Işığın cam ile meşki
Vitray, insanların bulundukları mekânı süsleme ve onların duygularını ifade etme ihtiyacından doğan çok farklı ve özgün bir sanattır. Işıklı cam resmi sanatı, her şeyden önce renkli ya da renksiz cam parçalarından resim yapmak ve onları ışığın önüne yerleştirmekten ibarettir.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Geçmiş dönemlerde vitray içyapılarda kullanılırken günümüz mimarisinde içyapı ve neredeyse camın olduğu yer yerde kullanılmaktadır. Vitrayın geldiği yer Doğu Akdeniz ve tarih ise antik dönem olarak gösterilmektedir. O dönemde cam çok gelişmemiş olmasına rağmen küçük ve kalın boyuttaki camların üzerine, bronzlara, mermerlerin üzerine vitray sanatı yapmışlardır.
En eski örnekler olarak boyalı vitraylar dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda ortaya çıktığı bilinmektedir. Avrupa'da yoğun olarak gotik dönemde saraylar, katedraller de görülmektedir. Avrupa mimarisinde 12. Yy da Roma stilini kullanmaya bırakmış Gotik tarzına geçmişlerdir. Gotik mimarisinde pencereler çok geniş olduğundan pencereleri kaplama için geniş cam panellerini kullanmışlardır. Daha önceki mimari eserlerde mozaik ön planda iken Vitrayın kullanımı ile mozaik eski önemini kaybetmiş ve demode olmuştur.
Vitray sanatının en önemli örneklerinden olan Chartres Katedrali 7 bin metrekarelik bir yapı ile dünyanın en büyük sanatlarından biridir. Daha sonra vitray sanatı kısmi olarak önemini yitirmiş ancak on dokuzuncu yy. başlarında tekrar sanat değeri taşımaya başlamıştır. En önemli temsilci ülke 19. Yy da Fransa olmuştur. Türkler vitray sanatını camilerde süsleme olarak çok eskiden beri kullandığını görmekteyiz.
Yeni cami, Topkapı sarayı, Süleymaniye cami ve Şehzade Türbesi bu yapılara örnek verebiliriz. İslam kültüründe yüz (sima) resmedilmesi uygun karşılanmadığından vitray sanatında geometrik şekillere çok rastlanmaktadır ancak Avrupa da kiliselerin içinde ve saraylarda Hz. İsa silueti, melekler ve havarilerine yer verilmiştir.