Osmanlı çiçekçileri ve çiçekleri
Çiçek ve bahçe meraklıları tarafından çeşitli zamanlarda yazılmış kitaplara Şükufename adı verildiğini biliyor muydunuz? Peki, bu alanda yapılan ilk yayının hangisi olduğunu? Osmanlı topraklarına gelen Avrupalıların hayran kaldığı çiçek sevgisine dair örnekleri sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Saray törenlerinin çoğunda da çiçek eksik değildir. Çiçek düğünlerde, özellikle de sultan düğünlerinde önemli bir yer tutar. Düğün hazırlıklarının en başında, düğün şenliklerine sahne olacak bahçenin ve meydanların çiçeklerle süslenmesi gelir. Ayrıca padişah damadı tarafından geline gönderilecek ağırlığın, değerli mücevher ve giyim eş yasının yanında, çiçekleri de içermesi gerekiyordu. Nitekim, Sultan III. Ahmed'in kızı Ümmü Gülsüm Sultan ile nişanlanan Vezir Abdurrahman Paşa'nın nişan takımında ve Sultan III. Ahmed'in kardeşi ve Sultan II. Mustafa'nın (16951703) kızı olan Safiye Sultan ile evlenen Ali Paşa'nın gönderdiği değerli ağırlık ve hediyeler arasında bol miktarda çiçek bulunduğu arşiv belgelerinde yer almaktadır. İstanbul halkı tarafından büyük merak ve zevkle izlenen nişan, çeyiz, gelin ve beşik alaylarında da tabla tabla çiçekler geçirilmesi gelenektendi.
Sultan III. Ahmed'in 1720 yılında oğulları için yaptırdığı sünnet düğününde de şeker bahçeleriyle nahılların yanı sıra esnaf alayında böyle çiçek ve meyve tablaları geçirilmiştir. Sultan III. Ahmed'in oğullarının sünnet düğünündeki esnaf alayında görülen meyve ve çiçek dolu tablaların benzeri, bugün Anadolu'nun çeşitli yerlerinde halk arasında hâlâ yaşatılmaya devam eder.
Türk edebiyatında çiçeklerden ilk söz eden eser olarak Divânü Lügati't-Türk anılabilir. Söz konusu eserde çiçekler, ne klâsik Türk edebiyatının birer estetik unsur olarak beliren çiçekleri ne de "kültür" (insanlar tarafından yetiştirilmiş) çiçekleriydi.
Klasik Türk şiirinde isimleri bizzat zikredilmek suretiyle, geçen 28 çiçek şöyledir: gül (verd), nesrîn, nesteren; lâle, şakâyıku'n-nu'mân; sünbül; nergis, ('abher), zerrîn, zerrîn-kadeh; nevrûz; benefşe (menevşe); yâsemin (semen, yâsemen); sûsen; nilûfer (nîlû-per, nîlû-berg), çadır çiçeği; reyhân, fesleğen; karanfil (karanfül); za'ferân; şebbû (şebbûy); zanbak; buhûr-ı Meryem, bahûr-ı Meryem; leylâk; merzengûş (mercanköşk), sedâb, lisânü's-sevr.