç artık müminlere de farz kılınıyordu. Hem de Ramazan ayında… Kur'an'ın nâzil olduğu o mübarek ayda… İnen bu ayetler derin manalar ifade ediyordu aynı zamanda… Üzerinde çokça durulmasını icab ettiren manalar… Şimdi geliniz bu ayetler üzerinde duralım.

ORUÇTAN BAHSEDEN AYETLER

Bakara sûresinin 183-185. ayetleri Ramazan orucunun farz kılınışından bahseder. Şöyle buyuruyor Rabbimiz Teâlâ: "Ey müminler! Sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de sayılı günlerde tutmanız için oruç farz kılındı. Takvâ mertebesine nail olasınız diye…"

Bu ayetlerde bazı noktalar üzerinde durmak, oruç ibadetinin mahiyetini anlayabilmek adına önemlidir ve gereklidir.

"Sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi" ifadesi, oruç ibadetinin önceki ümmetlere, inananlara da farz kılınan bir ibadet olduğunu ortaya koymaktadır. O halde oruç kadîm bir kulluk ifadesidir. Oruç, Allah'a yaklaşmak, O'nun katında güzel ve yüksek bir mertebe sahibi olabilmek için önemli bir vasıtadır diyebiliriz.

Yine, "sayılı günlerde tutmanız" ifadesinden, farz orucun belirli günlerde tutulması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu günler, bir sonraki ayette bir ay olarak tayin edilecektir. O halde oruç Ramazan ayında olmak üzere tespit edilmiş ve karara bağlanmış bir zaman diliminde tutulmak üzere bizlere farz kılınmıştır.

Bu ayet-i kerimenin bize son olarak ne söylediğine bakalım. "Takvâ'ya ulaşasınız diye…" Kelime olarak en özlü tanımıyla "Allah'a kulluk şuuru" olarak tanımlayabileceğimiz takvâ, Allah'ın helal ve haramlarına karşı saygılı olmaktır aynı zamanda… Oruç ibadetinin, bu kulluk şuurunu hissetmemize en çok vesile olan bir ibadet olduğu/olacağı bu ayetle bildirilmiş oluyor. Zaten bir hadis-i kudsî'de "Ademoğlunun amellerinin hepsi onun içindir. Oruç müstesna, zira mümin kulum onu sadece benim için tutar. Bunun için onun sevabını bizzat ben vereceğim." buyurularak, oruçlu kimsenin, orucunu sırf Allah için tuttuğu ifade edilmiştir. Orucu diğer ibadetlerden ayıran en önemli fark, ondaki ihlas, samimiyet ve riyadan arınmışlık yönüdür. Çünkü, diğer ibadetlere riya (gösteriş) karışması muhtemel iken oruçta böyle bir durum söz konusu olamaz. Mümin, yanında hiç kimse yokken bile orucunu bozmaz, devam ettirir. Onun bu konudaki samimiyeti, orucun taşıdığı mahiyetten kaynaklanmaktadır.

Kıymetli okuyucum.

Oruç ibadetinin farz kılındığı Ramazan ayının ve bizzat orucun alakalı olduğu birçok kavram vardır. Kur'an-ı Kerim, Mukabele, Sahur, İmsak, İftar, Teravih, İtikâf, Kadir Gecesi ve Fitre… Her biri özel olarak başlıklar altında incelenmesi gereken bu kavramlar, bize oruç ibadetini anlama ve onu derinlemesine tanıma imkanı verecektir. İşte o zaman, Sevgili Peygamberimizin (sav) şu hadis-i şerifini bize neler söylediği çok daha rahat anlaşılabilecektir: "İnsanlar Ramazan ayının faziletini bilmiş olsalardı tüm ayların Ramazan kılınmasını arzu ederlerdi."

Sözlerimizi yine bir hadis-i şerif ile tamamlamış olalım.

Ubade b. Samit, (ra) Peygamberimizin şöyle buyurduğunu anlatıyor: "Ramazan ayı size bereketiyle geldi. Allah bu ayda sizi zengin kılar. Bu aydan dolayı size rahmetini indirir, hatalarınızı siler ve dualarınızı kabul eder. Allah Teala, sizin ibadet ve hayır yapma hususunda birbirinizle yarışmanızı meleklere övünerek anlatır. O halde iyilik ve hayır işleyerek kendinizi gösterin. Ramazan ayında kendisini Allah'ın rahmetinden mahrum eden kimse bedbaht bir kimsedir."

Rahmet, mağfiret ve bereketlerle dolu bir Ramazan-ı Şerif geçirmeniz dileğiyle…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN