Osmanlı Kıbrıs'ı nasıl fethetti?
Kıbrıs, sahip olduğu jeopolitik konumu sebebiyle tarih boyunca önemli bir ada oldu. Çok eski çağlardan beri yerleşimin olduğu, asırlar boyunca pek çok milletin hakimiyeti altına giren Kıbrıs, Müslümanlar tarafından ilk kez Hz. Osman döneminde fethedilmek istendi. Bu sefer sonucunda Kıbrıs fethedilemediyse de vergiye bağlandı. Daha sonra Venedik'in hakimiyetine giren Kıbrıs'ın tekrar Müslümanların eline geçmesinin, İslam aleminin lideri olan Osmanlılara düştüğü bilinciyle Kıbrıs'a sefer düzenlendi. Peki, Osmanlı Kıbrıs'ı nasıl fethetti? Kıbrıs'ın fethi öncesi nasıl önlemler alındı? Kıbrıs'ta uygulanan iskan politikası nasıldı?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Lefkoşe'nin 50 günlük bir kuşatmanın ardından ele geçirilmesi üzerine, Baf ve Limasol kaleleri teslim oldu. Bunların ardından Osmanlılar tarafından Tuzla diye anılan Larnaka fethedildi. Adada ele geçirilemeyen tek önemli merkez olarak Magosa kalmıştı.
Lefkoşe'nin fethinden sonra ele geçen ganimet ve esirlerin bir kısmının yüklendiği Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa'nın kalyonu, esir bir kadının barut deposunu ateşlemesi üzerine, yanındaki iki gemi ile birlikte battı. Bu durum Magosa müdafilerinin morallerini yükselten bir unsur oldu.
Adanın son önemli mevkii olan Magosa kuşatıldığında kış yaklaşmıştı. Kale bir tarafı deniz olduğu için Lefkoşe derecesinde sıkıştırılamıyordu. Muhasara sürerken Venedik gemileri, Magosa'ya mühimmat ve asker ikmalinde bulunmayı başardılar.
Bahar geldiğinde Türk kuvvetleri şehri tekrar sıkıştırmaya başladı. Bir taraftan topçu ateşi sürerken, bir taraftan da kazılan lağımlarla kalenin surları tahrip edilmeye çalışılıyordu.
Türk kuvvetlerinin bütün uğraşlarına rağmen, kale komutanı Marco-Antonio Bragandino'nun çabaları şehrin düşmesini engellemekteydi.
Magosa'nın ikmal yollarının kesilmesi, şehrin daha fazla direnmesi imkânını ortadan kaldırınca, kale 1 Ağustos 1571'de teslim olmaya karar verdi. 11 aydan beri muhasara edilen Magosa'nın zaptıyla Kıbrıs'ın fethi tamamlandı.
Kıbrıs'ın fethi tamamlanınca Lefkoşe merkezli bir beylerbeylik oluşturuldu. İlk beylerbeyi olarak da Muzaffer Paşa tayin edildi. Kıbrıs Beylerbeyliği Baf, Magosa, Girne, Alanya, İçel, Tarsus ve Trablusşam sancaklarından meydana gelmekteydi.
Görüldüğü gibi sadece adanın kendisi değil, Anadolu ve Suriye'den de bazı yerler bir araya getirilerek, idari bir birim oluşturulmuştu. Ancak Trablusşam bir müddet sonra Kıbrıs Beylerbeyliğinden geri alındı. Adanın güvenliğini sağlamak için bırakılan 8 bin civarında askerin önemli bir kısmı kale muhafızı olarak örgütlenmişti.
Kıbrıs'ta fethi daimi kılmak için bir iskân siyaseti takip edilerek, önemli sayıda Türk Anadolu'dan getirilerek, buraya yerleştirildi. Bu işlemin tam tersi olarak da savaş sırasında Venediklilere yardım eden 300 kişilik bir topluluk Antalya'ya iskân edildi. Savaş sırasında Osmanlılara yardım eden yerlerin ahalisine vergi kolaylıkları sağlandı.
Örneğin Girne savaşsız teslim olduğu için bazı vergilerden muaf tutulmuştu. Osmanlı saflarına geçen askerlerin bir kısmına imparatorluğun başka taraflarında timar verildi, bir kısmı ise Kıbrıs'taki Osmanlı askeri teşkilatı içerisinde görevlendirildi.