Arama

Haşmet Babaoğlu
Temmuz 15, 2018
15 Temmuz ve sonrası üzerine notlar

Unutmadık, unutmayacağız... Çok sık tekrarlıyoruz bu sözü. Ama sözler, sloganlar, sembolizmler sosyal hafızayı diri tutmaya yetmez ve kötülüğün tekrarını önlemez. Unutmamak, anlamaktır; enine boyuna anlamak için çabalamayı bırakmamaktır. Unutmamak, eylemdir; her gün "o gün" gibi yaşamaktır. Unutmamak, duadır; dualarımızda yaşayandır.

***

Nasıl unuttururlar? Ya 15 Temmuz'da yaşadıkların hakkında şüphe uyandırılıp yerine bir başka hikaye yerleştirilir ("Sen ne yaşadın ki, hiçbir şey bilmiyorsun" diye tekrar edip durur kötülük!) ya da dikkatler başka bir güne, olaya, yere doğru çekilir. ("20 Temmuz darbesi" lafazanlığı bu bakımdan hiç hafife alınmayacak bir düşman operasyonudur.)

***

Baktım, meşum darbe girişiminden dört ay sonra şunları yazmak zorunda kalmışım: "Bir tür ruhsal kayganlık ve pişkin bir kayıtsızlık... Sanki 15 Temmuz olmamış! Bombalar, tanklar, jetler, helikopterler... Şehitler, gaziler... Hiçbiri yok! Sanki iki saatliğine bir film izlenmiş de salonun ışıkları yanınca her şeyi unutmuş gibiler. Hiç azımsanmayacak boyutta bir toplumsal kesimin toplu halde Dünya Barış Günü'nü, Hayvan Hakları Günü'nü, Kahve ve Makarna Festivali'ni hiç sektirmeden takip edip 15 Temmuz'u zihninden silmesi nasıl bir şey?" Bu tablo günümüzde değişti mi? Hayır!

***

2016 yılının baharını hatırlıyorum... Hemen bütün kurumlar FETÖ'yle mücadelede Cumhurbaşkanı'na ayak uydurmakta zorlanıyordu.
Cumhurbaşkanı çareyi muhtarlara anlatmakta bulmuştu; mesajlarının doğrudan halka gitmesine özen gösteriyordu. Siyasetin tepelerinde ise FETÖ ile mücadele konusunu hafifletme ve "uzlaşma" eğilimleri ağır basmaya başlamıştı. Darbe konusu açılınca "uzmanlar"(!) hemen dudaklarının kenarına bir gülücük yerleştiriyor ve "olmaz efendim, biz aştık o konuları" diyorlardı.. Peki 15 Temmuz'da ne gördük? Millet başka türlü takip etmiş olup bitenleri; vatanına ve devletine bir saldırı olursa "duran" değil, "durduran" olacağına çoktan karar vermiş.

***

Üzerinden iki yıl geçti... Şimdi artık o gece milletin direnişini hatırlamakla yetinemeyiz. O geceyi "güvenli evler"de kafalarını dışarı çıkarmadan geçirenleri nedeni, niçini ile nihai sorgulamaya tabi tutma zamanı gelip geçmektedir.

Haşmet Babaoğlu - Sabah

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN