Arama

Burhanettin Duran
Temmuz 7, 2018
“Tevazu” kaybı, yerel ile imtihan

CHP liderlik kavgası ile uğraşırken AK Parti seçim sonrası muhasebe sürecini yürütüyor. Dün, AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim sonuçlarını değerlendirmeye devam etti.
Erdoğan, yeni yönetim sistemine geçişin önemine, Cumhur İttifakı'nı Meclis'te de sürdürme kararlılığına ve CHP-HDP yakınlaşmasının tehlikeli gidişatına vurgu yaptı.
Dahası, partisinin haziran seçimlerindeki oy düşüşüne işaretle nerede yanlış yapıldığının tespitinin ve düzeltmesinin yapılacağını söyledi.
Ve böylece Mart 2019'daki yerel seçimlere gidileceğini açıkladı.
Kendi tespitini de, sunulan araştırmalardan hareketle, kamuoyu ile paylaştı.
Vatandaşın parti teşkilatından, belediye başkanlarından ve milletvekillerinden "tevazu" beklediğini belirtti. Bu arada "gönül belediyeciliği seferberliği" adlandırmasıyla da yerel seçimlere hazırlık startını vermeyi ihmal etmedi.

***

"Hizmetin yeterli olmadığını, asıl olanın gönüllere girmek olduğunu" söyleyen Erdoğan, yaklaşan büyük bir tehlikeye dikkat çekiyor: "Kusura bakmayın, bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir sonra kenara koyar." Bütün partiler için kritik olan "milleteulaşabilme" meselesinin AK Parti için ayrı bir önemi var. Her şeyden önce, yerel yönetimler AK Parti'nin yükselişinin başladığı yerler. Erdoğan'ın siyasi kariyerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın özel bir yeri bulunuyor.
Yine on altı yıllık iktidarın yükünü de hatırlamalıyız. Türk siyasi hayatında bu kadar uzun ve kesintisiz bir demokratik iktidar tecrübesi yok. Yıpranma doğal olduğuna göre sürekli yenilenme de kaçınılmaz.
Kaldı ki cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte yerel güçleniyor.
Yerel temsil, taleplerin karşılanma performansı ve hepsinden önemlisi "katılım" giderek önem kazanıyor. Yerel otoriteler mikro sorunları çözmede seçmene eskisinden daha sık ve nitelikli şekilde ulaşmak zorunda. Hatta mesele sadece hizmet kalitesi değil; tanınma, halk tabiriyle "adam yerine konulma" öne geçmiş durumda.

***

Bu durum bir yönüyle AK Parti'nin başarısının sonucu, diğer yönüyle de imtihanı.
Ülkenin yaşam kalitesini yükselten yatırım, proje ve hizmetin yerini geniş ölçekli bir katılım talebi alıyor. Bu yüzden seçmenin "cezalandırma" eğilimini her parti ve elbette AK Parti ciddiyetle ele almak durumunda.
AK Parti'nin yerel temsilcilerinin "tevazu" eksikliğinden yorulan seçmen, kolaylıkla Cumhur İttifakı içindeki partilere kayabilir. Bu, 24 Haziran seçimlerinde AK Parti'nin en güçlü olduğu illerde bile MHP'ye kayma olarak yaşandı zaten.

***

Biliyoruz ki, AK Parti kadroları (Refah döneminden başlayarak) 1994'ten beri belediyeleri yönetiyorlar. Ancak şimdilerde genel kanaat AK Parti belediyelerinin "hizmet ve halka ulaşma" heyecanını yitirmekte olduğu yönünde.
Erdoğan'ın karizmatik liderliğiyle yüksek oy almaya alışkın yerel siyasetçiler parti içi güç mücadelelerini "siyaset yapmak" zannetmekten vazgeçmeliler. Yeni sistemin mahiyeti itibariyle artık onları Erdoğan'a duyulan sevgi kurtaramaz.
İşte bu nedenle yerel seçimler öncesinde AK Parti yerelde farklı bir yenilenme rüzgârı estirmek zorunda. Erdoğan bunun adını "gönül belediyeciliği" koydu. Hizmet belediyeciliği ile klasik belediyeciliğin ötesine geçen AK Parti şimdi yerelde ciddi bir sınavla yüzleşiyor.
Yerel güçleniyor, yüksek beklenti ve güçlü katılım talepleri var. Yeni isimler ve etkili katılım mekanizmaları bulunmak durumunda...

Burhanettin Duran -Sabah

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN