Arama

Yunanistan'ın hain planı

Yayınlanma Tarihi: 22.12.2022 18:45 Güncelleme Tarihi: 05.01.2023 14:21

Osmanlılar tarihin gördüğü en adaletli ve hoşgörülü devletlerden biri oldular. Dört asır süren hakimiyetin ardından 1912'de İtalya'ya, 1948 yılında Yunanistan'a geçen Rodos, Osmanlı hakimiyeti ardından merhametsizliğin ve kötülüğün eline geçen yerlerden biri oldu. Adada bulunan Osmanlı eserleri yaklaşık yüz senedir kimliksizleştirilerek Yunan kültürüne hizmet eder hale getirilmeye çalışılıyor. Yunanistan yetmiş dört yıldır tarihin gördüğü en büyük kültür soykırımlarından birine imza atıyor.

**

◾ "On İki Ada" içerisinde coğrafi özellikleri ve büyüklüğü ile öne çıkan Rodos, Bozburun Yarımadası'na olan yakınlığı ve Müslüman kimliği ile öne çıkıyor. Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilen ve dört yüz yıla yakın Osmanlı hakimiyetinde kalan adadaki Müslüman varlığı bugün kültürel bir soykırım ile karşı karşıya.

◾ Milattan önce onuncu asırda Dorlar'ın yerleşmesi ile tarih sahnesine çıkış yapan Rodos, tahkim edilmiş şehirleri ve surları ile tanındı. Ada asıl şöhretini ise liman girişine yerleştirilen otuz metrelik heykelden aldı. Bu heykel dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edildi. Zaman içerisinde Hıristiyanlaşan Rodos, yer yer Müslümanlar tarafından ele geçirilse de bağımsız bir ada olma özelliğini korumayı sürdürdü.

◾ 1309'da adayı ele geçiren "Sean Jean Şövalyeleri" Rodos'u adeta kötülüğün merkezi haline getirdiler. Bu dönem ayrıca adanın o tarihe kadar geçirdiği en kapsamlı ve göz alıcı devir oldu. Şövalyeler adayı imar ettiler, güçlendirdiler ve Hıristiyanlık için önemli bir mevki haline getirdiler. 14. yüzyılla beraber bir üs haline gelen Rodos, şövalyelerin Doğu Akdeniz'de Müslümanlara karşı korsanlık yaptığı stratejik bir merkeze dönüştü.

◾ Osmanlılar Rodos'u alarak hem stratejik açıdan büyük önem arz eden bir adaya hakim olmak hem de Akdeniz'deki kaosa son vermek için iki büyük sefer gerçekleştirdiler. 1480 senesinde Mesih Paşa önderliğinde adayı fethetmeye çalışan Devlet-i Aliyye, şövalyelerin şiddetli direncini kıramadı. Nihayet Kanuni'nin 1522 yılında bizzat yönettiği saldırı altı ay sonucunda fetih ile sonuçlandı.

◾ Yaklaşık dört yüz yıl süren Osmanlı hakimiyeti altında Rumlar, Yahudiler ve Müslümanlar bir arada yaşadılar. Zeytin ve zeytinyağı ticareti ile öne çıkan Rodos, zengin ve tahkim edilmiş bir ada olarak anıldı. 1912 senesinde Osmanlı - İtalyan Harbi sırasında Rodos işgal edildi ve adadaki Osmanlı hakimiyeti son buldu. Bu işgal sürecinde adadaki Yahudiler adadan uzaklaştırıldı ve katliama uğradı.

◾ Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde bahsettiği üzerine Rodos'ta otuz altı cami başta olmak üzere külliyeler, medreseler ve şifahaneler vardı. Lakin zaman içerisinde bu eserler çokça azaldı. 1948 Paris Antlaşması ile adaların Yunanistan'a devri özellikle Rodos'ta büyük bir nüfus değişimine sebep oldu. Ada'da bulunan Müslüman nüfusun çok ciddi bir kısmı Türkiye'ye göç etti. Bu tarihten itibaren Yunanistan haince bir politika benimsedi. Rodos'ta bulunan Bizans eserlerini yenileyen Yunanlar, Osmanlı eserlerini yok etme içerisinde bulundu.

