Tekniği ve sanatıyla özgün haritaların tarihi
İnsanlık, tarihinin en eski zamanlarından bu yana, galaksiyi ve içinde bulunduğu dünyayı tanıma uğraşındaydı. Bu sebeple de yaptığı birçok gözlem ve yolculukla gelişim sağladı. Seyahatlerini geometri, fizik ve coğrafya ile birleştirdi, sembollerle zemine aktardı. Haritacılık uğraşı dediğimiz bu meslek, harita ve haritalarda kullanılan işaretlerin özelliklerini araştıran, haritanın tasarım, basım ve kullanım yöntemlerini geliştirmeye yönelik araştırmalar yapan bilim dalı demek. Dünyada haritanın gelişimini sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Tarih Öncesi Çağ haritalarının ilginç örneklerinden sayılır. Kaya üzerine kazınarak yapılmış olan harita 45×90 cm boyutundadır. Haritada yerleşim yerlerindeki binalar ve bunlar arasındaki bağlantıyı sağlayan yollar açık biçimde görülür. Noktalarla gösterilmiş ayrıntının bir tarla veya avlu olduğu düşünülmüş. İtalya'da bulunur.
Tam bir kaya gravürüdür. İlkel harita çizimlerinin ilk örnekleri arasında yer alıyor. Bulunduğu ilk günlerde dünyanın ilk topografik haritası olarak kabul gördü. 2.30×4.16 metre boyutunda olup MÖ 2500-2000 yıllarına aittir. Yol olarak kabul edilen çizgilerle bağlanan bloklar ev veya evler olarak yorumlanır. İtalya'da bulunur.
Tarihi Çağ haritalarının en büyük özellikleri çizimlerin yazılı açıklamalarla pekiştirilmiş olmasıdır.
Yorgan Tepe kil tableti haritası
Kerkük yakınlarındaki Yorgan Tepe'deki kazılarda bulunmuş bir kil tablet üzerindeki bu harita Akad dönemine ait. MÖ yaklaşık 2300 yılında yapılmış. Dünyanın en eski topografik harita örnekleri arasında yer alan harita, 6.8×7.6 cm boyutlarında. Haritada iki dağ silsilesi, bunların arasından geçen bir akarsu, bazı şekiller ile bunlara ait çivi yazısı ile yapılmış açıklamalar bulunuyor. Yazıların çözümlenmesinden, haritanın ortasındaki bölgenin 354 iku (yaklaşık 12 hektar) büyüklüğünde bir arazi parçası olduğu belirlenmiş. Arazinin sahibinin adının "Azala" olduğu da yazılmış. Ancak haritanın hangi bölgeyi gösterdiği saptanamadı. Dicle ile Zap suyu arasındaki bir tarım arazisi olduğu sanılıyor. Belki bir kadastro, belki de bir sulama ağı haritasıdı. Dört ana yön yazılarla da belirtilmiş. Ancak kuzey, tabletin sağ kenarına, doğu üst kenarına, batı alt kenarına yazılmış. Yani kuzey ters yöne konmuş.
Mısırlılar daha MÖ 3000 yıllarında arazi ölçümleri amacıyla geometrik şekiller oluşturmaya başlamışlardı. Bu dönemde yaptıkları ve ülkenin güneyindeki Hamamat Vadisi'nin doğusundaki Nubia altın madeni ve civarını gösteren aşağıdaki harita, Mısırlıların en ünlü haritaları içinde yer alır. Harita iki parçadan oluşuyor. Harita, güneye doğru yönlendirilmiş olup Kızıldeniz'den Nil Nehri'ne kadar uzanan bölgeyi göstermekte.