Hayatın en güzel demlerinde yanımızda olan çayın öyküsü
Kimimiz onun baş ağrımızı hafiflettiğini, kimimiz ise yorgunluğumuzu aldığını düşünüyor. Sudan sonraki başlıca içeceğimiz olmaya aday çaydan bahsediyoruz… İlk kez Çin topraklarında tüketilen çay, Çince kökenli bir kelime… Peki, çaya dair ilk hikaye nerede başladı ve imparatorluk topraklarına ne zaman ulaştı? Edebiyatta ve popüler kültürde kendisine nasıl bir yer edindi? İşte hayatın en güzel demlerinde yanımızda olan çayın öyküsü…
Önceki Resimler için Tıklayınız
◾ İngiltere'deki çay fiyatları, kaçakçılık ve yasadışı çay içilmesinin kapılarını açtı. Aslında, 18. yüzyılda ülkeye yasal olarak ithal edilene nazaran daha fazla çay kaçak olarak ülkeye sokuldu.
◾ Hükümet vergileri indirdikten sonra Sir Thomas Lipton, çayı geniş kitlelere sundu ve böylece bugün olduğu gibi popüler bir içecek haline geldi.
◾ Peki, günümüzde tam anlamıyla çay tiryakisi olan Türkler, tutkun oldukları bu içecekle ilk kez ne zaman tanıştı?
◾ Batı'dan çok önceleri İpek Yolu aracılığıyla Türkiye'ye giren çay, özellikle Kuzey Kafkasya ve Türkistan çayı olarak çok eskilerden bu yana Anadolu'da biliniyordu. Üretimi için Osmanlılar zamanında ilk atılım, 19'uncu yüzyılın sonlarında oldu.
◾ Tarih kitapları Türklerin, Anadolu'ya gelmeden önce Orta Asya'da çayla tanıştıklarını yazıyordu. Kazan Tatar Türklerinden dil ıslahatçısı, Abdül'l-Kayyûm Nâsırî, "Fevakihü'l–Cülesâ" adlı eserinde, 12'inci yüzyılda Kazakistan'da yaşayan Türk şair Hoca Ahmet Yesevi'nin çay içen ilk Türk olduğunu anlatıyor.
◾ Nâsırî, Hoca Ahmet Yesevi'nin misafir olduğu Türkmen komşunun evinde içtiği sıcak çayın yorgunluğunu giderdiğini ve "Hastalarınıza bundan içirin ki, şifa bulsunlar" diye dua ettiğini yazıyor.
◾ Osmanlı'da çay yetiştirmeye yönelik bilinen ilk ciddi girişim, Sultan II. Abdülhamid zamanında gerçekleşti. Dönemin Maliye Nazırı İsmail Paşa tarafından Çin'den getirtilen çay fidanları ve tohumları Bursa'da dikildi.
◾ Ancak, bölgenin iklimi çaya uygun olmadığı için verim alınamadı. İkinci deneme, 1892 yılında Japonya'dan getirilen çay tohumları için yapılsa da sonuç yine hüsrandı.
◾ Osmanlı'da çay o kadar sevildi ki, 1890 yılında Mehmet İzzet Efendi tarafından, "Çay Risalesi" adlı kitap basıldı. Çaya olan düşkünlüğünden dolayı da "çaycı" lakabıyla anılmaya başlandı.
◾ Mehmet Efendi Hicaz Vali Vekilliği, Harem-i Şerif Müdürlüğü ve son olarak da Adana Valiliği görevlerinde bulunmuştu. Bunun dışında çay tiryakilerinden biri olan Mehmet Arif Bey de "Çay Hakkında Malumat" adlı kitapta çayla alakalı faydalı bilgiler vermişti.