Osmanlı Kıbrıs'ı nasıl fethetti?
Kıbrıs, sahip olduğu jeopolitik konumu sebebiyle tarih boyunca önemli bir ada oldu. Çok eski çağlardan beri yerleşimin olduğu, asırlar boyunca pek çok milletin hakimiyeti altına giren Kıbrıs, Müslümanlar tarafından ilk kez Hz. Osman döneminde fethedilmek istendi. Bu sefer sonucunda Kıbrıs fethedilemediyse de vergiye bağlandı. Daha sonra Venedik'in hakimiyetine giren Kıbrıs'ın tekrar Müslümanların eline geçmesinin, İslam aleminin lideri olan Osmanlılara düştüğü bilinciyle Kıbrıs'a sefer düzenlendi. Peki, Osmanlı Kıbrıs'ı nasıl fethetti? Kıbrıs'ın fethi öncesi nasıl önlemler alındı? Kıbrıs'ta uygulanan iskan politikası nasıldı?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Kıbrıs'ın fethi için Lala Mustafa Paşa serdar, Piyale Paşa ise donanma komutanı tayin edildi.
Sefer için görevlendirilen 300 civarı gemi ile 60 bin asker, 1570 yılının bahar aylarında üç grup halinde Kıbrıs üzerine hareket etti. Osmanlı kuvvetleri müttefik donanması adaya yardıma yetişmeden Kıbrıs'a çıkmıştı.
İstanbul'dan hareket eden Osmanlı donanması Finike'ye yaklaşarak, burada bekleyen askerleri de alıp Temmuz ayının başında Limasol Koyu'na demirledi. İlk olarak ele geçirilen yer bu koydaki Leftari Kalesi oldu.
Donanmanın bir kısmı gemileri çıkarmayı desteklerken bir kısmı ise Girit tarafından gelebilecek düşman donanmasını bekliyordu.
Adaya ayak basılmasının ikinci haftası Girne fethedildi. Ardından adanın önemli merkezlerinden Lefkoşe kuşatıldı. Behram Paşa, Larnaka koyunda zahire ve cephane gemilerini muhafaza ederken, Piyale Paşa da denizden gelebilecek düşman kuvvetlerini bekliyordu.
Bir kısım kuvvetler ise Magosa'nın dışarı ile irtibatını engellemek için görevlendirilmişti. Bu sırada Şam ve Halep eyaletlerinin askerleri de adaya gelmişti.
Lefkoşe'nin 50 günlük bir kuşatmanın ardından ele geçirilmesi üzerine, Baf ve Limasol kaleleri teslim oldu. Bunların ardından Osmanlılar tarafından Tuzla diye anılan Larnaka fethedildi. Adada ele geçirilemeyen tek önemli merkez olarak Magosa kalmıştı.
Lefkoşe'nin fethinden sonra ele geçen ganimet ve esirlerin bir kısmının yüklendiği Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa'nın kalyonu, esir bir kadının barut deposunu ateşlemesi üzerine, yanındaki iki gemi ile birlikte battı. Bu durum Magosa müdafilerinin morallerini yükselten bir unsur oldu.
Adanın son önemli mevkii olan Magosa kuşatıldığında kış yaklaşmıştı. Kale bir tarafı deniz olduğu için Lefkoşe derecesinde sıkıştırılamıyordu. Muhasara sürerken Venedik gemileri, Magosa'ya mühimmat ve asker ikmalinde bulunmayı başardılar.
Bahar geldiğinde Türk kuvvetleri şehri tekrar sıkıştırmaya başladı. Bir taraftan topçu ateşi sürerken, bir taraftan da kazılan lağımlarla kalenin surları tahrip edilmeye çalışılıyordu.