◾ Rodos'ta aktif olarak açık olan ve bir cemaate sahip olan tek cami Pargalı İbrahim Paşa adını taşıyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa'nın banisi olduğu cami hakkında da pek olumlu özelliklerden bahsedilemiyor. Cami evvela göz hapsinde tutuluyor. Kimlerin mabedi ziyaret ettiği bilindiği gibi caminin içindeki üst kat kapalı tutuluyor. Ayrıca Yunanlar tarafından cami sadece namaz vakitlerinde açılmasına müsaade ediliyor.

◾ Rodos başta olmak üzere tüm Yunanistan sınırları içinde kalan Osmanlı eserlerine dair büyük bir tahribat söz konusu. Açılmayan mabetler, bitmeyen restorasyonlar ve gasp edilen vakıf arazileri bugün çok farklı amaçlara hizmet ediyor. Selanik, Atina, Mora Yarımadası, Rodos, Girit başta olmak üzere birbirinden mühim İslam sanatının nadide eserleri zaman içerisinde sistematik ve planlı şekilde yok edildi.

◾ Ziyaret yahut ibadet maksadıyla camilere vakit dışında giden Müslümanlar son cemaat yerlerini dahi kullanamıyorlar. Ayrıca gerçekleştirilen restorasyon faaliyetleri de kimliksizleştirme hareketinin bir ayağını teşkil ediyor. Restorasyon adı altında Müslüman eserleri renkli duvarlarla kaplanıyor. Bu yenileme çalışmalarının sonucunda eserlerin üslubu, özgünlüğü ve İslam'a aidiyeti tamamen ortadan kalkıyor. Restorasyon geçiren mimari eserler bir nevi Bizans dönemi çalışmalarını andırıyor.

◾ 1970'de çıkarılan "katalipsis" yasası ile Yunan hükümetleri ada üzerindeki mülklerde ciddi pay sahibi oldu. Bu yasa uyarınca on yıllar içerisinde Türklere ait sayısız arazi gaspedildi. Bilhassa vakıf arazilerini bu şekilde aralarında paylaştıran Yunanlar bu arazilerin ihalelerine Türk kökenli isimlerin girmesini de yasaklayarak ayrımcılık yapıyorlar.

◾ "Katalipsis" olarak bilinen yasaya göre 10 yıl içerisinde tapu kadastro dairelerine bildirilmeyen mal, mülk ve taşınmazlar Yunan hazinesine geçiyor.
Bilhassa eski vakıflara atanan Yunan kökenli radikal isimler eliyle gerçekleştirilen operasyonlar vesilesiyle İslam'a ve Osmanlı'ya dair eserler, vakıflar ve araziler hızla Hıristiyanlaştırılıyor.

◾ Yakın zaman içerisinde Rodos'ta önemli bir gelişme oldu. Ada'da bulunan Müslümanların manevi tören ve buluşma mekanı olan "Murat Reis Külliyesi", Katalipsis yasası çerçevesinde Müzik Fakültesi'ne dönüştürüldü. Külliye'nin haziresinde Kıbrıs'ı fetheden Murat Paşa, iki Kırım Hanı ve bir İran Şahı başta olmak üzere pek çok mühim zatın kabri bulunuyor.

◾ Büyük bir provokasyon sonucunda cami haziresindeki mezarlıklara hayvan yemi bırakan Yunanlar, bu şekilde Müslümanların kabir ziyaretlerinin de önüne geçiyor. 110 yıldır haziredeki mezarlara ve diğer eserlere restorasyon izni vermeyen Yunan hükümetleri bu yolla kimlik kurucu tarihi eserlerin kendiliğinden yok olmasını arzuluyor.

◾ Yunanlar kendi toprakları içerisinde kalan Osmanlı eserlerini iki asra yakındır kasıtlı olarak tahrip ediyorlar. Bu husus onların vandallıklarını ortaya koyduğu gibi kültürel miras kavramına bakışlarını da aşikar ediyor. Ülkemizde Yunan kültür ve tarihine dair tarihi eserler koruma altında tutulurken Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'nin 400 küsur yıl hüküm sürdüğü bölgelerde yaptığı operasyon bir kültür soykırımıdır.

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 YOUTUBE 🔔

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz:

fikriyat@fikriyat.com.tr

Haberin Devamı

kalan karakter 1000

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan FİKRİYAT veya fikriyat.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.


Turkuvaz olarak kişisel verilerinizi işliyor, aynı zamanda kanunlarda öngörülen teknik ve idari tedbirleri alarak bu verilerinizin korunması için elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz. İşlenen kişisel verilerinize ilişkin aydınlatma metnine veri politikası sayfasını ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN